Türkiye Ekonomisi Dünyada Kaçıncı Sırada?

Meselenin Özü
Son günlerde yeni bir keşif yapıldı ve birdenbire Türkiye’nin GSYH sıralamasında dünyada 13’üncü sırada olduğu konuşulmaya başlandı. Aslında bu veri öteden beri IMF’nin Dünya Ekonomik Görünümü Veri Tabanında (World Economic Outlook Database) durup duruyordu ama nedense biz yeni keşfettik ve keşfeder etmez Türkiye’nin nerelerden nereye geldiğini konuşmaya başladık. Gelelim işin aslına ve bilimsel açıklamasına.

IMF, ülkelerin GSYH ve kişi başına GSYH serisini farklı yöntemlere dayanarak hesaplayıp yayınlıyor. Bunlar iki grupta toplanabilir: (1) Cari fiyatlarla hesaplanan GSYH ve oradan giderek bulunan kişi başına gelir (bunların hem TL hem de USD cinsinden değerleri açıklanıyor.) (2) Satınalma gücü paritesine (SAGP) göre hesaplanan GSYH ve oradan giderek hesaplanan SAGP kişi başına gelir (bunların sadece Dolar cinsinden değerleri açıklanıyor.)  

Önce bir ülkenin GSYH’sı o ülkenin kendi para birimiyle hesaplanıyor (Mesela Türkiye’nin 2016 yılı GSYH’sı 2.591 milyar TL olarak hesaplanmış bulunuyor.) Sonra bu miktar o yılın ortalama USD kuruyla Dolara çevriliyor (Mesela 2016 yılında USD/TL ortalama kuru 3,02 idi, bu durumda Türkiye’nin 2016 yılı GSYH’si Dolar cinsinden 2.591/3,02 = 857 milyar Dolar olarak hesaplanıyor.) Bulunan bu miktar o yılın yıl ortası nüfusuna bölünüyor ve kişi başına gelir hesaplanıyor (Mesela Türkiye’nin 2016 yılı yıl ortası nüfusu 79,8 milyon idi, bu durumda kişi başına gelir 857 milyar USD / 79,8 milyon kişi = 10.743 USD olarak bulunuyor.) Buraya kadar gösterdiğimiz hesaplar nominal GSYH ve kişi başına cari fiyatlarla gelir hesapları idi. Bir de satın alma gücü paritesi hesabı var.  

Satın alma gücü paritesi (SAGP) ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıklarını ortadan kaldırarak farklı para birimlerinin satın alma güçlerini eşitleyen bir değişim oranını ifade ediyor. Bir kilogram domatesin ortalama olarak Türkiye’de 2 TL, ABD’de ise 2,5 dolar olduğunu varsayalım. Bu durumda yıllık geliri 10.000 dolar olan bir Amerikalı yılda (10.000 / 2,5 =) 4.000 kg domates alabilir. Aynı miktar domatesi alabilmesi için bir Türk’ün yıllık gelirinin (4.000 x 2 =) 8.000 TL olması yeterlidir. Bu durumda SAGP şöyle formüle edilebilir: SAGP (Türkiye / ABD) =  2 / 2,5 = 0,8 TL / Dolar

Buna göre bir kg domates için ABD’de 1 dolar ödemek gerekirken Türkiye’de 0,8 TL ödenmesi gerekmektedir. Burada konuyu basitleştirmek amacıyla yalnızca tek bir mal (domates) için yaptığımız bu hesaplama çok sayıda mal ve hizmetin bulunduğu bir sepet için yapıldığında karşımıza genel bir satın alma gücü oranı çıkar ve bu oranı gelire uyguladığımızda SAGP’ye göre gelir hesabına ulaşmış oluruz.

IMF bu işlemi yaparken SAGP döviz kuru denilen önceden belirlenmiş bir pariteyi güncelleyerek kullanıyor. Bu parite, 2011 yılında Birleşmiş Milletler İstatistik Komisyonunun gözetimi altında Dünya Bankası’nın önderlik ettiği Uluslararası Karşılaştırma Programı (ICP) tarafından geliştirilmiş bir hesaba dayanıyor.

IMF, bu hesapları yılda iki kez üyesi olan bütün ülkeleri kapsayacak şekilde yapıyor ve kendi sitesinde (www.imf.org) WEO Database başlığı altında yayınlıyor. Son olarak yayınladığı 2017 Nisan ayı tablolarında 192 ülke kapsanmış bulunuyor.

Türkiye’nin Yerinin Saptanması
Yazıya ekli olarak ilk ikisi iki parçadan oluşan tablo setleri olmak üzere üç tablo sunuyorum. İlk tablo seti GSYH’ları gösteriyor ve toplam 192 ülkenin 43’ünü kapsıyor (yer kaplamaması için hepsini almadım.) Tablonun ilk bölümü (sol taraftaki ilk üç sütundan oluşan bölüm) ülkeleri ve nominal GSYH’lerini (cari fiyatlarla hesaplanmış GSYH’lerini) Dolar cinsinden gösteriyor. Buna göre Türkiye 857 milyar Dolarlık GSYH’siyle 192 ülke arasında 17’nci sırada bulunuyor. Esasen yıllardır Türkiye 16 ile 18’inci sıralar arasında yer değiştirip durduğu için bu tabloda Türkiye açısından yeni bir durum söz konusu değil.

İlk tablonun ikinci bölümü (sondan üç sıradan oluşan bölüm) ülkelerin SAGP’ye göre GSYH’lerini gösteriyor. Türkiye burada 192 ülke arasında 13’üncü sırada yer alıyor. Yani Türkiye, nominal GSYH’si kendisinden yüksek olan bazı ülkelere göre daha düşük fiyatlara sahip olduğu ve satın alma gücü onlara göre yüksek kaldığı için SAGP’ye göre yapılan hesaplamada 17’nci sıradan 13’üncü sıraya yükseliyor.

İkinci tablo seti toplam 192 ülkenin 71’ini kapsıyor ve ülkelerin kişi başına gelirlerini Dolar cinsinden gösteriyor. Bu tablonun ilk bölümü (sol taraftaki ilk üç sütundan oluşan bölüm nominal GSYH üzerinden hesaplanmış kişi başına gelirleri sergiliyor. Buna göre Türkiye, 10.743 Dolarlık kişi başına gelirle 192 ülke arasında 58’inci sırada yer alıyor.

İkinci tablonun ikinci bölümü (sondan üç sıradan oluşan bölüm) ülkelerin SAGP’ye göre kişi başına gelirlerini veriyor. SAGP’ye göre hesaplandığında Türkiye’nin kişi başına geliri 24.912 Dolara yükselirken 192 ülke arasındaki sırası da 3 sıra yükselerek 55’inci sıraya çıkıyor.  

Üçüncü tablo SAGP'ye göre hesaplanmış verilere göre ülkelerin dünya toplam GSYH'sindeki yüzde paylarını gösteriyor. Bu tabloda da Türkiye ilk tablonun ikinci bölümünde olduğu gibi en yüksek pay alan 13'üncü ülke olarak görünüyor.

Değerlendirmeler
SAGP’ye göre yapılan hesaplamalar asıl olarak Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika, Rusya gibi ülkeleri yukarılara taşıyor. İşin içine nüfus girip de kişi başına gelir hesabına dönülünce SAGP’nin olumlu etkisi azalıyor.

Bu tablolar bize bir şeyi çok açık gösteriyor: Türkiye GSYH’sı yüksek yani zengin bir ülke. Buna karşılık nüfusu da yüksek olduğu için kişi başına geliri orta düzeyde bir ekonomi. Nüfusu azaltamayacağımıza göre GSYH’mizi artırmaktan başka çaremiz yok. Demek ki sürdürülebilir bir biçimde daha hızlı büyümemiz gerekiyor.

Öteden beri SAGP hesaplarının IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar tarafından gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisinden aldıkları payları yüksek göstermek ve bu yolla onların yakınmalarını frenlemek amacına dönük olarak ortaya atıldığını düşünürüm. Bu durum bu ülkelerin yöneticilerinin de işine geliyor. Mesela Çin, Hindistan ve Endonezya yöneticileri bu hesapları kullanarak halklarına dünyanın en büyük ekonomileri olduklarını anlatabilirler.

Diyelim ki İngiltere’de uluslararası katılıma açık büyük bir alış veriş merkezi ihalesi yapılıyor. İhale şartnamesinin fiyatı 50 bin USD olarak belirlenmiş. İhaleye katılmak isteyen firmalara “herkes satın alma gücüne göre bedel ödeyecek” deniyor mu? Ya da "Türkiye’de satın alma gücü Avrupa ülkelerine göre oldukça yüksek, bu durumda ücretleri üçte bir oranında düşürmek gerekir" diyen birisi çıksa bu görüş kabul görür mü? Demek ki SAGP, teorik olarak doğru olsa da uygulamada kullanılacak bir ölçü değil. 

Nedense SAGP’ye göre yapılan tablolara baktığımda aklıma hep Nasreddin Hoca’nın “kedi buysa ciğer nerede, ciğer buysa kedi nerede?” diye biten fıkrası geliyor. 

Ek: Tablolar

Sıra
Ülke
GSYH (Milyar USD)
Sıra
Ülke
GSYH (SAGP, Milyar USD)
1
ABD
18.569
1
Çin
21.292
2
Çin
11.218
2
ABD
18.569
3
Japonya
4.939
3
Hindistan
8.662
4
Almanya
3.467
4
Japonya
5.238
5
İngiltere
2.629
5
Almanya
3.980
6
Fransa
2.463
6
Rusya
3.800
7
Hindistan
2.256
7
Brezilya
3.141
8
İtalya
1.851
8
Endonezya
3.032
9
Brezilya
1.799
9
İngiltere
2.786
10
Kanada
1.529
10
Fransa
2.734
11
Kore
1.411
11
Meksika
2.316
12
Rusya
1.281
12
İtalya
2.235
13
Avustralya
1.259
13
Türkiye
1.988
14
İspanya
1.233
14
Kore
1.934
15
Meksika
1.046
15
S. Arabistan
1.751
16
Endonezya
932
16
İspanya
1.687
17
Türkiye
857
17
Kanada
1.682
18
Hollanda
771
18
İran
1.455
19
İsviçre
660
19
Avustralya
1.187
20
S. Arabistan
640
20
Tayland
1.165
21
Arjantin
545
21
Mısır
1.132
22
Tayvan
529
22
Tayvan
1.132
23
İsveç
511
23
Pakistan
988
24
Belçika
467
24
Arjantin
874
25
Tayland
407
25
Hollanda
869
26
Avusturya
387
26
Malezya
863
27
İran
377
27
BAE
669
28
BAE
371
28
Belçika
510
29
Norveç
370
29
İsveç
498
30
Mısır
332
30
İsviçre
496
31
Hong Kong
321
31
Singapur
493
32
İsrail
318
32
Hong Kong
430
33
Danimarka
307
33
Venezüella
427
34
Singapur
297
34
Avusturya
417
35
Malezya
296
35
Norveç
364
36
İrlanda
294
36
Çekya
351
37
Venezüella
287
37
İrlanda
325
38
Pakistan
284
38
Kuveyt
304
39
Finlandiya
237
39
İsrail
301
40
Yunanistan
194
40
Yunanistan
289
41
Çekya
193
41
Danimarka
274
42
Macaristan
126
42
Macaristan
270
43
Kuveyt
110
43
Finlandiya
231



Sıra
Ülke
Kişi Başına Gelir (USD)
Sıra
Ülke
Kişi Başına Gelir (SAGP, USD)
1
Lüksemburg
103.199
1
Katar
127.660
2
İsviçre
79.242
2
Lüksemburg
104.003
3
Norveç
70.392
3
Makao
95.151
4
Makao
67.079
4
Singapur
87.855
5
İrlanda
62.562
5
Kuveyt
71.887
6
Katar
60.787
6
Norveç
69.249
7
İzlanda
59.629
7
İrlanda
69.231
8
ABD
57.436
8
BAE
67.871
9
Danimarka
53.744
9
İsviçre
59.561
10
Singapur
52.961
10
San Marino
59.059
11
Avustralya
51.850
11
Hong Kong
58.322
12
İsveç
51.165
12
ABD
57.436
13
San Marino
46.447
13
Suudi Arabistan
55.158
14
Hollanda
45.283
14
Hollanda
51.049
15
Avusturya
44.498
15
Bahreyn
50.704
16
Hong Kong
43.528
16
İsveç
49.836
17
Finlandiya
43.169
17
İzlanda
49.136
18
Kanada
42.210
18
Avustralya
48.899
19
Almanya
41.902
19
Almanya
48.111
20
Belçika
41.283
20
Tayvan
48.095
21
İngiltere
40.096
21
Avusturya
48.005
22
Japonya
38.917
22
Danimarka
47.985
23
Yeni Zelanda
38.345
23
Amman
46.698
24
Fransa
38.128
24
Kanada
46.437
25
BAE
37.678
25
Belçika
45.047
26
İsrail
37.262
26
İngiltere
42.481
27
İtalya
30.507
27
Fransa
42.314
28
Porto Riko
29.697
28
Finlandiya
42.165
29
Kore
27.539
29
Japonya
41.275
30
İspanya
26.609
30
Malta
39.834
31
Kuveyt
26.005
31
Ekvator Ginesi
38.639
32
Malta
25.214
32
Porto Riko
38.393
33
Bahamalar
24.272
33
Kore
37.740
34
Bahreyn
24.183
34
Yeni Zelanda
37.294
35
Güney Kıbrıs
23.352
35
İtalya
36.833
36
Tayvan
22.453
36
İspanya
36.416
37
Slovenya
21.320
37
İsrail
35.179
38
S. Arabistan
20.150
38
Güney Kıbrıs
34.970
39
Portekiz
19.832
39
Çekya
33.232
40
Çekya
18.286
40
Slovenya
32.085
41
Yunanistan
17.901
41
Tr. ve Tobago
31.870
42
Estonya
17.633
42
Slovak Cum.
31.339
43
Slovak Cum.
16.499
43
Litvanya
29.972
44
St.Kitts Nevis
16.058
44
Estonya
29.313
45
Amman
15.964
45
Portekiz
28.933
46
Uruguay
15.679
46
Polonya
27.764
47
Antigua B.
15.488
47
Macaristan
27.482
48
Tr. ve Tobago
15.342
48
Malezya
27.267
49
Litvanya
14.890
49
Yunanistan
26.669
50
Ekvator Ginesi
14.174
50
Rusya
26.490
51
Letonya
14.060
51
St.Kitts and Nevis
25.940
52
Panama
13.654
52
Letonya
25.710
53
Şili
13.576
53
Antigua Barbuda
25.157
54
Macaristan
12.778
54
Kazakistan
25.145
55
Arjantin
12.503
55
Türkiye
24.912
56
Polonya
12.316
56
Bahamalar
24.555
57
Hırvatistan
12.095
57
Şili
24.113
58
Türkiye
10.743
58
Panama
23.024
59
Romanya
9.465
59
Hırvatistan
22.795
60
Malezya
9.360
60
Romanya
22.348
61
Venezüella
9.258
61
Uruguay
21.527
62
Rusya
8.929
62
Bulgaristan
20.327
63
Brezilya
8.727
63
Arjantin
20.047
64
Meksika
8.555
64
Meksika
18.938
65
Çin
8.113
65
İran
18.077
66
Kazakistan
7.453
66
Tayland
16.888
67
Bulgaristan
7.369
67
Çin
15.399
68
Tayland
5.899
68
Brezilya
15.242
69
İran
4.683
69
Venezüella
13.761
70
Endonezya
3.604
70
Endonezya
11.721
71
Hindistan
1.723
71
Hindistan
6.616


Sıra
Ülke
Dünya GSYH'sındaki Payı (SAGP, %)
1
Çin
17,80
2
ABD
15,49
3
Hindistan
7,23
4
Japonya
4,37
5
Almanya
3,32
6
Rusya
3,17
7
Brezilya
2,62
8
Endonezya
2,50
9
İngiltere
2,32
10
Fransa
2,28
11
Meksika
1,93
12
İtalya
1,86
13
Türkiye
1,66
14
Kore
1,61
15
S. Arabistan
1,46
16
İspanya
1,41
17
Kanada
1,40
18
İran
1,20
19
Avustralya
0,99
20
Tayland
0,97
21
Mısır
0,95
22
Tayvan
0,94
23
Polonya
0,88
24
Arjantin
0,73
25
Hollanda
0,73
26
Malezya
0,72
27
Güney Afrika
0,62
28
BAE
0,56
29
Irak
0,54
30
Bangladeş
0,52
31
Belçika
0,43
32
İsveç
0,42
33
Singapur
0,41
34
İsviçre
0,41
35
Şili
0,37
36
Romanya
0,37
37
Hong Kong
0,36
38
Venezüella
0,36
39
Avusturya
0,35
40
Norveç
0,30

Yorumlar

  1. Asgari ücreti 600 TL'e indirip Çin modeli üretim ekonomisine geçmeliyiz. Asgari ücret 1300 TL oldu enflasyon fırladı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen maaş ve ücretlerin düşürülüp, mal ve hizmetlerin de fiyatları inince güzel bir şey mi olacak zannediyorsun?.İthal mal kullanabilir miyiz o zaman?...Senin mantığına göre, kişi başına düşen gelirin yüksek olduğu gelişmiş ülkeler ile kişi başına düşen gelirin düşük olduğu gelişmemiş ülkeler arasında fark olmaması lazım.

      Sil
    2. Olur muymus oyle sey zenginler ne yiyecek?

      Sil
    3. Ücrete ne gerek var, karın tokluğuna çalışırız...

      Sil
    4. asgari ücreti 10 tl ye indirip uzay ekonomisine geçmeliyiz. seni de maymun misali denek olarak kullanıp uzaya postalamalıyız. belki uzaya bir faydan olur

      Sil
    5. Salıdan itibaren maaşını 750 yaparlar umarım. Maksat enflasyon düşsün.

      Sil
    6. para da vermesinler, dua etsinler yeterli bence, kiminin parası kiminin duası sonuçta, sen 600 liraya kaç gün geçineceksin bakalım.

      Sil
    7. Devletin ekonomik gücünü gösteren GSYH veya SAGP ne göre 17 ve 13'üncü sırada olduğumuz göstergedir.
      Vatandaşı ilgilendiren ise SAGP ne göre 55'inci sırada olduğumuz kişi başı milli gelirdir, bu gelire baktığımız zaman da, devlet nüfusun büyüklüğü ile sıralamada güçlü, devletin vatandaşı ise ekonomik açıdan güçsüzdür. Bu listede devlet ve vatandaş arasında 13 ve 55'inci sıralama farkı bu kadar açık olan olan başka bir ülke de yok. Ayrıca sıralamada vatandaşın önde olduğu, devletin sıralamada arkada olduğu ülkeler (Genel olarak İskandinav ve Arap Ülkeleri) vatandaşın refahı ve zenginliği daha çok hissettiği ülkelerdir.

      Sil
    8. Asgari ücreti 600 TL ye indirmeyi öneren beyefendinin aylık kazancı ne kadar acaba bir de ona baksın. Toplumu açlığa mahkum bir ülke zenginleşebilir mi? Nerede görülmüş.

      Sil
    9. Serbest piyasayı kaldırsın herşey düzelir , tek fiyat kanunu uygulasın bütün fiyatları devlet belirlesin.....

      Sil
  2. Türkiye Dünya'nın en büyük 13. Ekonomisi, lütfen gerilip çamur atmayalım bu başarı hepimizin.

    http://mbigpara.hurriyet.com.tr/haberler/turkiye-dunyanin-en-buyuk-13-ekonomisi-oldu/1440540

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1-Mahfi Hocanin yazisini okumadin.
      2-Okudun anlamadin
      3-Okudun, anladin.. siyasi tercihinden dolayi isine gelmedi.
      4-Diyorsun ki. Mahfi Hoca camur atiyor.

      Sil
    2. Sabit fikirlilik, biat, eleştirel düşünceye kulakları tıkama ve cehalet... Adsız 18:52'nin tedavisi mümkün olmayan hastalıkları. Yukarıdaki yazının tek bir satırını okumadan çiğ propaganda yapmak için yorum bıraktığı belli.

      Bizim 13. olduğumuz tabloda Pakistan da İsviçre'nin önünde. Bu durumda Pakistan, İsviçre'den daha gelişmiş bir ekonomi öyle mi? Gözünü iki santim kaydırıp alttaki tabloya da bir baksan gerçekleri görürsün ama işine gelmiyor. Cehalet daha tatlı tabi...

      Sil
    3. Merak etme. Dünya sıralamamızın 17 yıldır değiştiği filan yok.

      İster kişi başı...
      ister bütün ülke toplamı...
      ister satınalma gücü paritesi...

      Sil
  3. Gidilmesi gereken çok yol var,öyle şunda 1.şunda 2.demekle olunmuyor...Ancak seçimde kullanlan argüman olarak halk kandırılıyor.Biz hangi dünyada sıralama olarak bilmem... yaşıyrz acaba?

    YanıtlaSil
  4. Batı şirketleri sanayide ucuz iş gücünün önemini ucuz elektriğin almasıyla fabrikalarını tekrardan Batı'ya taşımayı düşünür mü? Yoksa kişi başına geliri arttıkça mallara olan talebi de artan Doğu pazarında mı kalır? Amerika'nın Paris Antlaşması'ndan çekilmesini ucuz enerjiyle Çin'deki ABD şirketlerini tekrardan ABD'ye çekmek olarak okuyabilir miyiz? Avrupa devletler de enerjiyi ucuzlatıp yatırımcıları Doğu'dan için çalışmalar yapar mı?

    YanıtlaSil
  5. Italyan ekonomisin turk ekonomisinden farki ne ki siralamada bu kadar onde hadi meksikanin ki nufus onu anliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklisin sana inat olsun diye yapmislardir.. Italya ya Kücük bir seyahat yap anlarsin Tipitip.

      Sil
    2. İtalya ve Türkiye mi? Adam Fiat, Ferrari, Maserati, Alfa Romeo, Lamborgini, Iveco, Lancia`yı üretiyor, biz Fiat`ın montajında bant işçiliği yapıyoruz, yedek parça sağlıyoruz. Know-how adamların, kuru işçilik bizim. Tekstil deseniz, adam marka üretiyor, 1 tane satıyor, biz onun 1 tanede ettiği karı etmek için 1 kamyon fason mal satıyoruz. Adamlar Agusto helikopterlerini üretiyor, biz ondan plan proje alıp kaporta imal edip Atak helikopteri yapmaya çalışıyoruz. Fiat iyi kötü tank motoru üretiyor, biz Altay tankına motor bulamadık. Roma`nın yada Venedik`in yıllık turizm geliri ile bizim turizm gelirinide karsılaştırsak... vs vs.. liste uzar gider. Şark kurnazlığı bir yere kadar. Oturup takkeyi önümüze koyup çalışırsak olur, çalışmazsak çalıp çırpmanın derdinde olursak böyle oluyor.

      Sil
    3. Adsiz 16:30 yazdiklarin az bile. anlamismidir dersin bizimki..

      Sil
    4. dünyanın en iyi motosikletleri olan, ducati, mv agusta, vespa, piaggio, aprilia'yı da ben eklemiş olayım:)

      Sil
  6. Niye 600 TL.verelim, direkt siyaha boyayıp köle olarak çalıştıralım, enflasyon düşer...

    YanıtlaSil
  7. Peki hocam Sagp'a göre yapılan değerlendirme daha doğru bi yaklaşım olmaz mı sonuçta nominal bir gsyh ya da kişi başı gelir fiyat etkisi sebebiyle yanıltıcı olmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman evde ücret almadan çalışan kadınların emeğinin karşılığını da hesaplayıp GSYH'ya katmak gerekir.

      Sil
    2. Yani hocam Sagp'a göre değerlendirme yapacaksak diğer reel faktörleri de gözönünde bulundurmamız gerekiyor o zaman reel bi analiz yapmak daha da zorlaşıyor, teşekkürler hocam

      Sil
    3. Singapur, Hong Kong gibi yerlerde insanlar at gibi çalışıp, it gibi yiyorlar. Yani evde yemek yapmak yok, hep dışarıdan yiyorlar. Ve tüketim ekonomisini canlı tutuyorlar. Rakamlar da fırlıyor tabii. Biz evde pişirip tek kapta yiyoruz. Bir de olaya öyle bakın. Hep tüketim ekonomisi gözlüğü ile değil. Çinde bir adamin cebinden 5 dolar çıksa, o ülkenin en zenginidir. Nasıl 2.siraya sokabildiler o insanları? Aklim almiyor. Ya hesap yapmayı bilmiyorlar ya da hiç dayak yememişler.

      Sil
  8. hocam, Türkiye'nin gerçek GSMH sinin 857 milyar dolar olmadığını siz de biliyorsunuz. bu alanda sürekli değişimler yapılara kağıt üzerinde yükseltilmiş bir GSMH ve GSYH miz vardır. kanaatimce GSMH mizden kabaca 60 ila 90 milyar dolar arasında bir geliri çıkartmamız gerekiyor. gerçekte 750-760 milar dolar kadar GSMH mız bulunuyor. dolayısıyla da 18. olmamız gerekiyor. ayrıca Hollanda İsviçre gibi ülkeler bizden ekonomik olarak geri değil tersine ciddi derecede ileriler. çok az nüfusla ve sahip oldukları bize nazaran olumsuz demografik bazı özelliklerine rağmen bizden daha iyiler. biz 29 yaş ortalamamıza rağmen verimlilikte onlardan hayli düşük seviyedeyiz. zaten eğitim düzeylerini karşılaştırmıyorum bile. sıcak para gelmese herhalde ilk 20 dışında kalırız. bu da başarı olamaz. ayrıca gerçekte kişi başına gelir düzeyindeyse biz Kazakistan Bulgaristan seviyesindeyiz ancak. sagp konusundaysa muhtemelen gerçekte 60. ve altındayız!. işte son yıllarda borç stokumuzu makro bazda kümülatif olarak 3,5 kat büyütmemize rağmen gelebildiğimiz gerçek iktisat yerimiz ortada. hala köprü yol metro avm rezidans diyenler görsünler duysunlar asıl gerçekleri. verimliliğimiz neredeyse çökmüş durumda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Soyle kabaca hesap yapabilenlere bayiliyorum. Bu ozguveni nereden buluyorsunuz?

      Sil
    2. Adam bir sürü tablo paylaşmış hesap vs. bahsediyor. Sen kafana göre 60-90 milyar çıkarmamız lazım diyorsun. Neye göre nasıl hesapların? Tek tek tüm işletmeleri mi gezdin?

      Sil
    3. tüm işletmeleri gezmeye ne hacet. tüik in sık sık yaptığı hesaplama revizyonlarına baksan yeterli gerçeği anlamak için. uyan da kahvaltıya gidelim.

      Sil
  9. hükümetin ikinci yarıda yüzde 7 lik büyüme beklentisi olası mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fiziki olarak degil, kagit ustunde az bile.

      Sil
  10. GSYH = C + I + G + (X-M)de asgari kalemleri ve azami kalemleri belirleyelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adsız 19:55 hoca 600 olacak diyor sanırsın emekçi dostu. Burda yapabileceğin tek şey karnını doyurmaktır.

      Sil
  11. en alt çizelgede sagp 23. sırada Amman yazıyor. Amman Ürdün'ün başkenti.

    YanıtlaSil
  12. Hocam bu SAGP'ye "hissedilen refah" diyebilir miyiz? Bu açıdan 55.sıra biraz daha iyimser göründü gözüme.

    YanıtlaSil
  13. Hocam çok haksız bir yöntem gibi gelmedi bana bu SAGP'a göre hesaplama yöntemi. Anladığım kadarıyla bu yöntem bir halk söylemi olan "hayat ucuz" betimlemesini hesaba katıyor. Eğer kazandığımız parayla dolar bazında hizmet almıyorsak veya Yunanistan'dan ev almak gibi hesaplarımız yoksa SAGP daha gerçekçi bir yaklaşım değil mi?

    İstanbul'da 1+1'e 1200 tl kira veriyorum 3000 kazanıyorum diyelim. Anadolu'da 2500 tl kazansam ama kiraya 500 tl versem daha kaliteli yaşamaz mıyım? (Diğer ürünler de daha ucuz olacaktır, olmasa aynı olsa bile)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul'daki refahı orada bulabiliyorsanız yaşarsınız. Ama çocuğunuz yolladığınız okul daha az kaliteliyse mesela bulamazsınız. Ne aradığınıza bağlı biraz da.

      Sil
    2. "İstanbul'da 1+1'e 1200 tl kira veriyorum 3000 kazanıyorum diyelim. Anadolu'da 2500 tl kazansam ama kiraya 500 tl versem daha kaliteli yaşamaz mıyım?"

      Olaya sadece "ekonomik refah düzeyi" açısından baktığınız için hata yapıyorsunuz.

      Kadınların öldürüldüğü, çocukların zorla gelin/damat yapıldığı, eğitimde yobazlaşmanın açıkça arttırıldığı, hukukun içinin boşaltıldığı, tek adam rejiminin yayıldığı bir ülkede "kaliteli yaşayamazsınız."

      Böylece; kazandığınız maaşın miktarının ne olduğunun, hangi şehirde, hangi miktarda harcama yaptığınızın önemi azalır.

      Sil
    3. Serdar bey, insanlar neden Anadolu'dan İstanbul'a göç ediyorlar hiç düşündünüz mü? "Daha kaliteli" yaşamak için. Yaşıyorlar mı, yaşamıyorlar mı o ayrı mesele. Daha ucuz yaşamak daha kaliteli yaşamak değildir. SAGP'ye göre 13. sırada olduğumuz listede bizim altımızda Avustralya, Kanada, Avusturya, Hollanda, Belçika ve kuzey Avrupa ülkeleri var. Yani İstanbul'da yaşayan pekçok insanın bile fırsatını bulsa göç etmeye can atacağı ülkeler. Sizce o ülkeler bizden daha kalitesiz mi yaşıyorlar, yoksa o listede bir sıkıntı mı var?

      Sil
    4. Mahalle baskisinin oldugu yerde kaliteli refahli insani gelismeli yasanmaz!

      Istersen 5000lira maas al kiran 500 lira olsun!Altina da tenzilattan son model araba versinler.

      Yasadigin yer anadoluda yobazlarin comarlarin yeriyse seni zaten rahat birakmazlar yok eve kiz atti yok evinde hayvan besliyor yok saci uzun ateist mi yok bu herif bizden farkli yasiyor her gun takim elbise aksamlari spor giyim ajan mi bir idedikodu bir ifitira valla aksam rahat uyuyamazsin.

      Diyelim ailen var coluk cocuk esinin tacize tecavuze ugramayacaginin garantisi var mi ya cocuklar...

      Bu dediklerim muhafazakar tasra yerler icin gecerli. Bu tarz yerlerde linc kulturu hakimdir. Huzurlu olamazsin la okudugun kitaba bile karisirlar. cunku heriflerin okudugu kitap yok!

      Sil
    5. Adsiz 10:36 malesef dediginiz dogru. Okumuyoruz, okumamak bizim yaramiz ne yazik ki. Izlemeyi, dinlemeyi seviyoruz. Herkesin bildigini iddia ettigi din konusunda bile bize yakismayacak tutumlarimiz var. Mezhepcilik mesela kotu bir sey. Takim tutar gibi mezhepcilik olmaz. O bir gorustur diger gorus de onun gorusudur. Ayrisirsan iste ne idugu belirsiz teror orgutlerine de malzeme verirsin. Yok o oyle yapti, bu boyle yapti demememiz gerekir. Bemim gorusum daha iyi, senin gorusun daha kotu, sen bilmezsin ben bilirim dedikce bu is yurumez.Bu kibirden ileri geliyor kanatimce! Cok konuşan su liderler olmasa ortadogu cografyasi da nefes alir. Yahu bir adamin pesinden gitmek nedir. O da bir insandir yat diyince yatip, kalk diyince kalkilir mi? Benim gorusum, gunun kosullarina gore devlet yonetim bicimini de guncellemek yerinde olacaktir ve olmustur da! Bunu dışarıdan birileri "demokrasi" adi altinda getiremez. O toplumun insanlari bunu istemeli. Bu noktada Turkiye buna onderlik etmistir. Ataturk bugunleri onceden tahmin etmis olmali ki "ulus devlet" kavraminin da yerinde olduğunu dusunmus. Iddia ediyorum Turkiye ulus devleti olmasaydi daha onceden 4.0 diye bir sey gelmis olacakti. Bu 4.0 nedir bunu izahi nedir onu anlamiyorum...

      Sil
    6. Kendi kendinle çelişmişsin hem bi adamın pesinden gitmek nedir diyip hem atatürk örneği vermek değişik :D

      Sil
    7. Birileri Atatürk'ten beslenip birileri de dinden beslenirse olacağı bu. Kimse aynaya bakmıyor sadece konuşuyor.

      "Akp elbette mağdur edebiyatından besleniyor lakin Akp'nin ve siyasal İslam'ın yıllardır güttüğü bu stratejiye çok da güzel besin kaynağı olan art niyetli bir kitle var. Akp "benim türbanlı bacılarıma eziyet ettiler" diye meydanlarda oy peşinde koşuyor diye, sahiden de ağzından her Allah kelamı çıkan adamı yaftalayan tipler hiç yokmuş ayağına yatacak değilim.

      Bunu sadece bir gözlem olarak alın, konu ben değilim: Şu internet'te yıllardır kendi çapında ve tek tabanca bir şeyler yazan adamım. Kendi kabuğuna çekilmiş sıradan bir insan olmama rağmen, sırf şu internet'te hasbelkader biraz göz önündeyim diye sayısız ithama maruz kaldım bugüne kadar. Bunların en aşağılık olanları da "dini gelir kapısı ettin" (ulan tek kuruş para girmedi ki cebime, yuh), "he iyi prim yaptın, iktidar da İslamcı zaten" imaları oldu.

      Kendi adıma diyebilirim ki, Allah inancım olmasa, kendimi bu kadar leş tiplerle muhatap edecek kadar yorucu bir işe hayatta girişmezdim.

      Mağarada yaşamıyoruz, sosyoekonomik seviyesi nispeten yüksek seküler bir ortamda, eğer oruç tuttuğunuz yahut namaz kıldığınız yahut dindar olduğunuz fark edildiğinde, müthiş bir psikolojik baskıya maruz kalıyorsunuz. Evet genelleme yapıyorum, fakat bu bildiğin oluyor kardeşim, yaptırma o zaman genelleme, kendini kategorize ettirme! Dindarsanız maruz kaldığınız ithamların önemli bir kısmı kendini Freud zanneden embesillerin sizin güçsüz bir karaktere sahip olduğunuz yönündeki yahut cahil/aptal birisi olduğunuz yönündeki imaları oluyor. Bir diğeri de az önce değindiğim gibi, rüzgarın estiği yönde yer alan karaktersiz birisi olduğunuz yönündeki imalar... Bu muameleyi reelde de, sanalda da yıllardır görüyorum, bu muameleden mustarip olan birçok dindar arkadaşım da var. Kimse safa yatmasın.

      Evet Akp mağdur edebiyatı üzerinden prim topluyor. Fakat eline fırsat geçse karşısındakini bir kaşık suda boğacak olan müthiş art niyetli ve gerizekalı bir kitle var. Sayıları da hiç az değil. Çok sık kullandığım bir ifade var: "Sizi mutlak değer parantezine soksak, kötülüğe ve aptallığa olan uzaklıklarınız eşit miktarda parantez dışına çıkarsınız"

      Akp iktidar uğruna dini kullanıyor, liyakata değil referansa (ne referansı yahut, bildiğin torpile işte) dayalı bir şekilde kadrolaşıyor. Lakin eline fırsat geçse aynısını sen de yapacaksın, bundan zerre kadar şüphem yok.

      Yıllardır Akp'nin koyu bir karşıtıyım, lakin bazen de eline imkan geçirememiş bu Akp Jr'ları gördükçe "oh ulan, sana da Akp layık zaten" diye ufak bir tebessüm konuyor yüzüme. Bu kötü kitlenin, çok da güzel layığını bulduğunu düşünüyorum.

      Yiyin abi birbirinizi, zira birbirinize layıksınız."

      Alıntı.

      Sil
    8. 4.0-israilin bagimsizligi -referandum soylemi. Bu noktalar bana gore hassas dikkat kesilinmeli!
      https://www.aydinlik.com.tr/bagimsiz-kurdistan-saflasmasi-israil-evet-kampanyasini-yurutuyor-ismet-ozcelik-kose-yazilari-eylul-2017

      Sil
  14. Eger satın alma gücü sıramız kişi başı GSYH sıramızdan daha iyiyse, bu Türkiye'deki ürünlerin ucuz olduğu anlamına gelmez mi?
    Ürünlerin ucuz olması emeğin ucuz olması ile açıklanabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kısmen. Zaten bize benzer ülkelerin SAGP'ye göre iyi çıkmasının bir nedeni de o.

      Sil
    2. Bununla ilgili olarak; The Economist, Big Mac Index'in yanında emek faktörünü nötralize eden bir de düzeltilmiş Big Mac Index yayınlıyor. Özellikle Türkiye örneğinde büyük fark hesaplanmış.

      Sil
  15. hocam bayramınız mübarek olsun.. hocam, türkiye net borç ödeyen pozisyonundan fazla uzaklaşarak net borçlanan pozisyonuna girmeye başladı. ve bu durum kamu tarafına da yansımaya başladı. hazine giderek iç borç servisi hacminden net şekilde daha fazlasını borçlanmaya başladı. yani iç borç servisinin yaklaşık olarak %45 i kadar daha fazlasını borçlanır duruma geldi ve %50 ye hızla yaklaşıyor. hocam bu ileriye dönük olarak makro iktisadi bazda kırılganlığımızı artırmaz mı?. saygılar ve iyi bayramlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artırır ve çapa olarak ileri sürdüğümüz bütçeyi de zayıflatır.

      Sil
  16. Hocam şimdi Tüik de bir revizyon yapsa ilk ona girsek,fena mı olur?

    YanıtlaSil
  17. Gerçeğin er geç ortaya çıkma gibi bir huyu vardır. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Necdet Sözkesen1 Eylül 2017 05:32

      Gerçekler elbet belli olacak. Birileri yırtınsa da bu kafayla bir yerlere varamaz. Durum belli zaten, sistemi değiştirmeye aday olmayan insanlar sadece günü kurtarmaya çalışır. Ansızın olur her şey. Keşke anlasalar.

      Sil
    2. Aklima Nikolay Cavusesku geldi nedense, hadi hayirlisi...

      Sil
  18. hocam Abd nin satın alma gücü ve ortalama milli geliri 57 bin dolar dersek abdli ortalama birinin 100 birim mal aldıklarını düşünelim.

    Şimdi abd nin ortalama 57 bin dolar verdiği mal sepetine biz aynısına 25 bin dolar veriyoruz.



    Abdli ortalama gelir elde eden biri (57000/57000)*100 dersek 100 birim mal alırken, bizde (10.700/25000) yani ortalama gelir elde eden biri biri 42 birim mal alıyor.

    Yani cari milli gelir sabitken satın alma gücüne göre milli gelirin artması daha kötü birşey değil mi?

    Son yıllarda da olan şey bu değil mi zaten. Bunun neresi iyi haber hocam paydada olan sayı büyüyünce sayı küçülmez mi biz neden seviniyoruz ki?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hesaplama karışmış.
      (25 bin / 57 bin) = 43 birim.
      Amerikalı'nın tükettiği paket 100 birimse, bunun 43 birimini tüketmeye gücünüz yetiyor.

      Sil
    2. aynen bunu demek istedim. üstelİk son yıllar iyice düştü nedeni milli gelir biraz küçüldüğü için. Yani daha kötü olmuşuz millet neden seviniyor ki bir terslik var

      Sil
    3. Şöyle söyleyim;
      Eğer cari gelir üzerinden hesaplama yapacaksanız (21:19'da hesapladığınız gibi), (25.000/10.700) diye hesaplama yapmanız gerekir. Bu durumda SAGP kişi başı GSYH'nin yüksek çıkması (payın artması) sizin cari gelir düzeyinize kıyasla, SAGP'ye konu ürün/hizmet sepetinin daha büyük kısmını tüketebilir hale geldiğiniz manasına gelir. ABD'li için değişen bir şey yok, kişi başı milli geliri ne olursa olsun, sepetin hepsini tüketebildiği farzediliyor. Sonuç olarak daha kötü değil, daha iyi olmuşuz - ama geçerliği soru işareti bir karşılaştırma kurgusu üzerinden. Bkz. "Adsız 1 Eylül 2017 04:00".

      Sil
  19. Hocam o zaman Nasrettin hocayı, kendilerini dünyanın en zengin ülkesi olarak gören (!) , ekonomisinin çok iyi olduğunu zanneden arkadaşlara bi tanıtmak bi anlatmak lazım

    YanıtlaSil
  20. Açlık sınırının 1800 tl olduğu yerde asgari ücreti 600 tl düşürmek nasıl bir aklın ürünüdür acaba

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burda unlu bir dusunurum lafini hatirlayabiliriz, fakirler olsun

      Sil
    2. Fakat 00:57 o unlu düşünür zenginler feragat etsin diyordu. Asgari ücrette bir çalışsın bakalım diyordu. 18:38 adsizinin dediği gibi değil yani. Zenginler olse ülke rahatlayacak. Burdan mars'a yol yaptılar. Hortumları kendilerine bağladılar. Hocam sosyoekonomik analiz kitabınıza bunu da sayın. Hayatimda "ilk" defa taraf tuttum diyin beni hatırlarsınız.

      Sil
    3. Mahfi Eğilmez sistem fakirler ölsün demiyor mu? Asgari ucret nedir enflasyon nedir? Hangi aklın ürünü bu her eve bir robot vermeyecekler. 4.0 nedir? İci boşalan din nedir, insanlik nedir? Çarpıtırsanız dalalete düşersiniz. Adsız yazınca sizin olduğunuzu da anlamazlar korkmayın. Korkaklar kendilerini mezar altlarina sığınak yaparak korayacaklarini saniyor. Siz onlardan degilsiniz biliyorum. Gormus gecirmis insansiniz bu yasiniza kadar Ataturkun yurttta sulh cihanda sulh sozunden hareketle yurttaki sulha dair ne yaptiniz? Onceki yazida da yazdim onun bilim isigindan giderek sonuca varabildiniz mi? Yoksa yol mu yanlisti? O zor sartlarda orgutlenmis insanlar. Siz neyin çevresinde orgutluyorsunuz ya da orgutluyor musunuz once ona karar verin. Simdi iktisat demwyin bana ulkeyi siz benden daha iyi gözlemleyecek yasa sahipsiniz. Ulkede iktisat ne durumda buna karsi ne yapabildiniz? Diyorum tekrar yasiniz olmus 70.

      Sil
  21. Endonezya ekonomisi beni çok şaşırttı..2.trilyon 250 milyar dolar ve 8. Sirada.. Hocam orada bu yanlışlık olmalı nüfusu 260 milyon... Ama kişi başına gelir 3.600 dolar... Bu hesapla 10 bin dolara yakın bir şey çıkmalı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Endonezyada bir hata olmuş, düzelttim, teşekkür ederim.

      Sil
  22. Hocam verilen tabloda Endonezya 2.256 milyar dolar gözüküyor Ve 8. Sirada.. ama kişi başı 3.600 gözüküyor.. bildiğim kadarıyla 260 milyon nüfuslu bir ulke... Milli geliri nüfusa boldugumuzde 10 bin dolara yakın bir rakama cikmasi gerekir...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Endonezyada bir hata olmuş, düzelttim, uyarı için sağolun.

      Sil
  23. Bu ülkede en büyük eksikliğin adalet olduğu söyleniyor. Bence yanlış. Adalet eksikliği bir sonuçtur, ahlâk eksikliğinin doğal ve kaçınılmaz sonucu. Bence ülkedeki en büyük sorun toplumun her kademesine yerleşmiş olan ahlâk eksikliği.

    Eğer SAGP'ye göre düzenlenmiş GSYH ile dünyanın en büyük 13. ekonomisiyiz, kişi başına düşen gelirimiz 25.000 dolar diyor, SAGP'ye göre düzenlenmiş kişi başı gelire göre 55. sırada olduğumuzu söylemiyorsanız bu siyasi bir taktik değildir, popülizm bile değildir, basitçe ve kısaca ahlâk eksikliğinin göstergesidir. Aynen ihracatımız rekor kırdı diye manşet atıp ithalattan ve cari açıktan hiç bahsetmemek gibi bir kandırmaca, bir ahlâk eksikliği göstergesi. Ne yazık ki bu tip kandırmacalarla sadece kendimizi kandırabildiğimizin farkında olmayacak kadar da acınası bir durumdayız.

    YanıtlaSil
  24. Göz boyamaktan baska birsey degil diyorsunuz yani

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır öyle bir şey demiyorum. Diyorum ki bugüne kadar neyi kullandıysak onu kullanmamız lazım, işimize geleni öne sürmek doğru bir şey değil. Kendimizi kandırmaktan başka bir işe yaramaz.

      Sil
    2. Hocam siz tüik verileri kullanıyordunuz o zaman hep imf verileri kullanacaktınız.

      Sil
    3. Hoca veriden bahsetmiyor,onları hesaplama yönteminden bahsediyor.hangisi işine geliyorsa onu kullanıp popülizm yapmanın alemi yok diyor.bence tekrar okuyunuz

      Sil
    4. Ben hocanın dediğini okudum da öyle yazdım zaten. Benim yorumumda popülizm kelimesi gecmedigine gore siz benim yorumumu tekrar okuyun. Tuik verilerine gore yakaladiginiz yuzde 5 buyumeyi imf verilerine gore yakalayamazsiniz misal. Ben de bunu kastetmistim. En basindan beri manipulasyonsuz veriler olsaydi dedim yusuf bey.

      Sil
  25. Hocam bu değerlemeler gsyh olarak yapıldı. Sizce gsmh olarak yapılsa farklar ne kadar olurdu? Mesela Çin in başlarda yer alması, üretim maliyetlerinin düşüklüğünden dolayı yatırım cazibesi haline geldiğinden ülkedeki gsyih artarken net faktör gelirleri bu hesaba dahil edilmemiş oluyor malumunuz. Türkiye iki hesaplamaya göre de sizce de 192 ülke arasında 13 lerde 17 lerde olması istenilen bir durum değil midir ? Hayırlı bayramlar bayramınız kutlu olsun hocam. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden karşılaştırmalar GSYH yerine GSMH ile yapılırdı. Çok önemli fark yok.

      Sil
  26. hocam bu satın alma gücü paritesi nedir. abd de 57 bin dolar bizde 25 bin dolar. abdli 57 bin dolara kendi ülkesinde aldığı mal sepetini biz kendi ülkemizde 25 bin dolara mı alıyoruz demek. zor bir kavram.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SAGP'ye göre hesaplanmış kişi başı geliri cari fiyatlarla hesaplanmış kişi başı gelire bölüyorsun.
      24912/10743=2,31
      Bunun anlamı şu;mal sepetinden Amerikada 1 dolara 1 birim alabiliyorken Türkiyede 1 dolara aynı mal sepetinden 2.31 birim alabiliyorsun.Oran 1'in üstündeyse fiyatlar Amerikadan ucuz, 1'in aldındaysa Amerikadan pahalı anlamına geliyor.Bu oranlara bakarak hagi ülkenin daha ucuz hangi ülkenin daha pahalı olduğunu görebiliyoruz.
      Formülü diğer ülkelere uyguladığımızda İran ve Hindistan en ucuz ülkeler, İsviçre ise en pahalı ülke çıkıyor.

      Sil
  27. Hocam sizce Türkiye bu yılın diğer çeyreklerinde yüzde 5'in üzerinde bir büyüme gerçekleştirirse bunun GSMH sıralamasına bir etkisi olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçi tek yılda çok da fazla etkisi olmuyor ama yine de TL çok değer kaybetmezse olabilir.

      Sil
  28. Sosyo-Ekonomik Analiz kitabınız nasıl gidiyor hocam? Umarım hassas noktalara da temas edersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zor bir kitap. Ağır ilerliyor. Yeniden okuma yapıyorum. Okuduklarımı yeniden analiz ediyorum.İlginç bir kitap olacak.

      Sil
    2. Hocam mürekkebiniz bol olsun. Kolay gelsin, iyi çalışmalar...

      Sil
  29. Hocam GSYH'da SAGP'ne göre yakın sırada olduğumuz gelişmiş ülkelerle sayısal anlamda ciddi fark görünmüyor. Bunun sebebi hesaplanan mal ve hizmetlerin türünden kaynaklanıyor galiba. Bu tabloda benzer durumda olduğumuz bir gelişmiş ülkedeki ortalama bir insan 2-3 maaşla araba, çeyrek maaşla iPhone alabilirken, bizde durum çok orantısız. Burada atlanan ne tür veriler oluyor?

    YanıtlaSil
  30. Dolarin sabitlenmesi lazim. Vergilerin inmesi lazim

    Bu iki seyi birlikte yaparsak eger ulkemiz ucar.Yalniz asgari ucrette bayagi yuksek onu da indirdik mi yemin ederim buyumede dunya rekoru kirariz.Nasil olsa sabit diolar karsisinda asgari ucret yine yksek kalacak. Bu nedenle asgari ucret inmeli

    Yerli taksi uretimi ile dunya piyasalarina girersek toz duman ederiz. Yerli ucagimiz zaten havada millet vizir vizir binip istedigi yere gidebiliyor. Insaallah Ak parti bunu basracak.Yerli taksi su an bildigim kadariyla tasarim asamasinda

    Bu arada Kurvban bayraminizi en icten duygularimla kutluyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen once taksi kelimesi yerine otomobil veya araba kelimesini kullanmayi ogren. Nikolay Cavuskesku da asgari ucreti indirmisti. Sonunu yasayarak gorduk. Darisi sizinkinin basina.

      Sil
  31. Hocam SAGP hesabinda sepete giren urunler arasindaki olasi kalite farklarini kontrol edebiliyorlar mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır zaten yöntemin ciddi sıkıntılarından birisi de o.

      Sil
  32. Ben bu hesaplamada bir hata olduğunu düşünüyorum. Domates 2 tl olabilir ancak et 40 tl dersek Avrupa da 10 Euro olan etme karşılaştırırsak inanılmaz bir fark çıkıyor. Resmen tl maaş ile Avrupa kentinde yaşıyor oluyoruz. Aynı durum benzin, elektronik aygıtlar, bebek mamaları, süt/peynir/tereyağı, yedek parça ve kimya/ilaç/kozmetik/boya sanayide de var. Hocam bu hesap bana doğru gelmedi. Neden derseniz bizde üretilen herşey Avrupa da üretilen mallarla ayni fiyata bize satılıyor. 1 Euro olan mal burda 5 tl ye satılıyorsa Türkiye de üretilen 4,5 tl ye satıyor. Gündelik harcamaların tamamı böyle. Yok bana mantıklı gelmedi. Bu ve benzeri durumları hergün yaşıyorken nasıl domates vb ürünler üzerinden alım gücünün varlığı arttırılabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. okan bursa bey bayramınız mübarek olsun. özellikle biz de iktisadi hesaplamaların hemen hepsi defolarımızı kapatmaya veya az göstermeye yöneliktir bu yüzden de ciddi yanlışlarla doludur. tüik zaten dünyaya bedel. tüik olmuş teik !!... türkiye GSMH de ya 19 ya da 20.dir. sagp de ise kazakistanla aynı seviyelerdedir. ya da bulgaristanla. normal yandaş yalaka medya sürekli ihracattaki artıştan bahseder ama çok daha fazla artan ithalat ve giderek azalan ihracatın ithalatı karşılama oranı ve artan cari açıktan hiç bahsetmezler. ne de olsa yeni türkiye. alışın diyorlar...

      Sil
    2. Ithalat - ihracat için kullandığımız 1 doların maliyeti kaç cent? Dar gözlükleri çıkarıp öyle yorum yapmalıyız zannımca.

      Sil
  33. A) SAGP'ye göre hesaplanmış toplam GSYH bir anlam ifade etmez. Bırakın 13'ü, ister 1. olalım.

    SAGP, teoride, hayat standardının bir ölçütü. Bu standarttaki değişimlerden etkilenen kişidir, bu ölçütün kişi başı olarak ölçülmesi gerekir.

    B) Ayrıca zaten SAGP hesabının pratikte uygulanabilirliği yok.
    i) SAGP hesabına konu ürün ve hizmetler sepeti, ülkeler arası karşılaştırılabilirliği sağlamak adına basit, temel kabul edilebilecek ihtiyaçları kapsamak durumunda (ki ABD ile Türkiye USD bazında karşılaştırılabilsin). Gerçekten de iki ülkenin de tüketimi domatesten ibaret olsaydı, refahımız ABD'nin önünde olurdu. Ortalama bir Amerikalı'nın erişiminde olan, bizim lüks kabul ettiğimiz ürün ve hizmetlerin varlığı sepete yansımadığı için, SAGP bizi olduğumuzdan çok daha iyi bir noktada gösteriyor.
    ii) Ülkeler arası karşılaştırılabilir nitelikte kabul edilen sepete yansıyan ürün ve hizmetlerin ise kalitesi, SAGP hesabına, rakam olarak ölçülemediği için, hayat standardına önemli gösterge olmasına rağmen girmiyor. ABD'de tüketilen domates kaç sağlık kontrolünden geçiyor, üretimi aşamasında ekolojik değerler, tarlalarda çalışanların insani çalışma koşulları gözetiliyor mu, bu domatesin nüfusun her kesimine erişimi sağlanıyor mu...bunlar bizde önemsenmeyen hassasiyetler ise, istediğimiz kadar daha çok domates yiyebilelim, aslında refahımız yok demektir.

    YanıtlaSil
  34. Hocam para dediğimiz şey aslında satın alma gücü değil mi? Mesela kişi başına geliri bizden daha düşük olan bir ülkede insanlar günlük protein ihtiyacını belki bizden çok daha uygun fiyata karşılayabiliyor. Belki biz elimizdeki satın alma gücünün %80'ini kiraya verirken, başka bir ülkede bu oran %50 veya %90... Başka bir sorum enflasyon insanlar parasının %10 unu konaklama giderine harcıyor teorisine dayanarak hesaplanıyor. Ancak bugün hangimiz gelirinin %10'uyla konaklama giderini karşılayabiliyoruz? Oysaki konut enflasyonu, normal enflasyonun üzerinde. Konaklama giderlerinin bu sepetteki payı artarsa bu enflasyon oranını da biraz yukarı çekecek. Verilere iyi makyaj yapıyorlar gibi geliyor bana hocam.

    YanıtlaSil
  35. hocam ortalama bir abd vatandaşı ortalama bir türk vatandaşına göre ne kadar fazla mal satın alabiliyor? 57bin/ 25 bin yoksa 25bin/10700 mü? abd de 57 bin dolarlık mal sepeti burda 25 bin dolar mı ediyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 57 bin/25 bin oranı ortalama bir Amerikalının ortalama bir Türkten kaç kat fazla geliri olduğunu gösterir(sagp'ye göre).
      25 bin/10700 oranı ise Amerika ile Türkiyedeki ortalama fiyatların oranını gösterir.Yani Amerikalı ABD'de 25 bin dolara doldurduğu mal sepetini Türkiyede 10700 dolara doldurur demektir.

      Sil
  36. hocam abd 57 bin dolar biz 25 bin dolar diyelim. bu para aynı mal sepeti için mi yoksa bizim 10700 dolarlık para abd de 25 bin dolarlık mal mı alabiliyor demek

    YanıtlaSil
  37. SAGP hesaplanirken maalesef yeterli düzeltmeler yapilmadigi icin, böyle nominal gelir ile sagp ile hesaplanan gelir arasinda ucurumlar ortaya cikmaktadir. Bu ucurumun en belirgin sebebi Türkiye´de kiralarin, batili zengin ülkelere göre nominal bazda düsük olmasidir. Söyle diyebilir, türkiyede ortalama m2 ev kirasi 10 TL civari iken, mesela almanyada 10 Euro yani yaklasi 40 TL civaridir. Fakat burada yeterince dikkate alinmayan husus Almanya`da ki ortalama bir evin türkiye`de ortalama bir ev ile karsilastirilamayacagidir. Almanya`da ortalama bir yerde oturuyorsaniz bunu ancak Türkiye`nin lüks yada pahali olarak tabir edilen sosyal olanaklari, ulasim, saglik ve egitim altyapilari gelismis gelir seviyesi Almanya`nin ortalama gelir düzeyine yakin insanlarin oturdugu semtlerdeki kiralarla karsilastirmaniz gerekir. Bunu yaptiginizda aradaki farkin cok daha azaldigini göreceksiniz.

    YanıtlaSil
  38. Özel tüketim SAGP a göre düzeltilebilir, ama yatırım+ithalat ve ihracatı da SAGP a göre düzeltmek ne kadar doğru?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katılıyorum, mantıklı gözükmüyor.

      Sil
    2. Son derecede doğru bir saptama.

      Sil
  39. Sayın Eğilmez ve bu blogun saygı değer takipçileri;Bayramımız yeni bayramlar doğursun,sevincimiz yeni sevinçlerin toprağı olsun,huzurumuz nice huzursuzlukların çaresi,mutluluğumuz ,Milletimizin ve tüm insanlık ailesinin acılarına teselliler sunsun bayramınız kutlu olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bayramımız kutlu olsun Ali Bey.

      Sil
    2. Bayramınız kutlu olsun Ali bey ve bütün dostlar.

      Sil
  40. Sagp de ölçüm bence de daha mantıklı çünkü 2013 te türkiye gdp olarak 950 milyar dolar gözüküyor bugün 850 milyar dolar. Ancak her yil yüzde 3-5 büyüdüğümüz için 1 trilyonu rahatlikla gecmeliydik. Sebebi dolar kurundan ötürü

    Rusya gibi bir ülke gdp hesabiyla ispanya ayarında iken 60 milyonluk itala onun 1.5 kati büyüklüğünde ve 50 milyonluk kore ile 35 milyonluk kanada daha büyük gözüküyor.

    Hindistan da aynı şekilde 1.5 milyara yakin bir nüfusa sahip olan bu ülkenin fransa ingiltere gibi kendisinin belki 20 de biri etmeyecek ülkelerden küçük olması bana mantiksiz geliyor. Hindistan çin ve abd'den sonra 3. olması bana göre daha mantikli ve akla yatkın. Dünya nüfusunun 5'te birinin yaşadığı bir ülke elbette cok büyük bir tüketim ve üretim merkezidir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayaller Paris, gercekler Muş!
      Bu blogu takip eden herkesin bayrami kutlu olsun:)

      Sil
  41. iktisaden 2 carpi 2 kac ediyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2 çarpı 2 iktisatta da matematikte de 4 eder. Ama siyasette iktidar tarafını mı muhalefet tarafını mı tuttuğunuza bağlı olarak eksi 4 ile artı 4 arasında değişir.

      Sil
  42. Hocam evro gecmis olsak siralamada kac basamak one atlardik ve bu sahte zenginligin ne gibi sakincilari olurdu rekabet gucumuz mu kaybolacak issizlik artmis mi olacakti cizdigim tablodaki hangi ulkelerin yer aldigin herhalde soylememe gerek yok gelir sevyesinin bizden yuksek fakat issizligin de biz den yuksek oldugu ekonomiler ,ekonomide boyle bir durumda var

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Euro'ya geçmiş olmak bize tek başına bu sıralamada yer değiştirtmez. Ama AB'ye girmiş olsaydık yabancı sermaye girişi artacağı için muhtemelen nominal GSYH sıralamasında bir kaç sıra yukarı ilerlemiş olabilirdik.

      Sil
    2. Turkiye Euroya gecse muhtemelen enflasyonu yine yuksek olurdu enazindan diger euro kullanan ulkelerin 2002den bugune ortalama enflasyonlarindan yuksek olurdu tabi zamanla da azalirdi bu oran. Bana kalirsa issizligi de duserdi. Fakat cari acikta ciddi bir yukselis olurdu.

      Butun bunlari neye dayanarak soyluyorum suna istiaeden EURoya gecen turkiye daha ucuza ve daha kolay yoldan oraya buraya sapmadan direk borclanabilecek bu hem bankalar hem reel sektor bireysel tuketici bazinda borclanmasi ucuz ve kolay olan Turkiye, piyasasi ic tuketime dayali bir buyume stratejisine ister istemez yonelecektir. Dahasi bunu goren yani ucuza kolay yoldan borclanmayi goren hazine ve butce maliye yonetimi hem gelirlerini arttirmak hem de enflasyonda talep kokenli yapiyi kirmak olursa da cari aciga fren yapmak adina tuketim vergilerini daha baska vergileri artirma hatta yeni vergiler icad etme gibi bir politikaya evrilecektir. Belki de isin teorik yani olsa da istenilen yani kayit altina almak suretiyle dijital teknolojinin getirdigi izleme kayit altina alma gorme avantajiyla yeni bir kapsamli vergi reformuna ihtiyac duyacaktir.

      Tabii butun bunlar surdurelebilir mi olur mu bilemiyorum bilemem. Salt benim ongorum. Mahfi hocam ne buyurursunuz

      Sil
    3. İhracatçının yaşadığı kur riskini bertaraf etmesi dışında faydası olacağını düşünmüyorum.

      Euro'ya geçmek, para politikasını ECB'ye emanet etmek demek, ve Türkiye'nin "gelişmekte olan" bir ülke olarak "gelişmiş" ülkelere kıyasla para politikasını yönetmeye daha çok ihtiyacı var. Enflasyon kontrolü, faiz - kur yönetimi kısıtlandığı zaman (yapılamayacağı zaman demek istemem, detaylarını bilmiyorum), yabancı sermaye çekebilmek/iç tasarrufları da arttırmak için minimum siyasi-ekonomik risk üreten, verimliliği yüksek, stabil büyüme trendinde bir ülke olmak dışında bir alternatif kalmıyor - bu da "gelişmekte olan" ülke tanımı değil.

      Euro'ya geçtiğimiz senaryoda Yünanistan'ın düştüğü duruma düşmemiz bence kaçınılmaz, bu krizi Avrupalı'ların kendi aralarında yürüttüğü gibi koordine/profesyonelce/demogojiden uzak bir şekilde çözmeye çalışabilir miyiz, o da kültürel bir mesele.

      Not : Dikkat ederseniz, Eurozone içinde "gelişmekte olan" sınıfında ülke yok.

      Sil
    4. Eurozone ben zaten girilmesi taraftari degilim.Zaten biz istesek de bizi almazlar :D Boylesi bir durum Bizim gibi gelismekte olan ulke ekonomileri icin bir cok riski barindiriyor.Hele hele guney kulturel kodlarina sahip gelismekte ekonomiysek eger.

      Para politikasi ile kalkinma olmaz ancak sizin de dediginiz gibi uzerinde durdugunuz gibi gelismis ulke ekonomilereine, kiysla para politikasini yonetmeye gelismekte olan ekonomilerin daha cok ihtiyaci var.

      Tam da bu noktada Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Macaristan, Polonya ve Romanya gibi AB icinde yer alan gelismekte olan ekonomilerin basta Polonya ve Macaristan olmak uzere (ki bu ulkeler digerlerine oranla Cekya ile birlikte gelismis ulkeler klasmanina daha yakin en azindan daha yakin zamanda bu statuye nail olma ihtimalleri digerlerine gore yuksek) Bu iki ulke eurozona, hukumetler bazinda sicak bakmiyorlar. Zaten gelinen noktada edinilen tecrubede de ne kadar hakli olduklarini tarih herkese gosterdi. Daha dune kadar Macaristan Orta avrupanin Yunanistani diye aniliyordu 2008-2011 arasinda gelinen noktda eurozonde olmayan bagimsiz para politaksinin verdigi manevra alaniyla Macaristan, issizlik enflasyon sorununu halletmis buyume derdi kalmamis bir ekonomi halinde keza Polonya Cek cumhuriyeti de oyle.Gerci polonyada biraz yuksek issizlik %7lerde

      Eurozone icerisinde gelismekte olan ekonomiler var benim bildigim Litvanya Estonya Letonya basli basina gelismekte olan ulkeler ornegi gosteriyor dahasi slovenya slovakya malta vs.. Yunanistanla Kibrisa girmiyorum bile onlarin durumu Allahlik ne olduklari belli degil kendileri de kendilerini siniflandiramiyor.Fakat bildigim su bundan iki ya da uc sene once bir uluslarasi kurulus tarafindan ismini hatirlayamiyorum Ynanistan gelismekte olan ulke konumuna sokuldu siralamada.

      Sil
  43. Aslinda polonyayla yan yana olmamiz his sasirtmadi cunku her iki ekonomide ayni modelin uzerin kurulu yani gelismis ulkelerden gelen yatirimlar sizin bahsettiginiz kore den farkli bir model

    YanıtlaSil
  44. Sayın Hocam,
    Naçizane görüşüm GSYH bir yaşam standardı ölçütü olarak kullanılamayacağı yönündedir. İşi formüle edersek GSYH = tüketim + yatırım + devlet harcamaları + net ihracat (yani ihracat - ithalat). Buradan bakılınca GSYH’nin hesaplanışında borçlar, tasarruflar ve vergiler hesaba katılmamaktadır. Almanya gibi tasarrufa yönelen toplumlarda GSYH düşüş trendine girerken parası olmadığı halde borç alarak harcama eğilimli, Türkiye gibi ülkelerin GSYH’si büyüme yönünde etkilenecektir. Ayrıca, bu hesapta fakirle zengininin gelirleri arasındaki eşitsizliği hesaba katacak parametreler de bulunmamaktadır. Yorum yapan bazıları anlasa “bilmem ne zihniyetinin, bilmem ne lobisinin milletin kafasını karıştırıp milli iradeye darbe vurmak için uydurduğu boş beleş bir terimdir” diyeceği bir kavramı şuan popülist politikaya hizmet ediyor diye manşetlerden düşürmüyorlar. Dünya, GSYH gibi kaba hesaba dayanan ekonomik trend analizleri yerine “gayrisafi ulusal mutluluk indeksi” denilen yeni kavramlara yönelmeye başladı. Bizde bir gün bu kavramları konuşur muyuz dersiniz. Selam ve saygılarımla, iyi bayramlar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kavramlar bizde de akademi çevrelerinde en azından konuşuluyor. Buna karşılık bu kavramlar henüz GSYH'da olduğu kadar açık ve üzerinde çoğunluğun uzlaşacağı bir şekilde formüle edilmiş değil.

      Sil
  45. Hocam otomobil den alınan vergiler hakkında düşünceleriniz nedir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok yüksek ama buna karşın her yer otomobil dolu. Demek ki vergiler düşürülse otomobil sayısından yolda kıpırdayacak yer kalmayacak.

      Sil
  46. Hocam Moody's ulkemizin bu yil icin buyume tahminini yukseltmis (yanlis hatirlamiyorsam yeni tahmin %3,7). bazi cevreler ise ulkemizin bu yil %7'nin ustunde buyuyecegini iddia ediyor. umarim ulkemiz %7 buyur ama iki tahmin arasinda buyuk bir fark var, dolayisiyla ulkemizin %7 buyuyecegini ongoren cevreler milletin akliyla dalga geciyor gibime geliyor, acaba bu tahmini neye dayandiriyorlar, sizin bir malumatiniz var mi? Yoksa onumuzdeki gunlerde TUIK ulkemizin ekonomik sorunlarina yine bir cozum mu bulacak? Size iyi bayramlar dileyerek saygilarimi sunarim. Ş.G.C.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kapasite kullanım oranına, sanayi büyüme oranlarına, kredi hacmindeki artışlara, bütçe açığı ve cari açıktaki artışlara baktığımızda ekonomide bu yılın büyümesinin yüzde 5'in üzerinde çıkacağı anlaşılıyor.

      Sil
    2. hocam bu yıl genelinde %5 üzeri büyüme ivmesi büyük olasılıktır doğrudur. ancak sorun şu ki bunu kanaatimce 10 yıl önceki büyüme gibi algılamamalıyız. bu büyüme daha çok vergi borç ötelemeleri, kgf , borçların biraz daha arttırılması gibi ileriye dönük riskleri artırıcı adımlarla sağlandı. olumlu dış etkenler de cabası!. demem odur ki; bu yılki büyüme geleceğin taleplerinin bugüne çekilebilmesiyle sağlandı. yani 2018 ve sonrası bu yıl gibi olmayabilir ve bu olasılık yüksektir. yine ikiz açığımızı büyütmeye dayalı yani kırılganlığımızı daha da artırarak yapısal bozukluklarımıza dayanarak büyümüş olduk.

      Sil
  47. SAGP'ye göre hesaplanmış verilere göre, ülkelerin dünya toplam GSYH'sindeki paylarını yüzde olarak gösteren üçüncü tablodaki sıralamayı belirleyen şey, esas olarak ülkelerin ekonomilerinin gelişmişlikleri değil, ülkelerin büyüklükleridir.

    Bu nedenle birçok gelişmiş ülke küçük oldukları için sonlarda, bizim gibi, kibarlık olsun diye "gelişmekte olan ülke" denilen geri kalmış ülkeler, boyutları nedeniyle üst sıralarda görülüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru. Aslında bana sorarsanız amaç biraz da bu. Bizim gibi ülkelere bir nevi şeker tutuyorlar.

      Sil
    2. Sagp ülkelerin gerçek buyukluklerini daha iyi gösteriyor bence de.

      Sagpy ye göre Hindistan 3, iran 18 , mısır 21, endonezya 7 rusya ise 6. Sırada

      Gdp ye göre ise Hindistan 7, iran 27, mısır 30, endonezya 16 rusya ise 12. Sırada. Bu saydığım ülkeler gerek nüfus gerekse de tüketim ve üretim yönünden çok büyük ülkeler

      Sagp ye göre hindistan dünya'daki gsyh inin yüzde 8 ini oluşturuyor, gdp ye göre ise yüzde 2 sini. Ancak bu ülke dünya nüfusunun yüzde 20'sinden fazlasını oluşturduğunu düşününce dünyadaki total üretimin yüzde 2'sini oluşturması bence gerçekçi değil

      Sil
  48. Şampiyonlar Kupası gibi yarıştırıyorlar hocam. "Portfolio management"vari bir söylem oldu fakat elden bir şey gelmez, acı gerçek bu. Jokeyler yarıştırıyor atları.

    YanıtlaSil
  49. Değerli hocamın yazısından çıkardığım genel sonuç; bir şekilde türkiye cumhuriyeti devleti çok zengin ancak halkın çoğunluğu fakir. Devlet gelirleri hiçbirşekilde dolaylı dolaysız hane halkı ihtiyaçlarını karşılamiyor. Cebimde olanın %50 sini alan bir yapılanma var. Devlet bildiğin komisyoncu. Alınandan satılandan uyduruk vergiler toplaya toplaya dunyanin en zengin devleti bile olabilir ne gereği var üretmeye reform yapmaya katma değer uretmeye,nede olsa halk devlet için var.

    YanıtlaSil
  50. benden oyle dusunuyorum ve yunanistan ve ispanya nin overpriced olarak sirlamada olmalari gereken yerden bir kac basamak onde olduklarini dusunuyorum paul krugman gibi yazarlarda dahil bu dusunceye

    YanıtlaSil
  51. Hocam yazı için teşekkürler. Hocam benim şu şekilde bir görüşüm var sizce haksız mıyım, değerli görüşlerinizi alabilir miyim? Konu X ülkesinde yaşayanların refah seviyesiyse ben her ne kadar zenginle fakirin gelir farkını es geçse de Kişi Başına Düşen Gelir(usd) hesabını GSYH(usd) hesabına tercih ederim. Sebebi ise yanıltıcı yönünde yatıyor. Örneğin Hindistan'da yaşayan günde 2-3 dolara çalışan milyonlarca insan var. Hindistan'ın en büyük 7.ekonomi olması onlar için hiçbir şey ifade etmiyor. Çünkü kişi başına gelir sıralamasında değil ilk 7, ilk 70'te bile değiller. Diğer yandan GSYH'ye göre 19. sırada bulunan İsviçre kişi başına gelir sıralamasında 80 bin dolar ile 2. sırada. Şimdi politikacıların, bakın ekonomimiz dünyada 17. sırada İsviçre'den bile büyük bir ekonomimiz var demesi herhangi bir ifade ediyor mu? Kişi başına geliri 8 kat fazlamız olan bir ülkeden büyük olsak ne anlama gelir ki? (Burada 'anlam'dan kastım kendini veya ailesini belli bir gelirle geçindiren normal bir insanın hayatında yaratacağı etki.) Halbuki Kişi Başına Gelir aldığımız yıllık maaşın diğer ülkelere göre karşılaştırmasını sunuyor bir nebze. Bizim 58.sırada olmamızla 28.sıraya yükselmemiz halkın hayatında gerçek bir fark yaratırdı. Ama GSYH sıralamasında 10.sıraya da yükselsek gelir değerimiz aynı kalacaksa halk hayatında yine bir fark olmayacak. Aynı Hindistan'da olduğu gibi.

    YanıtlaSil
  52. hocam ülkelerin özel sektörün net borç stoku diye bir gösterge var mıdır ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok, kamu kesimi için net dış borç stoku kavramı var.

      Sil
  53. türkiyenin net dış borç stoku kamu özel ve tcmb nin net dış borç stoku mu oluyor hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır bu sadece kamu kesiminin net dış borç stokunu gösteriyor.

      Sil
  54. Emisyon (M= Piyasadaki Türk lirası) miktarı G.S.M. Hasılanın %kaci olmalidir. Boyle bir oran var mi

    ya da nufusa orani var mi mesela

    YanıtlaSil
  55. Mahfi bey,

    2 dk 15 sn'lik şu video hakkındaki analiziniz nedir?

    "İki su aygırı, timsahtan kurtulmaya çalışan bir öküz başlı antilopun imdadına yetişiyor."

    Yer: Güney Afrika Cumhuriyeti, Kruger Parkı

    72 yaşındaki bir gezgin tarafından kaydedilmiş.

    Su aygırları, antilobu kurtarmanın öncesinde; bölgelerine dadanan timsahı kovmak için atak yapıyor. Bu arada, antilop da canını kurtarıyor.

    Merak edilen konu; gerçekten böyle mi?

    Su aygırları, antilobu kurtarmak güdüsüyle mi timsahı kovdular?

    Yoksa, bölgelerini savunmak için mi timsahı kovdular?

    Link çalışıyor ve virüslü değildir, güvenle açabilirsiniz:

    https://twitter.com/okumusokan/status/903269177812758528

    Son sorularım da şunlar:

    (a) Herbert Spencer'ın "survival of the fittest" kavramı; insanlar için de geçerli mi? Bu sorumu; biyolojik ihtiyaçlarımızın iktisat bilimindeki yeriyle ilgili soruyorum. Eğer vaktiniz olursa, eğer isterseniz; 2017 ve ilerleyen yılları baz alarak "survival of the fittest" konusuyla ilgili bir yazı yazar mısınız?

    (b) Mahfi bey, kapitalizmin kökü; "survival of the fittest" kavramına mı dayanır? Thomas Hobbes'dan önce de kullanılmış olsa aslen Hobbes'la beraber üne kavuşmuş olan "insan, insanın kurdudur" sözü ile Spencer'ın "survival of the fittest" kavramı birbirini bütünleyen ifadeler midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (a) Aslında bu fikir Charles Darwin'e aittir. Herbert Spencer de (Darwin'in çağdaşıdır) pek çok kişi gibi (aralarında Marx, Freud, Gordon Childe da var) Darwin'den fazlasıyla etkilenmişler ve çeşitli dallara Darwin tezlerini uygulamışlardır. Darwin'in çevreye en fazla uyum sağlayanın neslini sürdürmesi diye özetlenecek tezi insanlar için de geçerlidir. Bu tez pek çok kez kanıtlanmıştır.
      (b) Kapitalizmin pek çok yaklaşımı ve özellikle neoklasik teoriyle tamamlanmış rasyonellik, maksimizasyon, marjinal değer kavramlarının kökeninde survival of the fittest yaklaşımının etkisi vardır. İnsan insanın kurdudur başka anlamlara çekilebilecek kadar geniş bir ifade olsa bile bu çerçeveden bakınca haklısınız survival of the fittest yaklaşımıyla uyumlu görünür.
      Öteden beri düşündüğüm bir konuya dikkatimi çektiğiniz için teşekkür ederim. Bu konuda ileride bir yazı yazmayı planlamaya başladım bile.

      Sil
    2. Vay beee...

      Hocanin dikkatini cekebilmek...

      Bu ne buyuk bir onurdur adsiz kardesim, hocanin cevabini cercevelettir ve duvarina as bence.

      Ben hocaya o kadar yorum yazdim, soru sordum hic dikkatini cekemedim ve tesekkurunu alamadim.

      Hungur hungur agliyorum su an...

      Sil
  56. Bu olgu ile beraber Harari tarafından da özellikle son zamanlarda belirtilen unsuru göz önünde bulundurmak gerekir sanırım. Homo sapiens türünü diğer türlerden ayırt eden en temel özellik; türün üstünlüğünü sağlayan sanal kavramlar yaratması ve bu kavramları toplumsal ve sosyal kurallar olarak benimsemesinden geçmektedir. Harari'nin de ortaya koyduğu üzere paranın icadı ve bunun tüm insanlar tarafından kabul edilmesi bile türümüzün icad ettiği bir olgudur. Buna ek olarak bir sistemi veya kavramı ( örneğin kapitalizm ) ayakta tutan itici gücün insan doğasında neye dayandığı ise benim görüşüme göre bireyin durumsallığına göre değişir. Bu bağlamda survival of the fittest kavramı salt darwin yaklaşımı ile bakılırsa mevcut koşullara en uygun olanın hayatta kalmasıdır. Burada en çok karıştırılan kavram uygunluk ile güç kavramlarıdır. Survival of the fittest kavramı güçlü olanın değil mevcut koşullara en uygun olanın hayatta kalmasını vurgular. İktisadi araçların ortaya koyduğu metotlar bu adaptasyonu sağlamak için rasyonel yaklaşımlar ortaya koymaktır düşüncesindeyim. Belki bu aşamada toplumsal darwinizm ( social darwinism ) kavramı irdelenmelidir. Tüm bu olgular bağlamında; kapitalizmi çevreye uyum sağlayamayanların elenmesi olarak görüyorsak kökü survival of the fittest olabilir ama benim görüşüme göre olgu salt bu kavram üzerine kurulu olmaktan ziyade Harari'nin de ortaya koyduğu üzere homo sapiens türünün kendi varlığını sürdürmesinin toplumsal düzeydekindeki arayışından geçmektedir ve çok ilginçtir ki insan bu arayışı hayal ederek ortaya koyar...

    YanıtlaSil
  57. Türkiye 13. Olmasi insani mutlu ediyor sonucta gerceklik payi var. Abd ninki bence abartiliyor amerikada kriz cikiyor adamlar 5.1 trilyon para basiyor ne kadar batak varsa temizliyor böyle bir ekonomi olurmu kagitin maliyeti ne once dolar altina endeks liymis sonra bunu kaldirmislar turkiye krize girince para basarak krizi atlatamiyor imf den borç aliyor imf de amerikanin Çin nin 1, 4 trilyon dolar stoku var abd dolarin degerini düşürüyor Çin nin birikimi eriyor faizi fed belirliyor burada resmen sömürü duzeni var abd istese tüm borcunu para basip öder kagida gecer sözü bu duzen 3 kagit ekonomisi

    YanıtlaSil
  58. doğru krize girince dolar basamadığımız için krizi aşamıyoruz. fakat recep bey unutmayın ki abd ekonomisinin silah-uzay-otomobil-bilgisayar vb gibi ciddi patentli ve ağır sanayisi var. biz de ise bunlar yok giderek GSMH ve GSYH içinde payı azalan montaj ve hafif gıda sanayimiz var ki artık o bile büyük oranda uluslar arası sermayenin elindedir. abd nin kendi mal ve hizmetleri çoktur. abd kendi enflasyonunu yıllardır dolar bolluğu yaratarak dış dünyaya ihraç ediyor. bugün bizim merkez bankası faizle alarak rezervine koyduğu dolar kadar tl basabiliyor. üç kağıt ekonomisinin kralı bizdedir. % 2 ile doları al getir türkiye piyasasına tl ye çevir ve %15 ila borç ver. oh havadan para kazan. borsaya gir bir yılda abd de ancak 25 yılda kazanabileceğin parayı kazan!. recep er al sana üç kağıt ekonomisinin kralı. abd dünyaya sattığı petrollerin silahların bilgisayarların otomobillerin vs karşılığında da dolar basıyor. pek biz tl yi neyin karşılığı olarak basıyoruz. rezervlerimizde bulundurmak zorunda olduğumuz doların karşılığı olarak basıyoruz. zaten elle tutulur ürettiğimiz bir iktisadi değer var mı?. betonlar dışında!. abd ile türkiye ekonomisini aynı kefeye koymak çok saçmadır. ne zaman ki türkiye cumhuriyeti halkının ürettiği alın teri döktüğü emeklerin karşılığı olarak para basabilirse işte o zaman senin düşüncen mantıklı hale gelir ve biz de krizlerimizi kendi paramızı daha fazla emisyon haline getirerek kapatıp yolumuza devam edebilir duruma gelebiliriz. şu anki para sistemi devam ettiği müddetçe asıl üç kağıt ekonomisi olan biz oluruz. özellikle de 24 ocak 1980 kararlarından beridir artarak devam eden kumarhane ekonomisi yani borsa-faiz-döviz bermuda şeytan üçgeninde kaybılan uçak ve gemiler gibi kaybolmaya devam ederiz. türkiye 13. filan değil. her zaman ki gibi ara gazı vermeler bize!. çoşalım da daha fazla dövizde açık pozisyona girelim cari açığımız artsın sonra köpekbalıkları da düşük doları borsadan çıkarak toplasın ve büyük karlarla ülkeyi terk etmeye başlasın. bu filmi ben çok gördüm. 1994-2001 gibi... yine söylüyorum ki: türkiye ekonomisi ancak kişi başı gelir de ve sagp de Bulgaristan kadar iyidir. ve makro büyüklük olarak da asla 17. değil 19.sıradadır. ımf-dünya bankasının kendilerine bile hayrı yoktur. bu kurumlar fonksiyonlarını kaybetmiş verimsiz kurumlardır artık. ımf zaten önce 1997 de g.d.asya ekonomilerini sonra da türkiye ve arjantini sabit kur gibi yanlış çıpa (peg) politikasıyla krize sokmuştur. bunların hatta bunların sürekli savunduğu iktisat modellemeleri de büyük yanlışlarla doludur zaten dünya ekonomisini hali de ortadadır. uzun yıllardır çok ülke g.o.p durumundan yukarısını görememiştir.

    YanıtlaSil
  59. Hocam, geçenlerde Aykut Erdoğdu'yu dinledim, adam KGF ve hazine garantili yap işlet devlet projelerin ülkeyi batağa götürdüğünden emin. Sizin görüşünüz nedir bu konuda?

    YanıtlaSil
  60. sagp bizim nominal gsyh sahip olmak için ödediğimiz tutardır diyebilir miyiz? sagp-norminal gsyh arası gelişmik ülkelerde çok kapalıyken gelişmekte olan ve nüfüsü yüksek ülkelerde çok geniş.Aradaki fark nereden kaynaklanıyor?

    YanıtlaSil

  61. Diyelim ki İngiltere’de uluslararası katılıma açık büyük bir alış veriş merkezi ihalesi yapılıyor. İhale şartnamesinin fiyatı 50 bin USD olarak belirlenmiş.

    işi alırsan edeceğin kâr ile ingiltereden 3kg domates alırım tr den 6kg. Neden bardağın boş kısmına bakıyorsun

    YanıtlaSil
  62. Hocam şimdi bakıyorum da önceden de konuşuyormuşuz şimdi de hala konuşuyoruz bu işin içinden nasıl çıkacağız? Yorumların tamamını okudum 2017 de cari açığın yüzde otuzlarda olduğu konuşuluyor. Konuşmamızın tek başına bir işe yaramayışı 6 yıllık süre içinde kendini bariz şekilde gösteriyor. Artık siyasal İslamcıların bile ülkenin geleceğini düşünmesi gerekiyor. Siz çok tanınmış bir bilim insanısınız, Mehmet Şimşek in yanında ortak akıl oluşturmanız lazım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı