Vergilere Neler Oluyor?

Buraya Nasıl Geldik?
Son 2 yıla gelinceye kadar para politikasının bazen gevşek bazen sıkı uygulamalarına karşılık maliye politikası, mali disipline uygun şekilde yürütülüyordu. Bazı yıllarda sorunlar bir seferlik gelirlerle çözülse bile maliye politikasının fazlaca eleştirilecek bir yanı yoktu. Bu görünüm 2015 yılının Kasım ayında Rus uçağının düşürülmesiyle birlikte bozulmaya başladı. 2016 yılının Temmuz ayında yaşanan darbe girişiminin ekonomik faaliyetlerde yarattığı daralma ekonomide sıkıntıları doruğa çıkardı. Ardından referandum gündeme geldi. Bu kez kamu harcamaları önceki seçimlerle kıyaslanmayacak hızla artmaya başladı.  

2016 yılı Ekim ayında hazırlanan ‘Orta Vadeli Program 2017 – 2019’daki tahminlerle yeni açıklanan ‘Orta Vadeli Program 2018 – 2020’deki 2017 gerçekleşme tahminlerini aşağıdaki tabloda karşılaştırmalı olarak sunuyorum.

2017 Tahmin
2017 Gerçekleşme Tahmini
Fark (%)
Giderler
645,1
673,7
4,4
   Faiz Dışı Giderler
587,6
616,2
4,9
   Faiz Giderleri
57,5
57,5
0,0
Gelirler
598,3
612,0
2,3
   Vergi Gelirleri
511,1
520,5
1,8
   Diğer Gelirler
87,2
91,6
5,0
Bütçe Dengesi
-46,9
-61,7
31,6
Faiz Dışı Denge
10,6
-4,2
-139,6

Tablo bize 2017 yılına ilişkin bütçe tahmin sapmalarını gösteriyor. Bütçe açığı yüzde 32’ye yakın sapma göstermiş görünüyor. En ciddi sorun, yıllardır sürekli fazla veren faiz dışı dengenin ilk kez 2017 yılında açık verecek olmasıdır.

Vergi Artışları ve Yaratacağı Etkiler
Büyümeyi desteklemek için kamu harcamalarının artırılmasına devam edileceğini düşünürsek yukarıdaki görünümün 2018 ve sonraki yıllarda da süreceğini tahmin etmek mümkündür. Bunu öngören hükümet bazı vergilerde artışa gidiyor. Hazırlanan torba kanun tasarısında kamuoyunu en fazla ilgilendiren vergi düzenlemelerini ekonomik ve mali etkileri açısından kısaca değerlendirelim. (1) Asgari ücret, vergi dilimi uygulaması nedeniyle net 1.404 TL’nin altına düşmeyecek biçimde düzenleniyor. Bu düzenleme, vergi gelirlerini azaltıcı etki yaparak bütçeye yük olurken talep daralmasını önleyerek ekonomide canlılık yaratacak gibi görünüyor. Ekonomide ortaya çıkacak ek canlılığın ileride vergi gelirlerini de artırması beklenebilir. (2) Finans kuruluşlarının kurumlar vergisi oranı 2 puan artırılarak yüzde 20’den yüzde 22’ye çıkarılıyor. Bu düzenleme, vergi gelirlerini artırıcı etki yaratacak. Buradan sağlanacak ek kaynak savunma sanayi harcamalarına yönlendirileceği için kamu giderleri de artacak ve dolayısıyla gelir artırıcı etki, gider artırıcı etkiyle birbirini götürerek sıfır etkili bir durum ortaya çıkaracak. Buna karşılık finans kuruluşları ve özellikle bankalar bu ek yükü müşterilerine (örneğin kredi faizlerini artırarak) yansıtacaklarına göre bu düzenlemenin ekonomiye etkisi, talebi düşürmek ve büyümeyi kısıtlamak açısından olumsuz, talep kaynaklı enflasyonu dizginlemek açısından olumlu olacak (çelişkili etki.) (3) Gelir vergisi tarifesinde üçüncü dilimde yüzde 27 olarak uygulanan oran yüzde 30’a yükseltiliyor. Bir örnek olarak 2017 yılı kazançları için uygulanan gelir vergisi tarifesini alıp hesaplama yapalım.

13.000 TL'ye kadar 
% 15
30.000 TL'nin 13.000 TL'si için 1.950 TL, fazlası  
% 20
70.000 TL'nin 30.000 TL'si için 5.350 TL, (ücret gelirlerinde 110.000 TL'nin
30.000 TL'si için 5.350 TL), fazlası 
% 27
70.000 TL'den fazlasının 70.000 TL'si için 16.150 TL, (ücret gelirlerinde
110.000 TL'den fazlasının 110.000 TL'si için 26.950 TL), fazlası 
% 35

Yılda 70.000 TL geliri olan bir işletme sahibi düşünelim. Bu tabloya göre bu kişinin ödeyeceği gelir vergisi 16.150 TL olacaktır. Şimdi bu tablodaki 3. Dilimin yeni düzenlemenin öngördüğü gibi % 30 olduğunu düşünelim. Bu durumda bu kişinin ödeyeceği gelir vergisi 17.350 TL’ye yükselecektir (Tablodan görüleceği gibi ücretlilerde tarife farklılığı söz konusudur.) Bu artış bütçe gelirlerinde artmaya yol açarak bütçe açığını ve enflasyonu düşürücü etki yapmakla birlikte ekonomide talep daralmasına neden olarak büyüme aleyhine bir gelişme yaratacaktır (çelişkili etkiler.) (4) Kira gelirlerinin beyanında götürü usulü seçenlerin yüzde 25 gider indirimi yapmak yerine yüzde 15 gider indirimi yapabilmeleri esası getiriliyor. Bu düzenleme, anladığım kadarıyla, kira geliri elde edenleri gerçek usulü benimseye yönlendirme amacı güdüyor. Böylece kira gelirlerinin ve giderlerinin belgelendirilmesi ve kayıt dışılığın azaltılması hedefleniyor. (5) Binek otomobiller için 2018 yılında ödenecek olan Motorlu Taşıtlar Vergisi yüzde 40 oranında artırılıyor. Bir örnek olarak 1.301 – 1.600 cc hacminde 1 – 3 yaş arasında bir binek otomobilinin vergisini hesaplayalım. Bu arabanın 2017 yılındaki vergisi 1.035 TL idi. Eğer bu ek artış olmasaydı 2018 yılındaki vergisi yüzde 15 artışla 1.190 TL olacaktı, şimdi bu artışla 1.449 TL olacak. Bu artış bütçe açığını denetlemek, talebi düşürmek ve enflasyonu düşürmek açısından olumlu, buna karşılık talep düşürücü yönüyle ekonomik büyüme için olumsuz etkiler yaratacak (çelişkili etkiler.) (MTV hesaplamalarında motor hacminin yanı sıra arabanın değerinin de dikkate alınacağını ve bu hesaplamanın farklı olabileceğini belirtmemiz gerekir.) (6) Emlak vergisinde rayiç bedel artırımlarının yüzde 50 artışla sınırlandırılması esası getiriliyor. Bu düzenleme, belediyelerin bazen ölçüsüz olarak yaptıkları artışları belirli bir disipline sokarak sosyal amaca hizmet etmesi bakımından yerinde bir düzenleme olarak değerlendirilebilir.

Borçlanma Limitinin Artırılması Meselesi
Bütçe açık verdiğinde bu açığın borçlanmayla nasıl finanse edileceği konusu 4749 Sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile hükme bağlanmış bulunuyor. Bu kanunun Hazinenin borçlanma, ikraz ve garanti limitini düzenleyen 5’inci maddesi şöyle:


2017 yılı Bütçe Kanunu’nda öngörülen açık miktarı ve dolayısıyla Hazine için öngörülen borçlanma limiti yaklaşık olarak 47,5 milyar TL idi. Yukarıya aldığımız yasa maddesine göre bu limiti Hazine’nin bağlı olduğu Bakanın yüzde 5, Bakanlar Kurulu’nun da yüzde 5 artırma imkânları bulunuyor. Bu durumda Hazine’nin 47,5 ile 49,9 milyar TL arasındaki tutar için Hazine’den sorumlu Bakanın onayıyla borçlanmaya devam etmiş olması gerekiyor. 49,9 ile 52,4 milyar TL arasındaki miktar için de Bakanlar Kurulu Kararı çıkarılmış olması gerekiyor. Bu konuda bir Bakanlar Kurulu kararı olmadığına göre Ağustos sonu itibariyle ulaştığımız 53,4 milyar TL’lik net borç miktarının 49,9 ile 52,4 milyar TL arasındaki 3,5 milyar TL’lik kısmı yasaya uygun olmaksızın borçlanılmış olmaktadır.

Maddenin ilk cümlesinde "Borçlanma limiti değiştirilemez" dendiğine göre 52,4 milyar TL'lik nihai limite ulaşıldıktan sonra borçlanmanın durmuş olması gerekiyor. Bunun üzerinde borçlanılabilmesi ancak bütçe ödenekleri tamamen kullanılıp da ek bütçe çıkarıldıktan sonra mümkün olabilir. Bu durumda da 52,4 milyar TL'yı aşan borçlanma (Ağustos sonu itibariyle 1 milyar TL) tümüyle yasaya aykırı olarak yapılmış oluyor.


Yorumlar

  1. Kaleminize sağlık hocam güncel meseleleri çok rahat anlıyoruz sayenizde benim konu ile ilgisi yok ama anlayamadığım bir konu var doğal işsizlik oranı NAIRU. İçinde fiili işsizlikte var mı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlar ayrı kavramlar. NAIRU ya da doğal işsizlik oranı bir ülkede işsizliğin herhangi bir sorun yaratmadığı oran olarak kabul edilen bir oranı ifade ediyor. Mesela bu ABD için yüzde 4,5 dolayında bir orandır. Fiili işsizlik, gizli işsizlik, yapısal işsizlik, mevsimlik işsizlik ayrı kavramlardır. Doğal işsizliğin içinde bunların hepsinden birer parça vardır.

      Sil
  2. Asgari ücretliler üzerinde ki vergi düşürülmesi lazım. Üst gelir grubuna daha yüksek vergi oranı olsa da iyi olmaz mı?

    Bakıyorsunuz adam aylık 5000 lira 7000 lira alıyor.
    Asgari ücretli 1400
    Bu adalet mi oldu mu şimdi bu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabiki de olmadı.

      Sil
    2. O zaman asgari ücretlinin poposunda sineklerin uçuştuğu saatlerde, o 5000₺ alan adamın masa başında, kitap önünde uykusuz saatler geçirmesi adalet mi peki... Peki o lise önlerinde, kafelerde sürterken, öbür tarafın 3 soru daha çözsem kar kardır düşüncesi... Bunu en iyi Mahfi Hoca anlar...

      Sil
    3. Alper Bey'e katiliyorum. kolayciligi desteklerseniz gelisiminiz durur.

      Sil
    4. Asgari ücret sadece kurumsal şirketlerde 1400 tl.Kobilerde başvuru yapan çalışanla maaş pazarlığı yapılıyor. Maaşlar ortalama 800 ile 1.000 TL arasında değişiyor. Bunu kabul eden çalışan İŞKUR’a yönlendiriliyor. Çalışan İŞKUR üzerinden şirkete alınıyor. Böylece işveren çalışan için ödemesi gereken yaklaşık 700 TL’lik sigorta primini de teşvikten yararlanarak devlete yıkıyor. Çalışanın da bordroda maaşı bin 400 TL olarak gösteriliyor. Ancak maaş kartı çalışanın eline hiç geçmiyor. Şirketin muhasebecisi ya da patron maaşı bankadan çekip çalışana anlaştığı oranı veriyor.
      Bir çalışan 1.000 TL üzerinden anlaştıysa kalan 400 lira patronun cebine giriyor. 700 TL’lik sigorta primi de dahil edildiğinde patron bu yolla 1.100 lirayı cebine atmış oluyor. Tekstil atölyeleri, sürücü kursları, kreşler, oteller, gıda firmaları, marketler dahil birçok küçük şirketin bunu sistematik hale getirdiği, kabul etmeyen çalışanı da işten attığı belirtiliyor.

      Sil
    5. 5000 - 7000 yüksek gelir grubu değil maalesef, orta gelir grubu. Bu maaşları alan kişiler sonuçta yatarak oralara gelmedi.

      Sil
    6. Gelir eşitsizliği bütün dünyanın, en çok da gelişmekte olan ülkelerin sorunu. Asgari ücretin minimum sağlıklı yaşam standartlarını sağlayacak rakamın altında olmaması gerektiğini savunmakla beraber şirketlerde kimin ne kadar maaş alacağının yarattığı katma değerle paralel olması gerektiğini düşünüyorum. Yani cıvata sıkan bir işçi ile teknoloji geliştiren bir mühendisin maaşlarında fark olması kadar doğal birşey olamaz. Gerçi bu makalede konu bu değil ama görmüşken yazmadan geçemedim. iyi günler

      Sil
  3. Hocam önemli bir konu da iştirak satış kazancı ve taşınmaz satış kazancı istisnasının yüzde 75'ten yüzde 50'ye düşürülmüş olması. Bu tüm sektörleri etkileyecek olmakla birlikte esas öldürücü etkiyi yine bankalara yapacak. Çünkü bankalar son yıllarda kredi alacakları nedeni ile aldıkları taşınmazların satışından ciddi karlar elde ediyorlardı. Yüzde 22'ye çıkarılan kurumlar vergisinin yanı sıra kurumlar szökonusu kurumlar vergisi istisna oranında düşüşe gidilmesi de bankaları daha fazla zorlayacaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kv kanundaki 5/1-f bendi bu kapsamda degil gibi.

      Sil
    2. 5-1/f bendi de kapsamda. Hatta kanunun yayım tarihi itibari ile yürürlüğe girmiş olacak yüzde 50 istisna oranı.

      Sil
  4. Sosyal medyadaki yorumlara bakiyorum da, "sosyalist"lerin vergi artisindan sikayetci oldugu tek ulkeyiz herhalde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz sosyalistle mazoşisti karıştırdınız herhalde.

      Sil
    2. vergi artışı değil,sömürü artışı desek daha doğru olur....avrupa da adam 1 aylık maaşıyla araba alıyor,bizde 1 aylık maaşımızla araba vergisi yatırıyoruz..

      Sil
    3. Sosyalizmde işçi ücretlerinden vergi alınmaz.Tüm net ücretler, brüt ücret düzeyine yükselir.Ayrıca dolaylı vergilerde adaletsiz görüldüğü için kabul edilmez.Aynı zamanda ücret düzeyleri arasında pek fark yoktur.Bu da gelir dağılımında mutlak adalet sağlar.Ütopik de olsa görüş böyledir.Haliyle vergi artışlarına da tepki doğması normaldir.

      Sil
    4. Sosyalizmde devletin geliri nedir çok merak ediyorum.
      Benim bildiğim sosyalistler solcular vergi indirimlerine karşıdırlar.

      Sil
    5. Kardeş, bak senin gibi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar için Leo Huberman "Sosyalizmin alfabesi"ni yazmış. Fiyatı da ucuz, 4 küsur lira. Bir yerlerden başlamış olursun:

      https://www.kitapsahaf.net/sosyalizmin-alfabesi-p385311.html?gclid=EAIaIQobChMItsKh_NPI1gIVir_tCh2yTgyHEAQYAiABEgIQOPD_BwE

      Sil
    6. Adsiz 22:57, Sunu oku, bunu oku demek de gunumuz super zeklalilarinin modasi, okudugunu aktaracak yetenege sahip olmayanin, okudugunu anladigina nasil ikna olayim. Onun da alfabesi var mi?

      Sil
    7. Adsız 13:43

      Bedavadan bolca makarna bulgur tüketince bilgi de bunlar gibi hazırlop gelsin diye bekliyorsun anlaşılan ama öyle olmuyor bu işler. Oku ki bir şeyler öğrenesin. Burada hiç kimse sana eğitim vermek zorunda değil.

      Sil
    8. Adsiz 15:09, insanlarin istekleri bitmiyoru iste ne yaparsiniz. Halbu ki papagan gibi ogretilenleri, hic sorgulamadan, onlari sorgulatanlara hakaret ederek, orada bilip bilmeden tekrarlamak o kadar zevkli ki kendimi alamiyorum. Kusura bakmayin.

      Ben okusam da anlamam zaten, o yuzden bosa zahmet etmeyeyim.

      Sil
    9. Mümkün degil. Makarnacilarin en büyük özelligidir bu. Yukarida bir yorumcu iskur üzerinden Asgari ücretli calistiriyorum ayaklarina devleti nasil soyuyor örnegini vermis.

      Armut pis agzima düs..en belirgin özellikleridir. Reis ne derse odur. 10 Kilo makarna 20 Kilo bulgura Dünyanin 17. büyük ekonomisi sanar kendisini.

      Ne zamanki patlak vermeye baslar sistem, cöküs baslar. Reis talimati verir.. milyonlarcasi birden sucluyu bulur. sosyalistler..kemalistler ve Heeeeeyyy CeHaPe..
      Heeeeyy Kilicdaroglu..

      Bu ülke bir tiyatro sahnesi.. senaryo ayni..sahne ayni. degisen sadece oyuncular. her dönemde de milyonlardan olusan bu oyuncu kitlesi rollerini mükemmel bir sekilde babadan ogula aktararak mükemmel oynarlar.

      Bir de seyirciler var ki..... !!!!!!


      Sil
    10. Olaya müdahil olayım. Siz açken sizi ideoloji uğruna savaştırırlarken insanlar paraları götürdüler, götürüyorlar, götürecekler...Kimse de buna bir şey demiyor. Ben kendimi sağcı olarak da solcu olarak da tanımlamıyorum. Millet yuvarlanmanın derdindeyken ben genç yaşımda bunlara kafayı yordum ama olan bana oldu. Kimse de ya ben aç geziyorum adamlar beni piyon olarak kullanıyor demiyor. Ben vatan milliyetçisiyim arkadaş. Partilerden arınmamış herbir görüş benim için boştur. Partinin içindeki adamlar bile benimsedikleri çizgiyi muhafaza edemiyorlarsa bana maval okumayın! Üzerine alınan alınsın herkesin tuzu kuru millet şimdi konuşuyor. Benim derdim bana yeter. Kaybedilen zamanları geri kazanmaya çalışıyorum.

      Sil
  5. Buradaki yorumları okuyorum da yukarıdaki yazıdan ve haberlerden ne anlıyorsunuz şaşırıyorum. Müreffeh bir toplumdansa yoksullaşmayı hedefliyorsunuz. Ne üretiliyor da zenginden alınıp fakire verildiğini düşünüyorsunuz? Yapılan tek şey orta sınıfı da fakirleştirmektir. Vergi aflarını bir araştırıp kim gerçekten ne ödüyor kim ne ödemiyor bir düşünün derim. Bu şekilde düşündükçe ne asgari ücret yükselir ne gelecekte daha rahat olursunuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zihniyet hep aynı;kaybet kaybet.Bu toplum ne zaman kazan kazanı öğrenecek merak ediyorum.

      Sil
  6. Saygıdeğer Mahfi Hocam, bugün Hürriyet'de Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın gelen eleştiriler üzerine yaptığı açıklamayı dinlediniz mi? Orada MTV oranı 2018 de enflasyon güncellemesi ile %15 artacaktı diyor. 500 TL MTV ödeyen 575 TL ödeyecekti biz bunu 700 TL yaptık diyor. Sorum şu sizin analizlerinizi de göz önüne aldığımız da bu söylemi ağızdan kaçmış bir enflasyon itirafı olarak değerlendirebilir miyiz?

    Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır, enflasyona göre her yıl yeniden değerleme oranı belirlenir, bunun üzerine de bakanlar kurulu MTV'de %50 artış yapabiliyor, değerleme oranı %10, bakanlar kurulu kararıyla artırılınca %15 olacaktı zaten, bunu kastediyor.

      Sil
  7. binmişler orta direğin üstüne deh babam deh...sesini çıkartan yok nede olsa...ama az bile bu millete, çok iyi yapıyo..arkandayım reiz..%40 değil %240 yap şunu da zevki çıksın..bu millet adam olsa yarın kimse marşa basmaz,ondan sonra bak neler oluyo..bu sömürüden kurtulmanın tek yolu sınırın dışına çıkmak,yada köye dönüm mağarada yaşamak...ama onunda yolunu bulup mağara vergisi çıkarır bunlar.sonrada utanmadan mağarada ki halkımızı unutmadık onlar içinde reform yaptık derler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devlet vergisini alır bu 2*2=4 gibi bişey.hedeflerini belirler ortaya koyar tutar tutmaz bilinmez.

      Acaba biz doğru düzgün çalışır muyuz?
      Vergimizi düzenli veriyor muyuz ?
      Vatandaşlık görevimizi askerlik vergi vs hakkıyla zamaninda eda ediyor muyuz ?
      Hükümetimizin arkasında miyiz ?


      Devlete hükümete laf söylemek kolay yol.
      Cesur olan kişi kolay yolu secmez devletine sahip çıkar Allah göstermesin aç kalsak sahip çıkacak kim? Hasta olsak kim hastanede bize bakacak?
      Karnınız açıksa ususek kim sahip çıkar bize

      Lütfen biraz vicdanlı olalım lutfen

      Sil
    2. Adsız 22:30

      Gözlerim yaşardı. Bu ne duygusal bir iktidar güzellemesi böyle. Bir seçim olsa da hemen koşup bu sevgi pıtırcığı hükûmete oy versem diye içim pır pır ediyor :)

      Sil
    3. bizler hükümetin değil devletin yanındayız hafıııız

      Sil
    4. Adsız 22:30
      Lütfen objektif bakalım. Doğru düzgün çalışanda, vergiyi ödeyende,askere evladını gönderende ve maalesef ki hükümetini sonuna kadar destekleyende orta kesim ve alt kesim yani sabit ücretliler. Diğerleri sizin söylediklerinizin çoğunu yapmayan mükellefler. Özellikle kurumsal mükellefler için ne aflar, ne vergi indirimleri yapıldığı
      da aşikardır. Lütfen objektif olalım...

      Sil
    5. Devlete sadece sahip cikilmaz, devletten veya yürütücüsü hükümetten hesap da sorulur. Bu da en temel vatandaslik görevlerinden biridir. Vatandasin vergisi ile olusturdugun bütceyi kullanirken hesap verebilir durumda ve seffaf olmalisin, ben yaptim oldu mantigi sadece kabile devletlerinde gecerli.

      Sil
    6. Duyanda sosyal adaletin tavan yaptığı bir ülkede yaşıyor sanır. Laf ile peynir gemisi yürür mü? İlkokul çocuklarına söylenir bunlar, maaşımdan vergi kaçırabilir miyim ki? verginizi ödeyin askerliğinizi yapın diyorsunuz? bu ülkede kişilere özel vergi afları çıkıyorken devlet ile aranıza "sevgi" ve duygusallığı nasıl koyarsınız? akıl nerde?

      Sil
    7. Adsiz 22:30, en vatansever gorunup hukumeti elestirenler ya vaktinde baska yerde tutunayip gelenler ya da firsatini bulsa topuklayip gidecekler. Herkes kimin ne oldugunu biliyor. Iki uc soru sorup, olaylara bakis acisindan aliyorsunuz, iki duble icinde de dokuluyorlar.

      Sil
    8. 2 gün önce hocanın Laffer Eğrisi yazısını okudum. Orada yorumlarda 2*2=4 3*3=9 4*4=16 diyen çarpım tablosu mucidi bir adsız vardı yoksa siz o musunuz 22:30. Ben de gırgırın keyfini sürüyorum buradan:))

      Sil
  8. Hocam öncelikle kaleminize sağlık.Bilgiler için teşekkür ederiz.Konu ile ilgili bir sorum olacaktı izninizle.
    Uzun süredir bu sürekli vergi artışları Türkiye'yi bir vergi cehennemine çevirdi.Bu yüksek artışlar yavaş yavaş insanları tüketimden vazgeçirecek gibi duruyor.Bu vergi gelirlerini daha da azaltmaz mı? Bunun önlemi için vergi oranlarını zaman içinde düşürülmesi elzem değil midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özellikle son referandumla harcamalar o kadar hızlandı ki bütçeyi tutmak için başka çare kalmadı.

      Sil
  9. Lüks konut alım satimindan ekstra vergi alınsın ( 1_2 milyon üstü en az )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. zaten aliniyor. dediginiz rakamlar net'i 150 m2'nin uzerine tekabul ediyor cogu zaman. onlarda da KDV yuzde 1 olmaktan cikiyor

      Sil
    2. Bitişik 150 m2 iki daireyi %1 kdv ödeyerek satın alırsın. Sonra aradaki duvarları yıktırırsın. Olur sana %1 kdv ile alınmış 300 m2 tek daire.

      Sil
  10. öğrenciyken iktisat dersinde "vergi ile büyüme modeli" mümkün mü diye sorsam kesin hoca beni sınıftan atardı. Var mı böyle bir modelin eşi benzeri hocam ??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maliye politikası görmemişsiniz siz.

      Sil
    2. Eğer özel kesim yatırım yapmıyorsa o zaman kamu kesimi vergi ya da borçlanma yoluyla kaynakları toplayarak yatırıma yöneltebilir. Buradaki uygulamada farklı olarak toplanacak fonların bir bölümü savunma yatırımlarına yönelecek gibi görünüyor.

      Sil
  11. Asgari ücretten vergi düşürülmelidir.
    Gıda sebze meyve da KDV indirilmek odur
    Doğalgaz kömürden. Vergi alınmamalıdır
    Lüks klimalı arabası olandan vergi artışı yapılmalıdır.
    Devlet fabrika kurmalı işçi sınıfı calismslidir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. siz hic guneyde sicak bolgelerde yasamadiniz helhalde ki klimali aractan vergi istiyorsunuz.suyun da vergisini arttirlaim ozaman olsun bitsin

      Sil
    2. artık ladalarda bile klima var *lüks klima*dan kasıt neydi bilmiyorum ama yapmayın köydeki insalar bile sattıkları mamüllerle bir gelir elde ediyorsa eli tutan kafaı çalışan insanın askeri maaşı bilmesine bile gerek kalmaz

      Sil
  12. Hocam, vergiden alakasız bir sorum olacak. AFD'nin yeni Alman parlamentosunda yer almasının ve olası bir askeri operasyonun ve Irak referandumunun uluslararası ticarete ve borsaya nasıl bir etkisi olacak? Siz ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun süredir benzeri birçok şok etkisi yaşandığı için piyasa bunlara alıştı artık dolayısıyla etkiler uzun sürmüyor.

      Sil
  13. http://www.zerohedge.com/news/2017-07-14/%E2%80%9Cfinancial-crisis%E2%80%9D-coming-end-2018-prepare-urgently

    hocam 2018 sonu kriz buna ne diyorsunuz birgün bu yazıyı bize açıklarmısınız balonların patlaması bunun yorumunu sizden öğrenmek isterdim

    YanıtlaSil
  14. Sayın Eğilmez, OVP ve kamunun vergi yönetimi konusundaki saptamalarınız çok doğru. Karmaşık bir para politikası-maliye politikası daha da karmaşık bir yapıya bürünüyor.
    1. Özel sektörde vergi ödeyenlerin yükü bir parça daha arttı. Finansal kurumlar %22 kurumlar vergisi ödeyecek. Ancak mesele şu, bu kurumlar para arz talebinin dengesi nedeni ile paranın maliyeti anlamında belirleyici durumda. Yani bu maliyet özel sektöre aktarılacak.
    2. Kamu, vergi artışlarını savunma harcamalarını finanse etmek için yaptığını ifade etti. Özellikle Kuzey Irak ve Suriye’deki gelişmeler can sıkıcı bir hal aldı. Acaba Turgut Özal döneminden beri sınırlarımızda yer alan Irak ve Suriye gibi merkezi yapılı devletleri zayıflatma yönündeki dış politikamız bize bu dertleri önümüze getirmiş olamaz mı? Literatür bize savunma sanayinde büyük ihracatçı haline dönüşmeden yapılan büyük savunma harcamalarının orta vadede ekonomiye olumsuz etkide bulunduğunu gösteriyor. Ancak bu aşamada mecburuz bu harcamaları yapıp, ülkemizin çıkarlarını korumaya.
    3. En büyük ihracat pazarımız olan AB ile ilişkilerimiz gergin durumda. Bu konu da ihracata, dış ticaret açığına ve ihracat faaliyetleri sonucu elde edilen vergi tahsilatına olumlu etki etmeyecek.
    4. Bir önceki yazınızda belirtiğiniz üzere FED’in adımları gelişmekte olan fon akışını olumsuz etkileyecek. Bizim tasarruf açığımız olduğuna göre biz hangi kaynak ile tasarruf açığımızı kapatıp, üzerine yüksek büyüme hedefini finanse edeceğiz.
    5. OVP’de devletin kamu kaynaklarını nasıl daha verimli ve amacına yönelik kullanacağına dair bir program göremedim.
    6. KGF konusu ise ayı bir mesele. Daha Mart 2017 tarihinde yazmış olduğum şu kısa makalede bu sistemin bir çok yan etkisi olabileceğini belirtmiştim. https://www.stratejivefinans.com/single-post/2017/03/08/Kredi-Garanti-Fonu-Sisteminin-K%C4%B1sa-Analizi Korkarım ki devlet garantisi özel sektörde zarar finansmanı için yaygın olarak kullanıldı. Hatta tahvillerinin yükümlülükleri dahi ödemeyen (ve aslında ödeyemeyecek) bazı özel sektör kurumlarının yöneticilerinin KGF teminatına ulaşmaya çalıştığı ifade edildi. KGF teminatlarının sağlıklı kullanılıp kullanılmadığını 2018’in ilk aylarından itibaren görmeye başlayacağız.
    7. Kurumlarda dağıtılmayan karlara getirilen %1’lik stopaj konusunda da sorun var. Özel sektörün özvarlıkları yetersiz bulunur ve elde ettikleri karlarının kurum içinde bırakmaları teşvik edilirdi. Bu politikadan küçük bir adım geri atıyoruz.
    8. OVP’de nedense kurumların YP kısa pozisyonlarına sınırlama getirilmesi yer almamış. Bu saatten sonra bu pozisyon açıklarını kapatmak zaten olanaksız. Bunu sağlayacak döviz arzı yok. Veya bu derinlikte bir türev ürünler piyasası yok. Bu işlemlerin her zaman karşı tarafı olması gerekir. Bu karşı taraf şu an yok. Dolayısı ile bu çok kritik konu OVP’de geçilmiş.

    Daha yazılacak çok faktör var. Saygılar ile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir özet, teşekkürler katkılarınız için.

      Sil
  15. Merhaba elinize sağlık çok güzel ve açıklayıcı bir yazı olmuş.
    1-Ben bir vergi veren olarak şunu çok merak ediyorum, benim ödediğim vergiler ile ne yapılıyor bunu kalem kalem görebileceğimiz halka açık bir bilgi kaynağı bulunmakta mıdır?
    2-Ben ayrıca şunu da çok merak ediyorum bu ülkede yaşayan insanların veya şirketlerin tamamı ne kadar vergi veriyor yani insanlar bir birinin ne kadar vergi verdiğini neden göremiyor, örneğin şaşalı ve lüks bir yaşam süren birinin daha çok vergi veriyor olması gerekmez mi, ama öyle olmuyor!!
    3-Bu kültürde beyana dayalı vergi olur mu ? Beyana dayalı ve bir yıl sonra taksit taksit vergi veren ile maaşından peşinen hatta daha eline geçmeden vergi kesilenin durumu bir olabilir mi ?
    4-Maaştan kesilerek vergi ödeyen biri mahkemeye gidip diğer tip vergi verenler ile eşit koşullar sağlanmasını talep edemez mi?
    5-Son olarak doğrudan alınan vergiler neden olaylı vergilerin yanına bile yaklaşamıyor bu adaletsiz sizteme kim dur diyecek ?
    Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. Maddeyi hayal edemiyorum hocam hem de bu hükümetle gugukkkks

      Sil
    2. danıştay diye yüksek mahkemem var sanıyordum ki Adalete verdiği karara saygılıyız yasaya uygun duzenleme için çalışacağız. vs Ama ne deiyor bakakn aynen devam yasa hukuk neymiş der gibi, O yuzden kararlar çıkmışsa geri boş ustunde durmaya gerek yok nasıl ıtırak ederseniz edin. Yasa biziiz diyorlar OHAL de var.

      Sil
    3. Google'a mesela 2016 Tc merkezi bütçe aramasını yaparsan aradığın sonuca yaklaşırsın. yaklaşık 250 sayfalık pdfte kurum giderleri 37-40. sayfalarda başlıyor , ben aşağıdaki linkte 2016-17 yılını bir excelde kabaca birleştirdim. Ben de Hazine müsteşarlığı ve Maliye bakanlığı giderlerinin detaylarını bulmmaya çalışıyorum. Mahfi bey yardımcı bunlar nereden bulunabilir bilginiz var mı?

      https://drive.google.com/file/d/0B0Fojn8BsREvNTBDRXNYclJJZ3M/view?usp=sharing

      Sil
    4. 1. Bizde bu tür hesaplar ayrıntılı olarak paylaşılmıyor ne yazık ki.
      2.Vergi mükellefleri ve ödedikleri vergiler açıklanıyor.
      3. Olmuyor zaten. Kayıt dışılık da o nedenle tavan yapıyor.
      4. Etse de yanıt alabileceğini sanmıyorum.
      5. Evet yıllardır bunu eleştirsek de maalesef bir çözüm gelmiyor. Yapısal reformun önemli ayaklarından birisi bu olmalı.

      Sil
  16. Bunca "fiyat güncellemesi" sonunda ülkemizde yinede leffer eğrisi durumunu yaşamaz mıyız hocam yorumunuz nedir daha ne kadar kaldı sizce tepe noktasına ulaşmamıza :) emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  17. Vergi alınacak ama su çılgın vergi borçlularından da alınacak. Onları gördükçe uyku girmiyor gözüme.

    YanıtlaSil
  18. merhaba hocam 2017 yılı Bütçe Kanunu’nda Hazine için öngörülen borçlanma limiti tam olarak 46,8 milyar tl .

    http://www.bumko.gov.tr/Eklenti/10372,6767sayili2017yilimybpdf.pdf?0

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Madde 3'de açıklandığı gibi hesaplarsanız yaklaşık 47,5 milyar TL olduğunu göreceksiniz. Bu hesabın nasıl yapıldığını daha önce şu yazımda denklemlerle anlatmıştım:
      http://www.mahfiegilmez.com/2017/07/turkiyede-hazine-icin-borclanma-limiti.html#more

      Sil
  19. Peki hocam faizleri azaltın reel sektörün üzerindeki yükü alın diye bankaları sıkıştırırken, kurumlar vergisindeki 2 puan artışı ne yapalım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizlerin artmasına yol açacak bir düzenleme olduğu için "hocanın dediğini değil yaptığını yap" ilkesi izlenecek herhalde.

      Sil
    2. Hocam bankalar en çok vergi veren şirketler olduğundan ve Cumhurbaşkanı nın karlarına eleştiri getirdiği ( risksiz bu kadar kazanç olur mu diye, yüksek teminat isteği ve yüksek faiz ) göz önünde bulundurulursa bu bankalara bir ihtar olabilir mi? Bunun faiz artışıyla müşterilerine yansıması ne kadar olası?

      Sil
  20. Varlık fonu burda para gereksinimini karşılamıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Varlık Fonuna aktarılanlar gidince bütçe açığı da arttı zaten.

      Sil
  21. bu ara işletmeler kurumlar vergisi öder, gelir vergisini gerçek gişiler öder, , , hocam bu gözden kaçmış galiba

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. işletme kavramı geniş bir kavramdır. Bir bakkal ya da manav da işletmedir. Şirket olması şart değil.

      Sil
  22. Hocam, bu vergi artislari gelecek sene yururlukte olacagina gore, bir cok insan 2018 icin planladiklari harcamalari bu sene yapmaya tesvik ediliyor olabilirmi? Boylece seneyi yuksek ekonomik buyumeyle kapatabiliriz. 2018 de vergiler nedeniyle durgunluk bekliyorsak bu herhalde yaz aylarinda belgelenir. Hukumet bu olmadan secime gitmeyi planliyor olabilirmi? 1 tasla 2 kus.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanları hangi amaçla olursa olsun kandırmak doğru bir siyaset değildir.

      Sil
    2. Kurumlar vergisini arttirmak sirketleri harcama yapmaya iter, harcamalarini azaltmaya degil. Sirketler harcama (yatirim) yaptiklarinda karlari duser, haliyle odedikleri vergiler azalir. "Bati tipi" kapitalizmde yuksek kurumlar/gelir vergisi olmasinin esas sebeplerinden birisi de budur, gizli el vergi tehdidi ile olusturulmaya calisilir (basarili da bir metoddur aslinda).

      Burada bir denge mevcut, yuksek kurumlar vergisi yerliyi yatirim yapmaya ittigi kadar, yabanci yatirimciyi da uzaklastirir, cunku yabanci yatirimci elde edebilecegi net kara bakar. Demek ki hukumet (dogrudan) yabanci yatirimciya pek fazla ihtiyac duymuyor, ya da dogrudan yatirim beklemiyor, ancak kurumlarin da yatirim yapmalarini istiyor.

      Sil
    3. Nasıl yani ya.... Kurumlar vergisini arttırmak harcamaları nasıl arttırır.polemek için sormuyorum kardeşim biraz açar mısınız lütfen bu konudaki bilgisizliği meverin.mahfi hocam siz ne düşünüyorsunuz.???benim Kafam karıştı

      Sil
    4. Sayın Adsız @19:31

      Kurumlar, vergi dönemi sonu gelirken öedeycekleri meblağı görünce bu kadar büyük bir rakam devlete gitmesin diye mal alımı vb yaparak gider gösterirler. Örneğin devlete durduk yerde 100.000 TL vereceğime şirket üzerine araç alır ve gider diye gösteririm. Mal bende kalır ve ayrıca bir de aracım olur. Vergi yükseldikçe kurumlar harcama yani gider yapma yolunu tercih ederler.

      Sil
  23. Kredi garanti fonuyla duzenli vergisini veren vatandasın paralarını ozel sektore akıt.Olusan acıgı yeni vergilerle kapat.Dogrusu guzel hayat.Ozel sektorun karı bireysel ama zararı kitlesel olacak.

    YanıtlaSil
  24. Sayın Ugur Gurses yazmıştı " özel sektorde kazanclar bireysel zararlar kitlesel " diye. Cok dogru kredi garanti fonuyla benim vergilerim ozel sektore garanti olurken ben, kar ettiklerinde hiçbirsey kazanmıyorum

    YanıtlaSil
  25. Uluslararası yatırım bankası JP Morgan, 2018-2020 yılları için geçerli
    Orta Vadeli Program'ı (OVP) değerlendiren bir rapor yayınladı. Raporda, "Türkiye için 2018 için büyüme tahminimizi yüzde 3.1 olarak
    koruyoruz ama yeni vergilerle tahminlere yönelik riskler dezavantaja
    dönüşüyor" dendi. JP Morgan, "Türkiye'de hükümet büyümeyi yüksek tutmakta
    kararlıysa, 2018 için enflasyonu yüzde 7'nin altında tutma tahminini
    yerine getirmesi çok zor" değerlendirmesini yaptı.

    YanıtlaSil
  26. Bu düzenlemede en rahatsız edici MTV. Bu da mecliste düzenlenerek %20 gibi bir orana indirilir. Nihayetinde, hem meclis milleti temsil ediyormuş gibi, yürütmenin güdümünde değilmiş gibi görünür hem de olması gerekenden %5 daha fazla vergi oranı koyularak dahice bir seçim yatırımı olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eşeği kaybettirip buldurma taktiği diyorsunuz yani.

      Sil
  27. Hocam hanehalkı tasarrufları derken tam olarak neyi kastetmiş oluyoruz? Yani vadeli mevduatları mı tahvilleri mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Peki hocam vadesiz mevduatlar da sayılır mı? Eğer sayılırsa hanehalkı tasarrufları çok fazla çıkıyor.

      Sil
  28. Hocam bundan bir 5-6 yıl önce İspanya'daki krizin sebeplerini araştırmıştım. İnternetten ispanyolca ekonomi makalelerini google translate'ten ingilizceye çevirdim. Okuduklarım beni çok şaşırtmıştı. Türk ekonomistlerin Türkiye ekonomisi hakkında söylediklerinin hemen hemen aynısıydı. İspanyollar, bütçe açığı ve kamu borç stokunun düşüklüğünün İspanya için bir avantaj olduğunu söylüyor ancak cari açığı ve işsizliği yüksek buluyorlardı. Türk ekonomistler milat olarak 2001 krizi ve sonrasındaki bankacılık reformunu kabul ederken, İspanyollar milat olarak AB'ye üye oldukları tarihi alıyordu. Ayrıca bazıları artan özel sektör borçlanması, verimsiz yatırımlar ve şişen gayrimenkul balonuna dikkat çekiyordu. Bu yazıları okuyunca acaba bunlar Mahfi hocanın İspanya şubesi mi dedim:)
    İspanya'nın 2008-09 krizi sonrasında makro göstergelerindeki bozulmanın, bir 5-6 yıl sonra Türkiye'nin de başına gelmesi son derece olası. Bugün yaşadıklarımız ufak tefek öncü depremler gibi.

    YanıtlaSil
  29. Hükümet nihayet denizin bittiğini görüyor ancak bunu halka göstermemek için çeşitli algılama yöntemleri uyguluyor. Hükümet işe komşularımızla sıfır sorun diye başlamıştı. Şimdi bütün komşularımızla hatta uzaklardaki Ülkelerle bile büyük sorunlarımız oluştu. Bu durumda ticaretimize, turizm gelirlerimize kötü etki yapıyor. Her efelenmemiz, tehditler, hiddetler savurmalarımız bizlere daha kötü olarak geri dönüyor. Fırtına ekiyoruz bize tayfun olarak geri dönüyor. Neden diğer Ülkelerle doğru dürüst ilişkiler kuramıyoruz, neden hep hiddet, öfke, baskı yoluna sapıyoruz. Güney doğuda ticaret durdu, Trakya'da ticaret durdu, İstanbul Kapalı çarşıda bile ticaret, turizm durdu. Bunların sorumlusu halk mı, yoksa yönetim mi? Artık deniz bitti, denizi bizi yönetenler, Hükümet bitirdi, hala hesabını sormayacak mıyız? Osmangazi , Yavuz Sultan Selim köprüleri yapıldı, getirisi değil götürüsü var. Hükümet, Bakanlıklar harcamalarının hesabını bile vermiyorlar. Bizler bu kadar bağnaz insanlar mıyız?

    YanıtlaSil
  30. Hocam şirketler sahipleri şirket adına kurumlar vergisi öder. Peki bir şirket sahibi ekstra olarak gelir vergisi öder mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şirketler elde ettikleri kazançlardan kurumlar vergisi öder. Sonra kâr dağıtımı yaptıklarında şirket sahiplerine kâr payı ödediklerinde buradan gelir vergisini keser öyle öderler.

      Sil
    2. Hocam bu çifte vergilendirmeye girer mi ?

      Sil
    3. Evet bunun mükerrer vergilendirme olduğu yönünde iddialar da var iki konunun farklı olduğunu savunan iddialar da var.

      Sil
    4. Aslinda paranin mulkiyeti acisindan cifte vergilendirme gibi degerlendirmek yanlis olur. Zira kurumlar vergisine tabi olan kisim bir kurumun (sirketin) parasi iken, stopaji (gelir vergisi) odendiginde paranin mulkiyeti sahislara gecmis olur. Haliyle varlik artik sahisindir, sahsin sahip oldugu para, oldugu zaman mirascilarina kalir, bu rakami istedigi gibi kullanir vs.

      Fakat sirketin kendi parasi bir sahisin parasi gibi degildir. Istendigi gibi harcanamaz, denetlenir, paylasilir.

      Bu sistem bir nevi girisimcilige darbe olusturuyor, bu yuzden ABD'de ornegin sayet ABD vatandasi iseniz sirket kar dagitiminda stopaj (witholding tax) odemiyor. Fakat onlar da ABD vatandasi degilseniz stopaj uygulamayi zorunlu hale getirmisler, sebebi ise paranin mulkiyetinin degismesinden kaynaklaniyor diye dusunuyorum.

      Sil
  31. Açar ama öte yandan tasarrufların artmasına ve daha az cari açık vermemize de yol açar.

    YanıtlaSil
  32. 1- Ohalin ne zamana kadar devam edeceğini düşünüyorsunuz.2019 seçimlerine bu durumda girmemiz olasımı ?
    2-Kamoyuna yapılan açıklamalarda istihdam hacminin artacağına ilişkin tutarsız açıklamalar mevcut , son güncellenen vergilerin bu duruma katkısı ne derece olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1- Kamuoyunun tepkisi yeterli düzeye ulaşmadığı sürece ohal devam eder.
      2- Daha çok olumsuz katkısı olur.

      Sil
  33. Saygıdeğer Mahfi Hocam,
    Öncelikle yalın bir dille takipçilerinizin ufkunu açan, kendinize yazdığınız :) yazılar için çok teşekkür ederim.
    Yazınızda 3.maddede "3. Dilimin yeni düzenlemenin öngördüğü gibi % 30 olduğunu düşünelim. Bu durumda bu kişinin ödeyeceği gelir vergisi 17.350 TL’ye yükselecektir (Tablodan görüleceği gibi ücretlilerde 110.000 TL’den sonra artış olmaktadır.)" şeklinde belirtmişsiniz. Ancak ücretli bir çalışan olarak; bildiğim kadarıyla (ücret gelirleri)ücretli çalışanlarda da 2017 için 30.000 TL'den sonra 3.dilim olan %27'lik vergi dilimine giriyor. Dolayısıyla 2017 tarihine göre verdiğiniz örnekteki 1200 TL'lik ekstra vergiden ücret geliri sahibi bordrolularda etkilenecektir. OVP raporunun tamamına resmi kamu sitelerinden ulaşamadım ama böyle anlaşılıyor ve yazılıp çiziliyor. Bu nedenle sizin dediğiniz gibi olmasını temenni ederek, bilginize sunarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aylık brüt 10.000 tl’lik bir maaş üzerinden hesaplayacak olursak ben ilave vergi yükünün 2.000 tl olacağını hesapladım.
      Aylık 10.000 tl yıllık 120.000 tl brütü olan bir çalışanın Kesintileri de yıllık bazda şu şekilde olacaktır:
      Gelir vergisi kesintisi : 25.150 tl
      İşsizlik primi : 1.600 tl
      Damga vergisi : 1.600 tl
      Sağlık aidatı : 8.000 tl
      Emeklilik aidatı 14.400 tl
      Zorunlu bes 4.000 tl
      Net kalan : 65.000 tl
      Yani net/brüt oranı %54

      Sil
    2. Maliye Bakanımız dün TV'de vergileri artırmayalım da n'apalım, borçlanalım daha mı iyi diyordu.

      Mazlum vatandaşın cevabı: Ayağını yorganına göre uzataydın Sayın Bakanım!
      (umarım Sayın Bakanımız okur.)

      Sil
    3. Haklısınız 30.000tl üzeri kazancı olan herkes %30 luk dilime girecek

      Sil
    4. İfadede yanlış anlatım söz konusu olmuş, düzelttim, teşekkür ederim uyarı için.

      Sil
  34. Mahfi bey, şu haberle ilgili yorumunuz nedir?

    "Biz ıslandık ama Atatürk ıslanmadı"

    Edirne'de merkeze bağlı Tayakadın Köyü'nde bulunan Şehit Cem Havale İlkokulu'nun birinci sınıf öğrencileri Damla İnceoğlu, sınıf arkadaşı Dilay Büyükkılıç ve ikinci sınıf öğrencisi Masal Cam, yağmur yağışı sırasında teneffüse çıktıklarında okul bahçesindeki Atatürk büstünün yağmurda ıslandığını gördü.

    Öğrencilerden Dilay Büyükpiliç, arkadaşlarına Atatürk'ü yağmurdan korumaları gerektiğini söyleyince, birlikte koruma kararı aldılar. Öğrenciler, yağmur yağışı altında çıktıkları iki teneffüs boyunca şemsiye tutarak Atatürk'ü yağmurdan korumaya çalıştılar.

    Öğrencilerin, büstü şemsiye tuttukları sırada bir veli fotoğraflarını çekerek sosyal medya hesabından paylaştı. Paylaşılan fotoğraflar çok sayıda beğeni aldı.

    Atatürk'ü çok sevdiğini ve yağmurda ıslanmasına dayanamadığını söyleyen Dilay, "Dışarı çıktığımda Atatürk'ün yağmurdan ıslandığını gördüm. Arkadaşım Damla'ya, 'Atatürk'ü yağmurdan korumamız lazım' dedim. O da bana 'ver şemsiyeni koruyalım' dedi. Boyum büste ulaşmadığından dolayı şemsiyemi Damla'ya verdim. Bu sırada arkadaşım Masal'da yanımıza geldi. Hep beraber Atatürk ıslanmasın diye şemsiye tuttuk. Biraz biz ıslandık ama olsun, Atatürk ıslanmadı" dedi.

    Şemsiyeyi Atatürk'ün büstüne tutan Damla İnceoğlu'da, "Atatürk'ü yağmurdan koruduğumuz için çok mutluyum. Yağmur yağdığında yine atamızı şemsiye ile koruyacağız" dedi.

    İkinci sınıf öğrencisi Öykü Cam, Atatürk'ü çok sevdiğini söyleyerek, "Her yağmur yağdığında çok üzülüyorduk. Yağmurdan ıslanmasın diye böyle bir karar aldık" dedi.

    http://www.ntv.com.tr/turkiye/biz-islandik-ama-ataturk-islanmadi,asgwXLqvdEaAsSzjXX64nQ?_ref=infinite

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocukça bir duygusallık. Keşke bu çocuklara Atatürk'ün heykellerini veya büstlerini yağmurdan korumak yerine fikirlerini yaşatmayı ve korumayı öğretebilsek.

      Sil
  35. Bugünkü vergi artışlarını Ricardocu Denklik Hipoteziyle açıklayabilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ricardocu denklik hipotezi; kamu harcamalarının vergi veya borçlanmayla finanse edilmesinin bireylerin tüketim kararları ve ekonominin sermaye birikimi üzerinde herhangi bir etkisinin olmayacağı, bu iki finansman biçiminin etkisinin birbirine denk olacağını öne süren bir tezdir. Ne var ki kamu harcamaları borçlanmayla finanse edildikçe dışlama etkisi yaratarak asıl erimli yatırımları yapacak olan özel kesimi piyasa dışına iteceği için sonsuza kadar devam ettirilemez. Bir yerde vergiyle değiştirilmesi gerekir.

      Sil
  36. hocam özel tüketim vergisinin içeriğinin düzenlenmesi gerekmiyor mu?
    Buzdolabı gibi beyaz eşyalar günümüz şartlarında özel tüketim olur mu? Bu ay ötv indirimi bitiyor ama buna kesin çözüm gerekmez mi?

    ÖTV nin içeriğine eleştirel bir bakışla bu bitecek olan ötv indirimin katkısı ve etkisini rica etsek inceleyemez misiniz?
    Talep artışının fiyat artışına yol açıp ötv indirimini de erittiği kanısındayım. Ama iç piyasa canlandı o da görünürde belli. Fakat indirimin piyasa açısından başarısını merak ediyorum.

    YanıtlaSil
  37. hocam özel tüketim vergisinin içeriğinin düzenlenmesi gerekmiyor mu?
    Buzdolabı gibi beyaz eşyalar günümüz şartlarında özel tüketim olur mu? Bu ay ötv indirimi bitiyor ama buna kesin çözüm gerekmez mi?

    ÖTV nin içeriğine eleştirel bir bakışla bu bitecek olan ötv indirimin katkısı ve etkisini rica etsek inceleyemez misiniz?
    Talep artışının fiyat artışına yol açıp ötv indirimini de erittiği kanısındayım. Ama iç piyasa canlandı o da görünürde belli. Fakat indirimin piyasa açısından başarısını merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki elde bu dediğiniz değerlendirmeyi yapacak somut veriler yok.

      Sil
  38. Merkez Bankası emisyona giderken %100 altın karşılığı ayırmıyor. Ayırsa bile alttaki sıkıntı çözülür mü ki?
    Bir adsız şunları demişti geçmiş yorumlarda:

    teori şu devlet bankalara belli bir küçük para verecek bütün bakalar ücretsiz banka kartı verecek bu banka kartları her bankadan alınabilecek ve cüzdandaki para yerine geçecek cüzdanda varsa harcayacaksınız (kredi kartı değil daha çok banka kartı gibi), elektronik olarak düşük limitli transferler için telefon vs kullanılabilecek, yüksek limitli işlemler için ise pos veya benzeri bir cihaz gerekecek yada banka transferi yapılacak bir onay mekanizması bunlarda devlet tarafından bir miktar (küçük) ödenerek bankalar eliyle yapılacak, özetle fiziki parayı ortadan kaldıracaz; bütün transferler bankalar üzerinden merkezi sistem bildirimiyle yapılacak, kimse vergi kaçıramayacak kar gizleyemeyecek,elden para ödeyemeyecek; dolar almak istedin mi banka kartına yüklenecek bir hesaptan diğerine transfer edilecek; bütün işlemler böyle yapılacak, böylece girdi çıktı takip edilebilecek ve kara para transferide bitmiş olacak... özetle konu mali dürüstlük olunca takip edilemezliği ortadan kaldırmak gerekiyor (bit coinin tersi). Normal bir vatandaş için takip edilebilirlik bir sorun yaratmayacaktır, takip edilmezlik isteyenler genel anlamda sıkıntılı tipler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomideki temel sorunları çözmeden bu tür cinlikler ile bir şey elde edilemez. Kayıtlı ekonominin dışında bir de kayıtsız yani elden ele ekonominin oluşmasını nasıl engelleyeceksiniz? İnsanlar Tl'yi kaldırsanız bile döviz ile farkı elden ele kapatırlar. O olmasa altın olur. Küresel çağda bunlar mümkün değil.

      Bu cinlikler yerine devlet naylon faturanın önüne geçsin yeter. Parayı öderken artık vergi kaçıramıyoruz. Eskiden "fiş almasak kaça olur?" diyorduk. Artık kasaya giren parayı saklayamıyor vergi kaçıracak adam. Ama naylon fatura ile çıkan para yaratıp vergi kaçırabiliyor. Bunu engellemek çok kolay ama esnaf kıyak vb türünden gayrıresmi yaklaşımlarla zaten vergi kaçakçılığına göz yumuluyor. Devlet istese vergisini toplar. Ama toplayan iktidar da oy kaybeder. Ahlaksızlığı uluorta yapıldığı ve hemen herkesin paylaştığı bir atmosferde yaşıyoruz. Bunu düzeltmek kafa yapısını düzeltmek ile mümkün olabilir.

      Sil
  39. Hocam altın tahvili hakkında bir yazı yazacak mısınız?

    YanıtlaSil
  40. Tasarının birkaç maddesi "kanunların geriye yürümeyeceği" ilkesi ile çelişiyor. Örneğin 2017 yılı içinde bugüne kadar elde edilmiş olan kira gelirlerinin götürü gider payını ve vergi dilimini geriye yönelik olarak değiştirmek Anayasa Mahkemesi'ce iptal edilebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef Türkiye'de bu tür geriye yürümeler adet haline geldi ve bir bölüm bu yönde düzenleme de iptal edilmeden kaldı.

      Sil
  41. hocam abd toplam ülke borcu olarak gerek kamu gerekse özel milli gelire oranla bizden daha iyi durumda değil mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizden çok daha borçlu. Ne var ki onların iç ve dış borç ayrımı diye bir durumu yok. Çünkü borcu karşılayabilecek bütün paraları (Dolar) kendisi basabiliyor. Oysa biz iç borcu karşılayacak parayı (TL) kendimiz bassak da dış borcu karşılayacak parayı (Dolar) kendimiz basamıyoruz.

      Sil
  42. Hocam bridge over troubled water mi a whiter Shade of pale mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisini de severim. Ama en sevdiğim Scarborough Fair'dir.

      Sil
  43. Hocam aslen nerelisiniz çok merak ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 5 kuşaktır İstanbulluyuz. Ondan öncesi Orta Asya.

      Sil
  44. Önceleri her alışverişte fiş alırdık.şimdi kimse ne alıyo ne soruyor.işletmelerin vergi kaçırma durumu söz konusu mu bı durumda?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. KDV ve Gelir Vergisi (ya da Kurumlar vergisi) kaybı söz konusu olabilir. Satıcı sattığı malı kayıtta göstermediği için aldığı KDV kendisine kalır, ayrıca bu satış kayıtdışı olduğu için beyan edeceği GV veya KV matrahına girmeyeceği için GV veya KV kaybı olur.

      Sil
  45. Hocam Merhaba ;
    Bu sene içerisinde 200 Milyar TL civarı - ortalama 24 ay vadeli KGF dağıtıldı. Biz dahil çevremizdeki birçok orta ve küçük ölçekli firma bu krediler ile BCH borçlarını kapattı. Dağıtılan bu krediler piyasaya yansımadı, ekonomiyi canlandırmaya yetmedi. Firmalar sorunları ötelemiş, zamana yaymış oldu.
    KGF kredilerinin geri ödemeleri başladı. ilk 1 yıl ödemeleri herkes bir şekilde atlatacak ama daha sonrası pek de hoş olmayacak gibi duruyor. 12 aydan sonrası (2018 ortası) için öngörü de bulunamıyoruz.
    Sizin ve burdaki diğer yorumcu dostlarımızın nasıl bir değerlendirmesi olur ? Ben mi karamsarım bilemedim, farklı fikirler bizi aydınlatacaktır. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet doğru bir tespit bunlar verilirken söyledik. Verilirken iyidir de geri alınırken ciddi sorunlar yaratabilir diye. Türkiye'nin yaklaşımları hep aynıdır: Sorunları ötelemek. Oysa biraz daha uğraşıp sorunları çözmekle uğraşsak...

      Sil
  46. hocam ülkelerin net dış borcunda bu tabloda abd bizden daha iyi durumda. https://en.wikipedia.org/wiki/Net_international_investment_position neden sürekli abd nin de çok borcu var diyoruz ki? net durumda iyi durumdalar

    YanıtlaSil
  47. Bakanın biri diyorki %40 artırmasak zaten enflasyon oranında yani %15 artacaktı... Diğer bakan da diyor ki yıl sonu enflasyon tahmini %9.5 ...

    YanıtlaSil
  48. " Yapay zeka, kullanım açısından şimdilik emekleyen bir bebeği andırsa da yapabileceklerinin pek sınırı yok gibi görünüyor. Elbette bu durum, geleneksel bankacılık anlayışından farklılaşan çözümlerin peşinde koşan Fintech şirketleri için de geçerli. Bugün chatbot'lar ile kısmen de olsa kullanıma geçen yapay zekanın asıl etkisi karar alma süreçlerinde kendini gösterecek. Tüm dünya piyasalarını takip eden, anlık olarak verileri işleyip çok fazla bileşenden oluşan bir sepet içinden doğru yatırım tavsiyelerini vermek yapay zekanın finans sektörüyle gerçek anlamda buluşmasını sağlayacak."

    AMAÇ MALİYETLERİ DÜŞÜRMEK
    PwC'nin Çin ve Hong Kong bölgelerinden sorumlu Fintech ve Regtech lideri Henri Arslanian, bu konuda görüşlerini açıklayan isimlerden biri. Medyadaki ilginin aksine yapay zekayla ilgili çözümlerin hem Fintech hem de geleneksel bankalar için iki noktaya odaklanması gerektiğini ifade eden Arslanian, bunları maliyetleri düşürme ve regülasyonlarla uyumluluk olarak sıralıyor. Bununla birlikte yapay zekanın, bankaların para aklamayı önleme ve çalışanların suistimallerinin önüne geçmede oldukça faydalı olabileceği ifade ediyor.(Bilişim Editörü Timur Sırt)

    YanıtlaSil
  49. hocam merhaba. değerli yazınız için teşekkür ederim.
    yaklaşık 2 ay kadar önce size bitcoin ile ilgili çok eski bir yazınız olduğunu, o yazıyı yazdığınız tarihten itibaren sitenizde 60-70 kadar farklı kişinin size bitcoini sorduğunu yazmıştım.
    Sizde bitcoini detaylı ele alan bir yazı alacağınızı söylemiştiniz.
    Dört gözle beklemekteyiz hocam. saygılarımla.

    YanıtlaSil
  50. Ekonomiyi anlaşılır kılan Mahfi Hocama teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  51. 1- Türkiyede mükelleflerin vergi ödeme bilinci çok düşük. Bunun temel sebepleri olmayan şeffaflık ve çok yüksek olan dolaylı vergiler. Yapılması gereken vergide şeffaflığın sağlanması, vergi bilincinin tekrar oluşturulması için devletin eğitim, sağlık gibi sektörlerde tekrar güvenilen düzeye gelmesi ve dolaylı vergiler yerine gelire göre alınacak dolaysız vergilerin payının arttırılmasıdır.
    2 - Çek yasası ile biraz düzelmiş olsa da gereken takibin yapılmaması nedeniyle kayıtdışlık küçük işletmeler düzeyinde hala çok fazla. Nerden buldun kadar olmasa da çeklerle yapılan ticaretin takibi (özellikle tacir hamiline olarak düzenlenen yüksek tutarlı hareketler incelenebilir) bu durumu iyileştirecektir.
    3- Daha önceden Şükrü Kızılot'un önerdiği yazar kasa fişleri ile yapılacak sürekli bir piyango devlet gelirlerine olumlu etki yapacaktir. Şu anki yazarkasa pos cihazlar bu gibi güncellemelere uygundur.
    4- Tüm vergi ve sgk kanunlarinin basitleştirilmesi gerekmektedir. Meslektaşım olan mali müşavirler bile tüm kanunlara hakim olamamaktadırlar. Vergi daireleri basit olan kanunlarla daha rahat takibat yapabilecektir ve vergi gelirlerini arttırabilecektir.
    5- Burada herkes düşman kesilmiş ama, Türkiyede girişimci olmak dışarıdan gözüktüğü kadar kolay değildir. Çok fazla devlet kurumu ile muhattap olmak zorundasınız ve maalesef bu kurumların genel yaklaşımları yardımcı olmak yerine ceza vermek oluyor. Vadeli işlemlerden doğan finansman riskine ise hiç girmiyorum. Devlet, işletmeleri yaşatarak büyüyebileceğinin farkında olarak, isteklerini sadeleştirerek ve işletmeler açışından kolaylaştırarak, bu isteklerin yerine getirilip getirilmediğini de daha sıkı denetlemeye çalışmak gayretinde olmalıdır.

    Microsoft Ceosunun geçen haftaki roportajından alinti ile son noktayı koyayım;
    Judge us on value we add, not tax we pay
    Bizi kattığımız değer ile yargılayın, ödediğimiz vergi ile değil...


    YanıtlaSil
  52. Hocam ekonomi alanındaki öğrenimimi henüz tamamlamamış bir öğrenci olarak soruyorum; ekonomi politikalarındaki bu amaç çatışmalarını önleyebilecek bir çözüm yok mudur? Yani aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. İşin içinden nasıl çıkacağız bu durumda?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!