Yatırım Yapılabilir Ülke Statüsünü Kaybettik
23 Eylül 2016 günü Moody’s, Türkiye’nin
uzun vadeli yabancı para cinsinden tahvillerine verdiği kredi notunu Baa3 (Negatif)
konumundan Ba1 (Durağan) konumuna indirmiş bulunuyor. Bu karardan birkaç gün
önce “Darbe girişimi sonrasında Türkiye ekonomisinin ivme kaybının hızla
toparlandığı” yönünde bir açıklama yayınlamış olduğu için bu not indirimi
beklenen bir sonuç değildi. Büyük olasılıkla Türkiye’nin Moody’s in bu kararına
tepkisi, tıpkı Standard and Poor’s un yakın zamanda aldığı not düşürme kararında
olduğu gibi, kararın siyasal gerekçelerle alındığı yönünde olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün
itibarıyla önde gelen üç reyting kuruluşundan aldığı yabancı para cinsinden
uzun vadeli kredi notları şöyledir:
Reyting kuruluşu
|
Ülke Notu
|
Yatırım Eşiği (BBB - veya Baa3)
|
Standard and Poor’s (S&P)
|
BB (negatif)
|
Eşiğin altında
|
Moody’s
|
Ba1 (durağan)
|
Eşiğin altında
|
Fitch Rating
|
BBB- (negatif)
|
Tam eşikte
|
Moody’s yaptığı not indiriminin
gerekçelerini: Türkiye'nin zaten yüksek düzeyde olan dış
finansman ihtiyacına bağlı risklerde görülen artış ve geçmişte borç
birikimini çözmeye yarayan büyüme ve kurumsal yapıda ortaya çıkan zayıflama
olarak açıklamış bulunuyor. Kuruluş, görünümün (durağan) olarak gösterilmesinin
gerekçesini de ekonominin büyük ve esnek olması ve kamu maliyesinde devam
eden güçlü disiplin olarak vurguluyor. Kuruluş açıklamasında; kamu mali
disiplininin tersine dönmesi, yabancı fon akımlarında ani ve hızlı terse dönüşler,
kurumsal yapıda ortaya çıkacak bozulma veya siyasal risklerin tahminlerin
ötesinde artmasının kredi notunu aşağı yönlü etkileyeceğini belirtiyor (Moody’s
in açıklaması için kaynak (Moody’s in kendi sitesindeki açıklama aslı):
Öncelikle Moody’s in not düşürme gerekçelerinin
doğru olup olmadığına bakalım. Bunu yaparken yeni yayınlanan Ekonomide Analiz
(Örnek Olaylar ve Çözümler) adlı kitabımda anlattığım olay yeri incelemesi, tümden
gelim ve akıl yürütme tekniğini kullanarak yaptığım analizlerin bir örneğini
burada yapacağım. Böylece bu yazıyı okuyanlar kitapta çok sayıda benzer ekonomik
konuyu nasıl analiz ettiğimi de görmüş olacaklar.
Moody’s in Gerekçeleri
|
Veri
|
Gerekçelerin ve Verilerin
Birlikte Değerlendirilmesinin Sonuçları
|
||||||||||||||||
Türkiye’nin dış finansman ihtiyacının yüksekliği risk taşıyor.
|
Önümüzdeki 1 yıllık sürede yaklaşık 200 milyar dolar (168 milyar USD
yenilenecek dış finansman + 32 milyar USD cari açık) 168 milyar USD için
kaynak:
http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/08d4d86e-49bf-4739-baf8-3592bf9ce543/kv.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE08d4d86e-49bf-4739-baf8-3592bf9ce543
6.sıradaki veri. 32 milyar USD’lik cari açık tahmindir.
|
Dış finansman ihtiyacının yüksekliğine bakılınca Moody’s in iddiası
doğru görünüyor.
|
||||||||||||||||
Geçmişte borç birikimini çözen büyüme artışının zayıflaması
|
Kaynak: TÜİK http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist
(buradan ulusal hesaplar ve oradan da harcamalar yöntemiyle sabit fiyatlarla
GSYH)
|
Türkiye’nin potansiyel büyüme oranının yüzde 5 olduğunu dikkate
alırsak Moody’s in bu iddiası da doğru görünüyor.
|
||||||||||||||||
Kurumsal yapıda ortaya çıkan zayıflamalar
|
Moody’s in açıklamasında bu konuyu iki göstergeyle ölçtüğü
anlaşılıyor. Dünya Yönetişim Göstergeleri ve Küresel Rekabet Endeksindeki
sıra. İlkinde Türkiye, 2015 yılında önceki yıla göre gerilemiş görünüyor.
Kaynak: World Bank, Worldwide Governance Indicators 2016. http://info.worldbank.org/governance/wgi/index.aspx#reports
İkincisinde de toplamda 2014- 2015’de 45. sıradayken 2015-2016’da 51.sıraya,
kurumsal sağlamlıkta ise 64’den 75. sıraya gerileme söz konusu olmuş
bulunuyor.
Kaynak: WEF The Global Competitiveness Report 2015 – 2016
|
Moody’s in kurumsal yapıda ortaya çıkan zayıflama
saptaması bu verilere göre doğru görünüyor.
|
Moody’s in Türkiye notunu düşürürken
kullandığı gerekçeleri ayrıntısıyla ve kaynağından incelediğimizde not düşürme gerekçelerinin
doğru olduğunu görüyoruz.
Özellikle büyük emeklilik
fonlarının statülerinde en az iki reyting kuruluşundan en az BBB (ya da Baa)
notuna sahip yani yatırım eşiğinde veya üzerinde not taşıyan tahvillere yatırım
yapılabileceği düzenlemesi yer alıyor. Türkiye, Moody’s ve Fitch’in
değerlendirmesinde yatırım eşiğinde yer aldığı için büyük emeklilik fonları
Türk tahvillerini alabilmişlerdi. Moody’s in bu kararından sonra bu fonlar
ellerindeki Türk tahvillerini satarak buradan çıkacaklar ve daha kötüsü not
artmadan bir daha buraya yatırım yapamayacaklar. Öyle sanıyorum ki bu fonlar,
Standard and Poor’s un yakın geçmişte yaptığı not indirimi ve ardından Moody’s
in 18 Temmuz’da vermesi gereken kararını askıya alıp 90 gün içinde
açıklayacağını belirtmesinden sonra bu satış ve çıkış işlemini büyük ölçüde
yapmışlardır. Hatta ben biraz daha ileri gidip Moody’s in bu fonlara bu işlemi
yapmak için zaman kazandırmak amacıyla kararını ertelediğini düşünüyorum. Zaten
kararın ertesinde USD/TL kurunun ılımlı bir yükselişle yetinmesi de sanırım
bundandır. Ama bu durum, etkinin geçtiği anlamına gelmemelidir. Çünkü bundan
böyle Türkiye’nin bu kadar yüksek dış finansman gereksinimini eski maliyetlerle
karşılaması o kadar kolay olmayacaktır. Piyasaların kapalı olması USD/TL kurunun ve CDS priminin fazlaca sıçramamasında etkili olan bir başka unsurdu. Asıl etki Pazartesi sabahı ortaya çıkacak.
Bu gelişme, Türkiye’yi önemli
ölçüde dış finansmana bağımlı yapıdan kurtarmaya yarayacak olan yapısal
reformları niçin sürekli gündeme getirdiğimin anlaşılmasına vesile olur umarım.
Reyting ve CDS
primi konusunda açıklayıcı bilgi için bkz.: http://www.mahfiegilmez.com/2016/07/turkiyenin-kredi-notu-ve-cds-primi.html
Yapısal reformlar için bkz.:
Merhaba Hocam,
YanıtlaSilBen de bu haberi daha birkaç saat önce okudum.Konuyla ilgili sizin geçmiş yazılarınızı incelerken sayfayı güncelleyince bu yazıyı gördüm. Ve "ne kadar hızlı Mahfi Hoca hemen yazmış" diye geçirdim içimden.
Hocam haftasonunda olduğumuz için piyasa hareketleri biraz kısıtlı değil mi? CDS primi ve dolar fazla yükselmedi demişsiniz, pazar akşamından itibaren değişmez mi sizce?
Saygılarımla,
Çalışıyoruz :)
SilAynen öyle, değişebilir.
not indiriminin %70 siyasi olduğunu düşünüyorum
SilBence %97.68'i isyasi... yok artık siyaset ne arar Moodys'de.
SilHocam kararın siyasi olarak yorumlanacağından bahsetmişsiniz ancak siyasi boyutu olup olmadığını değerlendirmemişsiniz. Daha önce Moody's tarafından darbenin ekonomi üzerindeki etkilerinin çabuk atlatıldığı yönündeki açıklamaların bu kararın siyasi olmadığını göstermek amacıyla yapıldığını düşünüyorum. Yani "ekonominin durumunda herhangi bir değişiklik yok, darbe oldu ancak darbeden kaynaklanan etkiler hızla düzeldi, bunun dışında ise ekonominin darbenin etkilerinden arındırılmış haliyle bile hak ettiği not Ba1" demek istediklerini zannediyorum. Sizin görüşünüz nedir?
SilSiyasi etkisi olabilir ama Türkiye ekonomisinin kötü durumda olduğu gerçeğini değiştirmiyor:
Sil- Eğitim sisteminde iyileştirme yapılmıyor ki geleceğe, bundan 15-20 yıl sonrasına umutla bakabilelim.
- Ekonomi ve ihracat içerisinde katma değerli ürünlerin payı o kadar az ki cari açığı kapatabileceğimize inanalım.
- Hukuka, bürokrasiye, eşit rekabet koşullarına güven kalmadı ki insanlar yatırım yapma eğiliminde olsun...
Bu liste daha uzar gider,,,
Lafım Moody's kararının siyasi olduğunu düşünenlere; Not düşerken karar siyasi. Anladık. Not yükselirken değil! Not yükselirken çok başarılısınız o nedenle notunuzun yükseldiğini düşünüyorsunuz. Peki düşerken neden başarısız olduğunuzu düşünmüyorsunuz? Sınavda çocuk yüksek not alınca seviniyor, çok çalıştım başarılı oldum , yüksek not aldım diyor.Aynı öğretmen düşük not verince,"öğretmen beni sevmiyor, ondan düşük verdi" diyor.Bunun gibi bir şey sizinki.
SilSaygılarımla,
osmanlica bilmek is hayatinda is dunyasinda uluslararsi rekabette isimize yarar mi. Bizi digerlerinden farkli goserir mi parmakla gosterilen konuma getiri mi
YanıtlaSilsonucta bir dil bir insan iki dil iki insan osmanlica bilmek cok insan osmanlicada cok cesitli milletlere sahip imparatorlukta kullanilan bir dildi osmanlica bilmek cok insan olmaktir.
Osmanlıca bir dil değildir. Öyle bir dil yok. Türkçe, Arapça ve Farsça sözcüklerin Türkçe kuruluş yapısıyla ve Arap harfleriyle yazılmasından ibaret bir çözümlemedir. Osmanlıca öğrenmek demek Arapça ya da Farsça bilmek demek değildir. Arap harfleriyle yazmayı bilmek de Arapça yazılmış bir metni anlamaya yaramaz. Eski kuşaklar Arap harfleriyle yazarlar ama Arapça bilmezlerdi. Mesela Kuran'ı okuyup anlayamazlardı.
SilDolayısıyla Osmanlıca ve eski yazıyı öğrenmek sadece tarih araştırmalarında eğer arşiv incelemesi yapacaksanız işinize yarar. İş dünyasında ya da uluslararası ilişkilerde işinize yaramaz. Ama eğer Arapça öğrenirseniz o işinize yarar.
Gerizekali misin evladim, Osmanli'mi kaldi ki Osmanlica bilmek ise yarasin?
SilYok o kadar değil. Eğer iktisat tarihi ya da genel olarak tarih üzerine çalışacaksanız Osmanlı arşivlerine girmeniz gerekir. Bunun için de Osmanlıcayı öğrenmek gerekir.
SilAdsiz 13.05 Hakaret etmeyin hakaret etmek sizin sarf ettiginiz kelimedeki insanlarin tek silahidir zeka gostergesi degildir.
SilOsmanlica bilmek neye yarasin derken kendi cahilliginizi apacaik sergiliyorsunuz. Is hayati ve dunyasi sadece plazalardan olusmuyor. Arsivler ve tarihciler bilumum bu mesleki erbab, tozlu raflarda herhalde business ingilizce ile arastirma yapmiyor.
Hocamın yazılarını sabırsızlıkla bekleyen ve Osmanlı Türkçesi ve Dilbilim üzerine akademik çalışmalar yapmış biri olarak şunu belirtmek isterim; Mahfi Hocamın Osmanlıca(Osmanlı Türkçesi) üzerine yazdığı her şeyin doğru olduğunu, bunun İş dünyası ve uluslararası ilişkilerde işimize doğrudan doğruya yaramayacağı aşikardır. Ancak benim itirazım Osmanlı Türkçesi'nin yalnızca Arap Alfabesi ile yazılmış bir Türkçe olarak değerlendirilmesinedir. Zira sadeleşme çalışmaları neticesinde yüzyıllar boyunca dilimize mal olmuş kelimelerin unutturulmaya çalışılması yeni nesilin kısır (bir kaç yüz kelime ile konuşan) dil kullanmasına neden olmuştur. Düşüncelerimizi ancak ve ancak kelimelerle ifade edebiliriz. İfade edilemeyen, anlatılamayan düşüncenin başkaları için hiçbir kıymetinin olmadığı aşikardır. Bu bağlamda insanın ufku kelime hazinesi ile doğru orantılıdır denibilir.
Silarapça yazıp arapça okuduğunu nasıl anlayamamak nasıl bir iş hocam. burda kafam karıştı
SilSorun şu ki hocam modooy's darpe riskleri ortadan kalktı dedikten sonra notumuzu indirimesi kısacası yatırımcıya kazık atmasi...Diğer turlu zaten ülkemizin ekonomik durumu ortada ve en önemlisi ABD'yle stratejik menfaatlerimiz su dönem birbirinden ayrılıyor Moodoys'n not indirmesi rasyonel bir akıl için beklenen bir olay...Hocam bu olay Dolar kurunu nereye taşır bekletiniz olan 3.30 aşar mi?
YanıtlaSilSanmıyorum 3,30 luk tahmin Fed'in 3- 4 kez faiz artırması varsayımına bağlı bir tahmindi. Bu olayla dolar 3 ü geçebilir ama 3,30'a gitmez diye tahmin ediyorum.
SilDarbe riskleri kalktı derken, darbe nedeniyle bu kararı almadım diyor. Yani darbenin ekonomideki etkisi geçti; ancakekonominin şimdiki ve darbe öncesi durumu kötü diyor
SilMahfi hocam, öyle görünüyor ki kitabınızı internetten sipariş etmek yerine bugün kitapçıdan bizzat gidip, alıp okumam gerekiyor.
YanıtlaSilAma, Moody's siyasi bir karar almış bence de. Örneğin, büyüme rakamları küresel olarak zaten düşme eğiliminde, karşılaştırma yaptığımızda en yüksek büyüme oranlarında yine bir tanesi. (İtalya: %0.8, ABD: %0.9, Fransa: %1.4, Brezilya: % -3.8)
Tabi, bunda Türkiye'nin yapması gereken ama yapmadıkları da var. Sizin ifade ettiğiniz yapısal reformlar. Ben yine de konjonktür durumda bunun siyasi bir karar olduğunu düşünüyorum.
Son sözümü de, sizin sözünüzle bitireyim: Bu gelişme, Türkiye’yi önemli ölçüde dış finansmana bağımlı yapıdan kurtarmaya yarayacak olan yapısal reformları niçin sürekli gündeme getirdiğimin anlaşılmasına vesile olur umarım.
Moodys'in kararında vurgulanan asıl konu dış finansmana olan bağımlılık. Aynı gerekçeyle Brezilyayı da Ba2 negatif e düşürdü (bizden bir alt kategoriye)
SilAsıl mesele sizin yorumunuzun 3. paragrafında değindiğiniz mesele. Yani biz üzerimize düşenleri son 6 yıldır yapmıyoruz.
Hocam öncelikle kitabınız hayırlı olsun tekrar tebrik ederim. Not indirimi gayet normal. Çünkü siyasi riskle birlikte reel ekonomideki risk artarak devam ediyor. Tüketimi taksitlerle arttırmaya çalışmaksa korkarım durumu daha da kötüleştirecek. Tüketime teşvik etmek belki günü kurtarsada tüketimden elde edilen geliri yapısal reformlara aktarmadığımız sürece yapılan harcamalar bizi sadece fakirleştirecektir. Peki yapısal reform demek? En basite indirgenirse yapısal reform hayatını daha iyi ve uzun yaşamak isteyen bir insanın kötü alışkanlıklarını terk ederek iyi alışkanlıklar kazanması ve bunları sürdürmesine benzer. Nasıl ki spor salonuna üye olup gitmemek bizim paramızı bitiriyorsa tüketime yöneltip gelirleri planlandığı gibi yapısal reformlara harcamamak yine bizim paralarımızı bitirecektir. Para, kaynagı sonsuz olan birşey olmadığı için de bu şekilde gidersek derenin suyunu bir gün kurutacağımızı belirtmek isterim. Adamlar sana verdiğimiz paraları hovardalıkta harcıyorsun böyle gidersen bırak bize geri döndürmeyi batacaksın dereyi kurutacaksın diyorlar ama biz hala olayı siyasi olarak yorumluyoruz. Son olarak halen android için uygulama yapmanızı ve masaüstü uzantısını ısrarla istorum.
YanıtlaSilSaygılarımla
Alperen BAYAR
Alper bey yazi yorumunuz harika. Maalesef yapisal reformlar yapilamadigi gibi son 7 yildir sizin yorumunuza istinaden belirttiginiz gibi En basite indirgenirse yapısal reform hayatını daha iyi ve uzun yaşamak isteyen bir insanın kötü alışkanlıklarını terk ederek iyi alışkanlıklar kazanması ve bunları sürdürmesine benzer(1) bu acidan BDKKnin yaptigi kendi eliyle ozerk bir sekilde uygulanmasini ettigi kredi kartlari taksit sinirlama olayi bizim hem cari acik problemimize merhem olmustur hem borclanmamizin dizginlenmesine sebeb olmustur hem de makro iktisadda bilenler bilir taksit ve taksitli satislar kavrami enflasyonu azdirici bir buyuk etkendir hem fiyat baglaminda hem talep hem de zaman maliyeti olarak eflasyon olarak piyasaya yansir taksit kavrami. BDKK ozerk eliyle Turkiyede kurun 2013 sonu dan itibaren firlayan ve yukselen trendinin enflasyon uzerinde etkisini aldigi bu kararlada bertaraf etmistir. Soyledki TL ciddi deger kaybetmesine ragmen en azindan %12leri goren bir enflasyon bandina girmedik girmedigimiz gibi %8-9 hatta 7 bandinda kaldik. Mevcut hukumet Mahmut beyin argumanindan yola cikarak yapilan BDKKninyapisal duzenlemesini rafa kaldiriyor hayirlisi olur insallah
Sil(1)Alper BAYAR BABADAYI24 Eylül 2016 12:07
Yoruma ve ek yoruma teşekkürler. Doğru tespitler.
SilHocam merkez bankası'nın faiz indirimlerinin (özellikle moody's in 90 gün içinde not değerlendirmesinde bulunacağını bilirtmesine rağmen ve fed aralıkta faizi arttırma olasılığı varken ) devam etmesi ve bunun yüksek finansman açığını karşılaşmada yaşanacak riskleri gözardı etmesi ve belki de ekim ayında faizlerin arttırmak zorunda kalması merkez bankasinin ve yeni başkanın kredibilitesini nasıl etkiler
YanıtlaSilÇok güzel bir soru. MB rasyonel mi hareket edecek yoksa siyasi mi? Rasyonel hareket eder ise nasıl bir baskı altında kalacak? Yada paralelci mi ilan edilecek?
SilOlumlu etkilemeyeceği açık.
SilMB'nin yeni baskaninin kredibilitesi, vermis oldugu dogru kararlarla degil CB'den almis oldugu emirleri ne ölcüde yerine getirebilmesi ile ölcülmektedir...
SilHocam kararın ardından dolar tl kuru ve cds çok etkilenmedi demişsiniz. Karar açıklandığında piyasalar kapanmak üzereydi, bundan kaynaklanmış olamaz mı? Pazartesi daha büyük bir etki bekliyor musunuz?
YanıtlaSilOrada bir cümle atlanmış, düzelttim, teşekkür ederim.
SilHocam biz bir Kobi olarak zaten not indirimini çoktan gördük, dönen çekler geciken alacaklar, düşen cirolar ve karlar, yüksek faizle borçlanıyoruz ve fazla teminatlarımıza rağmen kredi alamıyoruz, derecelendirme kuruluşları geriden geliyordu.
YanıtlaSilhocam bundan sonra ne olacağı konusunda öngörünüz nedir? vatandaşı ne bekliyor? saygılar
YanıtlaSilHızla yapısal reformlara girişmezsek sıkıntılı günler bekliyor.
SilHocam bu sıkıntılı günleri biraz açar mısınız? Neler olabilir yapısal reformlar yapılmazsa?
SilOrta gelir tuzağına çıkamayız mesela. Finansman bulmakta zorlanırız
SilHocam merhaba;
YanıtlaSilSanırım moody's 23.55 de yayınlamış not değerlendirmesini. O sebepten dolayı dolar ve CDS primlerindeki tepkiler yeteri kadar olmamış olabilir mi?
Pazartesi kurlarda %2-3 artış olabilir mi?
teşekkürler..
Özkan ÖZCAN
Olabilir.
SilHocam borsa ne kadar duser.
SilBorsa benim uzmanlık alanım dışında.
SilHocam söylendiği gibi 8-10 milyarlık bir fon çıkışı olacak ise dolar 3.10tl seviyesini yüksek ihtimal aşacaktır.
YanıtlaSilModdys'in bu hareketi ile uzun vadeli düşüş trendimiz yerini iyice sağlama aldı diyebilir miyiz hocam?
Doğrudur.
SilBende doğrudur demenizden korkuyordum fakat dediniz. Mehmet Şimşek Bey ekonominin sağlam olduğunu düşünüyor fakat Sanayi endeksi yükselmesine rağmen Kobi Sanayi endeksi son 5 yıldır düşüş trendinde. Değerli teknoloji üretmez ve bunları pazarlayamazsak bu iş ne zamana kadar böyle gider hocam? Yani zaten kobilerin borçluluk durumları da çok yüksek, zaten ülkenin omurgasını kobiler oluşturuyor, birde Suriye'ye girdik üstüne, birde bu darbe girişimleri falan tekrarlanır işler iyice sarpa sararsa ne yapacağız hocam? İstikrar istikrar dediler adamlar notumuzu düşürdü, ülkede her gün bombalar patladı, darbe girişimi oldu. Neyse siyaset karıştırmayalım diyeceğim ama ekonomi ile siyaset birbirinden bağımzsızda değil.
SilFaizleri de indirdiler hocam elimizdeki kalkan da eskisi kadar sağlam değil. Amerikan ekonomisi beklenmedik bir biçimde hızla toparlanır ve faiz arttırmaya başlarsa görün halimizi.
Birde son zamanlarda dünyayı bu eksi faiz batağından kurtarmak için Amerika'nın dünyanın merkez bankası olarak bir görevi olduğunu ve onun sorumluluk alıp faizleri ekonomik verilerin istedikleri gibi gelmese bile arttırım yapması gerektiği konuşuluyor ve sanki haksızda değiller çünkü 12-13 trilyon dolar gibi bir para şuan eksi faizde eriyor.
Siz bu konularda kısaca neler düşünüyorsunuz hocam? Çok teşekkür ederim.
Eger ABD ve Turkiye enflasyonu tahminler dogrultusunda olursa dolarin sene sonu degerinin 3.11 TL olmasi gerekiyor. Fon cikisi oluyorsa sayet, o zaman 3.10 TL'den daha yuksek degerlere gitmesi gerekir.
SilDolar 3.10 olacak ancak yine siz yanılmış olacaksınız Mahfi Bey. Dolar 3.30 seviyesine gelmez.
Silekonomi 3.25e kadar dolar kurunu kaldirir dert etmeyin. Mevcut reel endex ve diger endexler MC dahil buna 3.25 kadar sikinti yok diyor. Zaten cari acik ihracat icinde bu seviye iyidir. Gecen sene dolar 3.10 kadar gelmisti bu deger bugunun 3.25ine geliyor nerdeyse.
SilBen zaten yanıldığımı aylar önce yazdım. Varsayımlar tutmadığı için dolar 3.30 olmayacak. Bundan da mutluyum.
SilMahfi hocam emekleriniz icin tesekkur ederim. Disiplininize hayran oldugumu da belirmeden gecemeyecegim. Her ne kadar kredi notunun dusmesi mantikli gibi dursa da kararin siyasi oldugunu dusunuyorum. Kalkinma planimidir nedir birseyler yapip maliyetleri dusurmemiz lazim, yoksa gemi su aliyor hocam
YanıtlaSilBu tür değerlendirmelerin hepsi biraz siyasidir zaten.
SilHocam pek keyfinize yok heralde. Mesajlara kısa cevaplar yapmışsınız.
YanıtlaSilMoody's in not düşürmesi keyfimi kaçırdı.
SilHocam merhaba, acaba Moody's in bu kararında; TCMB attığı adımlar, hükümetin düşük büyümeyi hareketlendirmek için yapısal reform yerine özel tüketim harcamalarını arttırmak için halkı daha fazla borçlandırma yoluna gitmesi olabilir mi? Daha fazla borçlanan halk, zaten %120 olan kredi/mevduat oranını dahada yükseltip bankaların yurtdışından daha fazla borçlanmasına sebep olarak cari açığı arttırmayacak mı?
YanıtlaSilOlabilir aslında dediğiniz doğru. Kesinlikle cari açığı ve enflasyonu artırıcı hamleler
SilNasıl yani şimdi ayvayı yedik mi hocam ,işi gücü bırakıp emekli olmanın vakti geldi mi zira yapısal
YanıtlaSilmapısal olaylardan hiç umudum yok.
O kadar da degil yapmayın.
SilKonuya ilişkin olarak bugün hükümet başbakan yardımcılarından birisi; Moody's ülkede alınan tedbir ve reformlarımıza gözlerini kapatmıştır demiş. Yaptıklarının da bir ton şey sıralamış ama aşağıdaki iki husus dikkatimi çekti.
YanıtlaSil-Türkiye'nin büyümesinde görülen yavaşlama iç ve dış talebin daralmasından kaynaklanıyor. Yılın ilk 7 ayında bireysel kredilerdeki reel düşüş iç talepteki daralmayı ağırlaştırmıştır. Bununla ilgili olarak bireysel kredilerdeki genişlemeyi sağlayacak alınan etkili tedbirler,
- Tasarruf oranını yükseltmek amacıyla hayata geçirilen 2 önemli reform olan 'otomatik bireysel emeklilik sistemi' ve Türkiye Varlık Fonu,
Bunların ikisi birbiriyle çelişmiyor mu? Bir yandan iç tüketim ve talebi artırmak için faiz oranları indiriliyor, kredi kartı ve tüketici kredilerinde taksit sayıları artırılıyor. Diğer taraftan ama tasarruf açığımız var, o halde tasarrufa yönelik, zorunlu BES, varklık fonu vs yapalım deniyor. Bunu şuna benzetiyorum, ödev hazırlayan çocuklara, şu eksikmiş, oraya şunu ekleyeyim, burada da bu yok o zaman buraya da bunu koyalım. Sırf yapmış olmak için, vitrin olsun diye düzenleme yapıyoruz ama bunlar arasındaki ilişkiyi umursamıyoruz gibi duruyor. Daha doğrusu bazılarını da yapısal reform olmasından ziyade yine işimize geldiği için yapıyoruz gibime geliyor.
Not indiriminin bence en dikkat çeken yönü dış finansman riskinin bağıra bağıra geliyor olmasının artık saklanacak bir yerinin kalmadığını göstermesi olmuştur. Yakın zaman Türkiye'deki bankalar sendikasyon kredisi aldılar. Türkiye'nin en büyük özel bankası bile mevcut sendikasyonunu %100 yenileyemedi. Ayrıca not indirimi olması durumunda yüksek maliyetlere katlanacakları yönünde düzenlemeleri içeren sendikasyon kredi sözleşmelerine imza atan bankalar var. Bunların olduğu bir ortamda dış finansmanda sorun yok demek kendini kandırmaktan başka birşey değil.
Tüm bunları dikkate aldığımıza, not indirimi, kurda yükselişe neden olacak, taksit sayılarının artırılması ve iç tüketimin teşvik edilmesinin enflasyonu tetikleyeceğini de düşünürsek faiz oranları bu seviyelerde durabilir mi? TCMB tutmaya çalışsa bile Bankaların dış borçlanma maliyetlerinin artmasıyla birlikte piyasada faizde yukarı yönlü artış olmayacak mı?
Bu sorulara kendi yanıtım evet. Ancak Bankacılık sektörünün ağırlıklı fonlama ihtiyacını yurt içi mevduatlarla, kalan kısımlar içinde kendi ihraçları ve yurt dışı borçlanma araçlarını kullandığını biliyoruz.
Hükümet ve TCMB faizlerin yatırım seviyeleri için aşağıda tutulmasını düşündükleri için faizleri aşağı çekmeye çalışıyor. Diğer taraftan Bankacılık sektörü mevduat maliyetleri düşünmeden faiz indirimlerimiz sınırlı olur diyor. Hemen BDDK ve hükümet mevduat faizlerinin düşmesi içinde düzenleme yapabiliriz diyor.
Sizce bu tabloda, TCMB'nin faiz indirimlerine devam etmesi, yada bu seviyelerde tutması ve mevduat faizlerini de sınırlayacak bir düzenlemeye gidilmesi Bankacılık sektörünü nasıl etkiler?
Faiz inince bankalar kar ettigi icin bankalar faizin inmesini istiyordur kesin.
SilAnaliziniz Büyük ölçüde doğru bankaları asıl etkileyecek olan (sadece bankaları değil bütün ekonomiyi) kurdaki artış olacak.
SilErdem Başçı nerde yav?
YanıtlaSilMart'ta buharlaştı mı?
Hocam merhabalar, çalışmalarınızı aksak da olsa takip etmeye çalışıyor ve çok beğeniyorum. Lakin tam bir ekonomi cahili olarak internette rastladığım şu yorum bu not düşürme konusundaki kafa karışıklığımı daha da arttırdı: "halen memlekette borsa 80bine dayanmış, büyüme halen %4 e yakın, faiz inmiş %8,5 lere, bütçe açığı neredeyse tüm ab ülkelerinden daha iyi durumda". Bu yorumun sahibi, not indirilmesinin bu yüzden boş olduğu kanısında. Sizin ve okurların yorumu nedir?
YanıtlaSilBurada bahsedilen yatirim, gelip fabrika kurma yatirimi degil, 'borc verip faiz alma' yatirimidir.
SilDolayisiyla dusuk faiz veren bir ulkeye 'yatirim' yapin demiyorlar. Bunun yerine diger ulkelere 'yatirim' yapin diyorlar. Siyasi yonlendirme yapiyorlar. Bu kredi derecelendirme kurulusu kendi ulkesindeki Lehman Brothers'a AAA notunu veren, batmasindan bir gun oncesi notunu AA (gene garanti borcunu oder derecede) yapmis kurulustur. Aylar icinde batacak bir sirkete AAA kredi notu veren neyi nasil degerlendiriyor bunu sorgulayanlar cahil, bilimsellikten uzak insanlar olarak tanimlanir. 'Koskoca S&P, koskoca Moody's' diyenler bilimsel. Karari siz verin ekonomist olmaya gerek yok.
Hocam selamlar. Gelişmekte olan ülkelerin kredi notlarının kurlar arasındaki korelasyona etkisini analiz eden bir çalışma yapmıştım. Bu çalışma bir kaç gün önce SSCI bir dergide yayınlandı. İlginizi çekebilir diye paylaşıyorum. Okumaya vaktiniz olursa kıymetli yorumlarınızı da bekliyorum. Saygılar.
YanıtlaSilhttp://www.tandfonline.com/eprint/6CTpVjKrfDDnuImTVYaW/full
Klonlanması gereken değerli insanların başında geliyorsunuz hocam :)
YanıtlaSilSosyal medyada hiçbir sebep göstermeden olayın siyasi olduğunu konusunda bağırıp duran sözde ekonomistlere inat güzel ve açıklayıcı bir yazı.
Analizi doğru yapmak için ön yargılamadan kurulmak lazım.
SilAnalizi doğru yapmak için ön yargılamadan kurulmak lazım.
SilSadece ekonomik gostergelere bakacaksak, ABD'nin, AB'nin ve Ingiltere'nin GDP'nin 100%'una yakin borcununa ragmen yuksek notlarinin olmasini nasil aciklayabiliyoruz?
YanıtlaSilParaları rezerv para. Yani para basarak iç ve dış borcunu ödeyebilirler. Biz para basarak iç borcu ödeyebiliriz ama dış borcu ödeyemeyiz.
SilParaları rezerv para. Yani para basarak iç ve dış borcunu ödeyebilirler. Biz para basarak iç borcu ödeyebiliriz ama dış borcu ödeyemeyiz.
Silbiz para basarsak enflasyon olur diyoruz. onlar kendi paralarını basarsa onlarda enflasyon olmaz mı acaba...
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilFaizlerin inmesi bu not kirmasini bertaraf eder mi.
YanıtlaSilKonustugum AKPliler ve AKP zekalilar devlette para cok diyor butce fazla diyor IMFye borc harc yok diyor sifirladik diyor. Merkez bankasi faiz indiriyor diyor millette para cok diyor herkes ev aliyor evini yeniliyor altina son model araba cekiyor yepyeni koprulerden firrrrr diye geciyor diyor. Bu AKP zihniyetini ve onun ileri zekasini anlamakta zorluk cekiyorum. Siz anlayabiliyor musunuz
Tam tersi olur. Yani faizlerin inmesi ortamı daha da bozar.
SilBen bu kararın siyasi olduğunu düşünüyorum. Aynı kuruluş 2 gün önce Türkiye ekonomisi hakkında olumlu görüş verip, borsayı yükseltip yabancı yatırımcının çıkması için imkan tanıyarak 2 gün sonra da kredi notunu düşürerek müthiş bir manipülasyona imza atmıştır. Bunları görmemek ya da bilip de söylememek vicdani değildir.
YanıtlaSilKredi notu kararları daima siyasi etkiler taşır.
SilAdsız 16:33'e cevaben:
SilKötü bir karar çıktığında, bu kararı siyasi olarak yorumluyorsunuz; ama her nedense olumlu bir karar çıktığında neden sesiniz çıkmıyor, ona neden siyasi demiyorsunuz?
Mahfi hocam elinize sağlık bu arada.
SilTaraflı bir yazı olmuş; dünya ekonomisi tepetaklak olurken, bir çok ülkenin puanı düşmek şöyle dururken bu bahanelerle puan düşürmenin akademik açıklaması bu olmamalı. Kaldı ki ekonomi bakanı raporun gerçeklerle örtüşmediğini açıklarken bir diğer bakan yapısal reformlara devam etmeliyiz dedi.
YanıtlaSilAkademik kariyeri olan insanların olaylara yüzeysel baktıklarını sandıkları ortamda, gerçekleri görmekten uzak görüntü eseri bu tip yazılar kaleme almasını anlayamıyorum. Neden? Yani şu yazıdan çıkartılacak sonuç: Moody's her konuda haklı, türkiye batıyor. Böyle mi? Genel dünya ekonomisi değerlendirildiğinde alakası bile olmayacak bir düşünce... Lütfen... Yazınızda siyasi boyutuna değinmediniz bile. saçma ifadesini tartışmalarda kullanmaktan uzak duran biriyim ama saçma bir yazı olmuş. Acele bir yazı, iyi analiz edilmemiş düşünce ürünü bir yazı.
Daha iyisini yapabilirsiniz. kaldı ki yazınızda "olay yeri incelemesi, tümden gelim ve akıl yürütme tekniğini kullanarak yaptığım analizlerin" şeklinde bir cümleniz var. Yazının olay yerini incelemekten uzak, tümden gelmekten ziyade taraflı ve akıl yürüterek değil basite indirgenerek yazıldığını söylemek mümkün. Bundan dolayı bile ilgili kitabınızı almaktan vazgeçtim.
Kolay gelsin.
Yazıdaki analizlerden hangisi taraflı söylerseniz anlayabilirim. Çünkü yazida adamların kullandığı gerekçeleri tümüyle bilimsel olarak ele alıp irdeledim.
SilBence taraflı olan sizsiniz. Kitabı almaktan vazgecmekle de yapmışsınız. Çünkü bu yazıya taraflı bir yazı diyen bir kişinin o kitapuan yarar sağlaması pek mümkün olmaz.
Ekonomi bakanı raporun gerçeklerle örtüşmediğini açıkladı demek, tamam o zaman. Hemen inanıyoruz.
SilYazıdan çıkartılacak sonuç, not indirimine gerekçe olarak sunulanlar doğru olduğu. Her konuda haklı, ülke batıyor yazmıyor yazının hiçbir yerinde. Bu kadar basite indirgenerek yazılan bir yazı bile anlaşılamıyorsa Hocam ne yapsın.
Ülkede ne yazık ki ekonomik olarak işler yolunda gitmiyor. Bizim yetkililerimizin tüm yaptığı ise tribünlere oynayarak, göstermelik, günü kurtaran faaliyetlere devam etmek. Ama doğrusu bakanların söylediklerine inanmak, bunların hepsi siyasi.
h,akan bey,
SilMoodys ayni kategoride degerlendirdigi ulkelere baktigimiz zaman sonuc hic sasirtici degil ustelik cok bile iyi not
bknz
Polonya bastaki asiri dinci tehlikeli katolik partisi PIS kurtaji tamamen istisnasiz yasakladi buna benzer muhafazakar adimlarla sov yapma derdinde
Macaristan asiri dinci tehlikeli katolik parti iktidarda bu partinin kabadayiligini ABde bilmeyen yok
Son not Macaristan ve polonya ekonomileri hem makro acidan hem mikro acidan bizden cok cok iyi performans gosteriyorlar gelir dagilimi da onceki yaziya ithafen basarili issizlik belalari vardi onu da macaristan 2 sene once %13lerden bugun %5.2li degerlere indirdi sira polonyada!
Bu iki ulke surecegi belli olan ekonomik performanslara sahip. Polonya 2009 krizinde bile daralmadi buyudu. Buna ragmen Bu iki ulke turkiye ile ayni not diliminde niye
Sebebi basit kati asiri dinci radikal tehlikleri muhafazakar politikalar guduyorlar tipki Turkiye gibi Ve bu notu da hakediyorlar.
Bakan yapisal reformlara devam etmeliyiz dedi evet.Yapisal reformdan kastettigi vergi oranlarina zam yapmak gecen akaryakita otv yaptiklari gibi. Butce tutmayinca vergiyi sisir, adida gizli soygun degil reform.
SilAdsiz 18:52, Moody's ekonomi kurulusu degil Allah'in melegi mubarek, dini egilimlere gore not veriyor.
SilNasil ki kose basindaki banka kredi verecekken 'islamin bes temeli'ni sormuyorsa, Moodys'in de dini egilimlere bakmamasi gerekir. Bakiyorsa da musterileri kaybeder, aklini kullanan mali goturur.
Ayrica kararlarin burada oldugu gibi saydiginiz ulkelerde de siyasi olduguna ben de katiliyorum. Ancak saydiginiz iki ulkenin de borcunun gsyih orani Turkiye'den cok daha kotu durumda diger rakamlara bakmissiniz ama kredi verme konusundaki en onemli kritere bakmamissiniz.
hocam, saygılar.... hocam, milli ekonomi modeli hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?. bizimle paylaşabilir misiniz?. iyi günler...
YanıtlaSilBu model hakkında bilgim yok.
SilPeki hocam FED'den de olumsuz bir haber gelirse dolar kurunda 3.30 u görür müyüz?
YanıtlaSilDolar 3 buçuk atar.
SilFed, Aralık'ta bir kez faiz artırırsa çok fazla etkisi olmaz. Ama eğer devam ederse o zaman olumsuz etki katlanarak artar.
SilDolar Alayim mi Dolar Satayim mi
Silyapısal reformdan anladıkları imam hatip tarikat açmak . dediğiniz eğitim reformunun tam aksi. sizin dediklerinizin tersi yapılıyor. kusursuz bir ekonomik çöküş için uygun ortam hazırlanıyor sanki.
YanıtlaSilBir de bol bol boyna zam yapmak otv arttirmak. Ben bunlarin yerinde olsam amac piyasayi hareketlendirmekse acarim hurda indirimi hem hurda ithalatimiz azalir hem oto piyasasi canlanir hem trafik cevre sorunlari biraz rahatlar.
SilHocam selamlar.
YanıtlaSil1) Klasik dikotomi yaklaşımını neo-klasikler benimsemişler midir?
2) Bizim mikro ve makroda karşılaştığımız modellemelerin çoğunu neo-klasikler mi üretmişlerdir?
1) Neoklasik ekonomi büyük ölçüde klasik makroekonomi tarzını benimsemiş ona mikroekonomi katkısı getirmiştir. O nedenle aralarında model açısından bir fark yoktur.
Sil2) Bugün mikroekonomide kullanılan modellerin çoğunu neoklasikler üretmiştir. Makroekonomi Keynesyen yaklaşım ve ona yapılan eklemelerle oluşmuştur.
Sizin siyasi olarak yorum yaptIgInIza inanmIyorum.Dusundugunuzu samimi olarak yazdIgInIza inanIyorum.Ama katIlmIyorum.Bu ulkenin gucunu 15 senedir yanlIs degerlendiriyorsunuz.Bir ara kalkInma oranlarI yanlIs dolar dusuk gibi komik seyler yazdInIz sonra kalkInma var ama kaliteli degil diye baska bir mizah basladI.UnutmayIn bu notu verenlerin ben kimlere AAA notunu verdigini ve sonra onlarIn battIgInI biliyorum.Amerika'nIn kararI ile alInan bir karar.EkonomImIzin zayIf yanlarI cok ama karsIlastIrIn lutfen italya ile hangi memleket borcunu daha rahat odeyebilecek durumda.Siz banka genel mudurlugu yapmIs bir kisi olarak en onemli noktanIn verilen borcun geri alInma oldugunu benden iyi bilirsiniz.Siz bankanIzIn parasInI borc olarak italya'ya mI verirsiniz bize mi?Bence sadece daha fazla faiz odeyecegiz.Bu iyi bir sey degil ama olmeyiz ve her sey dengeye oturur.Yeterki % 3-4 buyuyelim ve muhtesem olan butce dengesini bozmayalIm.
YanıtlaSilGörüşünüze saygı duyarım. Ben kalkınma oranları yanlış diye bir şey yazmadım. Sanal büyümeyi gerçek gibi gösterdik dedim. ikisi çok farklıdır.
SilBanka genel müdürlüğü yapmadım yönetim kurulu üyeliği yaptım ama konuyu kişisel olarak ele almak doğru olmaz. Ben Türkiye'ye kredi veririm başkası İtalya'ya verir.
Bütçe dengemiz göründüğü kadar muhteşem değil. İlk 8 ayda 4,9 milyar TL fazla var ama bunu sağlayan 17,7 milyar TL'lik özelleştirme geliri. O gelirler bittiğinde denge bozulacak.
Bu arada konu ettiğiniz eski yazımı buraya koyayım bir daha okursanız öyle demediğimi siz de anlayacaksınız. http://www.mahfiegilmez.com/2016/03/gercekte-refahmz-ne-kadar-artt.html
SilBay Unknown, kulaktan dolma, cahil politikacı nutuklarından derleme görüşlerinizi anlatışınızdaki heyecanı takdir etmemek mümkün değil. Ama, en temel kavramlardan bile habersiz olduğunuz da apaçık ortada. "Kalkınma oranları" diyerek, ekonomik büyümeyi kastettiğiniz anlaşılıyor. Kalkınma çok başka bir kavramdır ve burada size anlatması uzun sürer, ama iddia edilen "kalkınma oranları" dediğiniz ekonomik büyüme (GSMH artışı) oranlarının yanlış olduğunu, belki size bile anlatmak mümkündür. Mahfi Bey'in linkini verdiği yazıda çok güzel anlatılıyor ama, yazınıza bakılırsa bu tür bilimsel yazıları pek okumuyorsunuz.
SilEzberlediğiniz politikacı nutuklarından da bilirsiniz ki, "10 yılda milli gelirimizi dört katına çıkardık, yani yüzde dört yüz büyüdük" deniyordu. Yani kişi başına milli gelir, sözü edilen dönemde 2.500 dolardan 10.000 dolara çıkmışmış. Gene herkes ve inandığınız resmi istatistikler de diyor ki, sözü edilen dönemde, yıla ortalama yaklaşık olarak yüzde beş büyümüşüz.
İlkokulda öğrendiğiniz aritmetiği (dört işlemi) unutmadıysanız, siz de, yılda yüzde beş büyüyerek on yılda yüzde kaç büyüneceğini hesaplayabilirsiniz. Size bir kopya vereyim: Yüzü, 10 kere 0.05 (yüzde beş) ile çarpacaksınız. Göreceksiniz ki ,bulacağınız sonuç yüzde altmış civarında olacaktır. Yani sizin “kalkınma oranı” dediğiniz, gerçek büyüme % 400 değil, % 60 dır. Bu sahtekarca hesaplamanın nasıl yapıldığını merak ederseniz, bir zahmet, Mahfi Bey’in yukarıda sözünü ettiğim yazısını okuyun, belki anlayabilirsiniz. Burada sözü edilen on yıl, 2002 sonrası on yıldır. Sonraki beş yılda zaten büyüme hızı çok daha düştü (ortalama yaklaşık % 3).
Öteki sözleriniz de, sevdiklerinizin uydurma nutuklarından derlenmiş. Tabi kılavuz karga olunca, vardığınız her sonuç da yanlış.
“Muhteşem bütçe dengesi”, yoksulun içtiği sudan, yediği ekmekten, kullandığı ilaçtan, her şeyden alınan adaletsiz, insafsız vergilerle sağlanan denge, züğürt tesellisi . O da zaten bozuluyor. Zorunlu bireysel emeklilik falan da zaten hep o telaştan.
Kendini İtalya ile kıyaslamaya falan kalkmak da, cehaletten kaynaklanan bir haddini bilmezlik, dedik ya kılavuzu karga olanın burnu buralara kadar ulaşır.
Aslında burun da sürtülmeye de başlamış: “Yeter ki, % 3 - 4 büyüyelim” miş. Vah vah,%8, % 10 büyümelerden, 2023 hedefleri palavralarından sonra gelinen nokta çok acıklı.
“Bence sadece daha fazla faiz odeyecegiz.Bu iyi bir sey degil ama olmeyiz” buyurmuşsunuz. IMF’ ye falan borç veriyoruz, onu vermeyiz olur biter değil mi? O fazla faizin hesabı, sizin aritmetiğinizi zorlar. Sizin ezberlediğiniz nutuklarda sözü edilmez borcumuzun ve ödediğimiz faizin ne kadar olduğu. Okuduğunuz ve beğenmediğiniz yazıda kimi bilgiler vardı. Dikkatinizden kaçmış olmalı. İyi kötü günümüzü geçirmek için, bir yılda bulmamız gereken borç 200 milyar dolar.
Siyasi kararla notumuzu düşürmüşler ya, işte o siyasi kararları verenlere, yani sistemin sahiplerine el açacağız her yıl en az 200 milyar dolar için.
“Ama ölmeyiz” buyurmuşsunuz. Ölmeye başladık, haberiniz yok mu? Her gün gelen ölüm haberleri size ulaşmıyor anlaşılan. Umarım bir gün size de ulaşır.
Bu iktidar zihniyetinin ülkemize yaptığı en büyük kötülük yalan yanlış ekonomi öğretmektir. Bu bir ihanettir. Oy için ülkeyi süründürmektir. Bazı kişiler TRT Haber'den baya ekonomi öğreniyor anlaşılan. Yazık.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilMahfi hocam en doğrusunu yapıp kaale almamış. En güzel yanıt.
Silhocam kredi derecelendirmesi nasıl yapılır ? hangi değişkenlere bakılır ? bilançolar yada ekonomik veriler nasıl analiz edilerek notlanır ? Bana bu soruların cevabını bulabileceğim kaynak önerebilir misiniz? Yeni kitabınız içinde okuyucunuz olarak teşekkür ederim. Saygılarımla.
YanıtlaSilBu konuyu saptamak için S&P ve Moody's in sitelerine girip oradaki açıklamaları okumak gerek.
SilHocam Japonyada suan hangi faizler negatif? BOJ un bankalara verdiği fon, bankaların insanlara verdiği mevduat, insanlara verdiği kredi negatif mi?
YanıtlaSilHayır sadece BOJ'un bankalara verdiği kredinin faizi negatif.
SilHocam o asamaya gelindimi ben sadece bankaların BOJ'da tuttuğu paranın faizi negatif diye biliyorum.
SilFed Aralikta faiz artirma ihtimali cok yuksek bu durumda bu surec dahilinde nur topu gibi kredi notumuzun da dusme ihtimali belirir mi tek sorunumuz fedken simdi kredi kurumlari mi ortada
YanıtlaSilHepsi birbirine bağlı.
SilMerhaba Hocam. Haberi izledikten hemen sonra blogunuza girdim ve beklediğim bu yazınızı okudum. Ben bu not indirimini bekliyordum ama bu sıralar değil. Ben önümüzdeki yıl ülkemizde ayva bolluğu olacağını düşünüyorum. Birkaç yıldır verim artıyor. Bu öngörüme katılır mısınız?
YanıtlaSilTarımdan fazla anladığımı iddia edemem.
SilAyvayı yemek isteyen kişilerin curve'ünü incelemek gerek sorunuzun cevabına ulaşmak için.
SilGeçmiş yıllarda ayva bol ama talep az olabilir, bu sene arz/talepteki optimum seviye aşılır mı? Mahfi hocamın, bu curve ile ilgili bilgisi var mı?
Yalnız, curve'ü incelerken, ayvayı yemek istemeyen kişilerin de mecburen yiyeceği bir 2017 yaklaşıyor, bunu da unutmayalım! Kriz vurdu mu, herkese vuruyor!
Hocam not düşerken siyasi karar oluyorsa yükselirken de siyasi olduğunu kabul etmek gerek. Not değerlendirmesinde siyasi etkiler hep vardır diyorsunuz ama siz de biliyorsunuz ki iyi bir ekonomiye düşük not vermezler.
YanıtlaSilTek cümleyle doğru özet budur. Not değerlemesinde siyasi etki hep vardır demekten kastım şu: Kredibiliteye verilen notun 1/3 ü ekonomik, 1/3 ü siyasal istikrara verilir. Kalan 1/3 de diğer konulara verilir. Siyasal istikrarın notlandığı yerde siyaset notlanıyor demektir. Öyle olunca da siyasal etkiler olur. Teşekkürler.
SilHocam ohal uzarsa ekonomiye etkisi ne olabilir? Bir diğer sorum: dolar kuru hangi seviyede bizim için kritik? (size kriz olsa iktisadi temeli ne olur diye sormuştum, dolar demiştiniz)
YanıtlaSilOhale gelene kadar asıl etkiler yapısalların yapılmamasından gelecek.
SilDolar düzeyi şu sıralar 3,25 üzeri için oldukça kritik görünüyor.
Hocam, Fitch'ten nasıl bir hamle bekliyorsunuz.
YanıtlaSilO da uzun süre bu notu muhafaza edemez herhalde.
SilSayın hocam. CB Erdoğan'ın Kissinger ve Rothschild'a "Kaçmayın, bize güvenin" telkini yaptığı toplantı sonrası CDS 247'ye kadar geriledi diye sevinmiştik ki şimdi bu oldu. Gerçekten 2017 kışı çok sert mi geçecek bizler için? Aralıkta FED faizi kesin deniyor bir de. Doları bizim MB dizginleyebilir mi? 8-10 milyar dolar hemen kaçacak diyorlar. Bunu MB'nin rezervi orta-uzun vadede karşılayabilir mi? Teşekkürler.
YanıtlaSilBunlar yanıtlanması kolay olmayan sorular. Bence o 8 -10 milyar doların önemli bir kısmı zaten çıkmıştır. 2017'nin bizim açımızdan nasıl geçeceği ne Rotschild'e ne de Kissinger'a bağlı. Bizim yapısal reformları yapıp yapmayacağmıza bağlı.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilEkonomik literatür ve yorumlamayı bilmemekle beraber başta Mahfi hocam olmak üzere tüm analiz ve soru-cevapları sıkılmadan okudum. Anladığım önümüzdeki pazartesi ve sonrasında bizi zor günlerin beklediği.
YanıtlaSilDoğru özet.
SilHocam merhaba,
YanıtlaSilBaşbakan Yrd. Nurettin Canikli Moodys hakkında bakın ne demiş;
Yılın ilk 7 ayında bireysel kredilerdeki reel düşüş iç talepteki daralmayı ağırlaştırmıştır.
- Bununla ilgili olarak bireysel kredilerdeki genişlemeyi sağlayacak alınan etkili tedbirleri moody's görmemiş ya da görmek istememiştir.
Tasarruf oranını yükseltmek amacıyla hayata geçirilen 2 önemli reform olan otomatik BES ve Türkiye Varlık Fonu görmezden gelinmiştir.şimdi hükümet hem bireysel kredileri genişletmek istiyor hem de hane halkı bes yapsın tasarruf etsin istiyor. Asgari ücreetli adam gırtlaga kadar banka borcu var. yeni kredi istese de alamaz çünkü sicili bozuk hiçbir banka kredi vermiyor. ee bes e para yatırımaz ay sonunu zor getiriyor. sizin görüşünüz nedir?
2.olarak Erdoğan düşük faizlerin enflasyonu %8 nin üzerine çıkmasını engelleyeceğini söylemiş. enflasyonun nedeni faiz mi hocam? + olarak avrupa enflasyon yaratmak için faiz düşürüyor. avrupa ile bizim ülke kıyaslanabilir mi
Bunları hep yazdık, tartıştık, konuştuk ama bir yararı olmuyor. Herkes kendi görüşünde ısrarlı. Eh o zaman da kendi düşen ağlamaz sözü geçerli hale gelir.
SilHocam maalesef bu hükümetin yapısal reformları yapmak istediğini düşünmüyorum günübirlik çözümleri her zaman tercih etmeye devam edeceklerdir. Ve bu tercihte ülkemizi dönülmez bir yola götürecektir. Niye böyle oluyor hocam çok mu zor yapısal reformları yapmak maddi ve manevi olarak
YanıtlaSilAtatürk'ün yaptığı devrimleri yapısal reform olarak kabul ederseniz çok zor. Sadece bu hükümet için değil her hükümet için çok zor.
Silbu not kuruluşlarına yapılan tepkileri ,bagırmaları ,çagırmaları anlamıyorum.madem bu not kuruluşlarının degerlendirmelerini istemiyorsunuz anlaşmazsınız olur biter.hep istiyoruzki bizi övsünler,türkiye ekonomisi uçtu gidiyor,hükümet harikalar yaratıyor.bunu türk derecelendirme kuruluşu olsa inanın yapar hatta yalar yıkardı.ama onlara gücü yetmiyor,gerçekleri yazmalarına kızıyorlar.emin olun moodys türkiyede olsa fetocu ilan edilip tüm çalışanları içeri tıkar kurumuda kapatırdık.bu anlayışla hiç bir yere varamayız.kanımca çok riskli bir ülkeyiz.sıfır sorun dendi sıfır komşu oldu.milyonlarca mülteciyi tam pansiyon besliyoruz.bunlara paralar nerden gidiyor.onlarca islam adına şavaştıgını söyleyen terör örgütleri türkiyede cirit atıyor.mal ve can güvenligimiz çok zayıf.mahfi hocamızında ara ara yazdıgı reformlar yapılmıyor,yetkililer biz ne yaparsak yapalım bir şey olmaz sanıyorlar.insan hakları ihlalleri nerdeyse nirvanaya ulaşmış.adam gibi genele yayılan vergi toplayamıyoruz.vergilerle zamlarla gelir toplamaya çalışıyoruz.durum buyken ne bekliyoruzki adamlardan.adamların dili yunanistanın yalan verilerinden agzı yandıgı için bizim gibi ülkeride daha dikkatli inceliyorlar.bana kızanlar,ermeni,rum diyenler,icabında küfür edenler tüm bunların türkiyede olmadıgını söyleyebilirmi.
YanıtlaSilMoody's'in not düşürmede haklı olduğunu göstermek için saymış olduğunuz 3 gerekçeden sadece kurumsal yapıdaki bozulma konusu kabul edilebilir (ki onun da geçici olduğunu ve içinde bulunduğumuz çalkantılı ortam durulduğunda iyileşme olacağını umuyorum). Diğer ikisi yıllardır var olan duruma işaret ediyor. Ne değişmiş de Moody's şimdi not düşürmüş? Ayrıca potansiyel büyüme oranı (%5), son 5 yılın oranlarının üstünde olması bir yana, çoğu ülkeninkinden daha iyi. Bu derecelendirme kuruluşlarının salt ekonomik göstergelere göre notlama yaptıklarını biraz "çekingence" yorumlamanızı aşırı iyiniyetli bir kişi olmanıza bağlıyorum. Ne diyelim, kurt kuzuyu yemeye karar vermiş, illa bir bahane bulacak.
YanıtlaSilkatılmıyorum sayın kardeşim.bence siz çok iyi niyetli birisisiniz.ayrıca büyüme yüzde üç olursa öpün başınıza koyun.kaldıki çogu yatım kuruluşuda bunu yüzde üç veya 2,90 civarına düşürdü
SilBence biz başkaları bizimle ilgili ne karar verdi diye bakmak yerine biz yapmamız gereken yapısal reformları son 7 yılda niçin yapmadık ona bakalım. Sonuçta bizim notu artıran da indiren de aynı kurum. Artırdığında biz iyi şeyler yaptık da ondan arttı demişsek şimdi de niçin indirildiğini doğru analiz etmemiz lazım. Hakem kusurlu olabilir ama acaba biz de hak eden bir oyun oynuyor muyuz ona bakmak gerekir.
Silyapısal reformlar tamam da, dört bir yandan taarruza uğramış bir ülkeden bahsediyoruz, siyaseten kuşatılmış ve kasten tahrip edilip zapt-u rapt altına alınmak istenen bir ülkede yapısal reform diye zıp zıplamak gerçekçi bir önerme değil. kuşatmayı kırmak zorundayız, sonra uçuşa geçecektir bu ülke, hiç şüpheniz olmasın.
SilÜlkemizde yapılan yatırımları, gelişmeleri ve iş adamlarının yapacağı yeni yatırımları fark ettiler ve direk bu ülkemizin statüsü düşürüldü.
YanıtlaSilsayın kardeşim, yatırımcı , bir ülkede para kazanacagını ve o ülkenin güvenli bir yer oldugunu bilsin inananın ne moodys e nede fich e bakar.yatırımcı kazanacagı paraya bakar.ve oraya gider.biz sabah evden çıkan aile bireyimiz eve dönermi diye korkuyoruz.gerisini siz düşünün.
Sil2005 ile 2008 arasındaki 4 yılda bu ülkeye toplam 63 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye yatırımı girdi. Borç değil doğrudan yatırım. Bu bir rekordu. Madem yatırımları engelleyeceklerdi niye o zaman yapmadılar bu işi?
Sil14 Mayıs 2013 tarihi bir gündür, 53 yıldır borç aldığımız IMF'ye tüm borcumuzu ödeyerek, o defteri kapattık. 2009 krizinden sonra, hatırlayın kopan tüm felaket uyarılarına rağmen, Türkiye IMF'den borç almayı reddetmişti. Uluslararası sistemin dengelerini değiştiren bir hamleydi bu, beklenmiyordu. O gün, Türkiye kendi ayak seslerinden korkmamayı öğrendi. Temel itirazları budur, rating meyting tırıvırı...
Siluzun adam bir hale çaresi bulacaktır... siz akpye ve onun liderine güvenin...
YanıtlaSilmisafir otele yüz lira verip yer ayırtıyor otelci parayı borcu olduğu kasaba veriyor kasapta aldığı yüz lirayı borcu olduğu terziye veriyor terzi aldığı yüz lirayı borcu olduğu fahişeye veriyor fahişe aldığı yüz lirayı borcu olduğu en baştaki otelciye veriyor en son ilk baştaki misafir gelip otelde kalmaktan vazgeçtim deyip yüz lirasını geri alıyor hikayesinde ki ekonomiye benzer bir ekonomimiz mi var ve modys in kararından sonra artık yüz lira daha zormu gelecek hocam
YanıtlaSilBütün ekonomiler o hikayeye benziyor aslında.
Silhahahahahahahahahahahahahaha.güzel hikaye
SilHocam bir ülkede ithalatsız yapılan tüketime 100 ithalatsız yapılan yatırıma 50 dersek ve kamu harcamalarını yok sayarsak ve ihracata 20 ithalata 40 dersek (ithalatın 20 birimi tüketime 20 birimi yatırıma girsin diyelim). Bu durumda milli gelir 120+70+20-40=170 olur. Eğer biz ithalatın hiç yapılmadığını varsaysak 100+50+20=170 çıkar.
YanıtlaSilBu durumda ithalat rakamları milli gelire dahil olsa da ithalatın reelde milli gelirde bir değişiklik yaratmadığı sonucunu çıkarabilir miyiz?
Bir başka sorum ise ihracat geliri emeğin mi sermayenin mi rantın mı yoksa karın geliri midir?
İlk toplama yanlış olmuş.
SilY = C + I + G + (X - M) Burada G'nin olmadığını varsaymışsınız öyle kabul edelim.
İlk denklemde sonuç; Y = 100 + 50 + (20 - 40) = 130 olur.
İkincide ise ; Y = 120 + 70 + (20 - 40) = 170 olur.
İhracat geliri karın içine girer. Eğer ihracat için kredi kullanılmış ve faiz ödenmişse o faizi elde eden için o kısım faiz geliridir. İhracatın içindeki emeğe ödenen ücret de emeğin payıdır.
SilSağolun hocam peki ilk denklem mi ikinci denklem mi bize milli geliri verir?
Silİkisi de GSYH'yı verir ama ikisinin de gerçekçi olması için G yani devlet harcamalarının da denkleme eklenmesi gerekir.
SilHocam öncelikle hoşgeldiniz. Hocam yapısal reformlar için önce baya bir külfet gereklidir biliyorsunuz. Bu külfet bize genel olarak gerek bireysel gerek toplumsal düzeyde işimize gelen birşey değildir. Bunda birçok etken mevcuttur. Gelişmiş ülkeleri referans alırsak aslında neler yapılıp neler yapılamayacağı açıktır. Hatta bence öyle şanslıyız ki bize nelerin yapılması gerektiğini klavuzluk eden bir avrupa birliği var. Kimisine göre ortadoğu bataklığının hemen yanındayız, kimisine göre doğu batı senteziyle bir de ab münasebetleri nedeniyle kendi bölgesinde çok daha özel bir ülke olabiliriz. Aslında toplumdaki sorunları üç aşağı beş yukarı normal bir vatandaşa da sorsak çoğu şeyi doğru söyleyecektir. Peki bunlar için adım atabilcek miyiz? Bence bazı konularda adım attık atabiliriz. Bunun sınırlı olucağını düşünüyorum. Çünkü dönemin şartlarına bakınca gerek selçuklularda gerekse osmanlıda bence en önemli 3 şeyi sıralayacak olursak ikta sistemi(osmanlıda tımar), gulam sistemi (osmanlıda kapıkulu askerleri) ve ahilik (osmanlıda lonca teşkilatı) diyebiliriz. Burada bir diğer önemli nokta islam dünyası yükselirken araplardan aldığımız bu sistemleri sentez yaparak yoğurmuşuz. İçinde yaşadığımız dönemin şartlarına bakarsak islam dünyası çöküşte bilim ve teknoloji açık ara önde ilerliyor. Yani biz bu şeylere şuan itibarıyla yabancı sayılırız. Bu sistemi alıp özümseyip harekete geçmek biraz uzun zaman alıcak gibi görünüyor. Ne kadar erken başlayabilirsek o kadar iyi olucak diye düşünüyorum.
YanıtlaSilHoşbulduk.
SilGüzel anlatmışsınız da bunları yapacak eğitim dönüşümüne yönelen yok ki. Tam tersini yapıyoruz.
Biz bile bu kadar para harcamaya korkarken elin yabancısı napsın
YanıtlaSilSiz olsanız bu durumda ki ülkeye korkmadan para yatırabilirmisiniz
Kısa süreyle yatırırım burada kazanç yüksek. Ama uzun süre için risk fazla. Zaten yabancı da aynen böyle yapıyor.
Sil1)Hatayı ilk önce kendinde aramayan ve iğneyi kendine batırmadan çuvaldızı başkasına batırma alışkanlığı olan bir toplum olduğumuz için hükümette kuvvetle ihtimal yaptığı hataların faturasını kuruluşa çıkaracaktır. Umarım ki 2. Darbe girişiminde bulunuldu şeklinde söylem getirilmez :)
YanıtlaSil2)Sayın Hocam
Konudan biraz bağımsız olarak izninizle şunu sormak istiyorum ;ekonomiyi gerek teşviklerle gerekse de para ve maliye politikaları ile desteklemenin yararı üretimin ve istihdamın artması iken bu politikaların yan etkisi enflasyon ve cari açığın artacak olmasıdır.
İzlenen genişletici politikalar neticesinde ekonomisi ısınmış ve bunun sonucunda da enflasyonu ve cari açığı artan bir ülkede izlenecek olan yol, daraltıcı politikalara girişilmesidir. örneğin; para politikası mercii , bankaların mevduat ve kredi faizlerinin artmasını sağlayacak şekilde bireyleri hem tasarruf yapmaya yönlendirmesi hemde paraya ulaşma maliyetini artıracak şekilde iç ve dış tüketimi kısmaya yöneltmesi gerekir.
Bu noktada aklıma takılan ve ikilemde kaldığım husus ; kredi faizlerinin artması içerde iç ve dış tüketime olan talebin azalmasını sağlarken bir yandanda faizlerin artması ülkeyi cezbedici hala sokacak ve ülke parasını değerlenmesine neden olacaktır.paranın değerlenmesi ise dışarıdaki malları cezbedici hala sokacak ve ithalatı azaltmayacak bilakis artıracaktır
Kısacası içinden çıkamadığım nokta;cari açığın ve enflasyonun düşürülmesi için faizlerin artırılarak iç ve dış tüketimin azaltılmasına yönelik bir politika izlenmeye çalışılırken , faizlerin artması ile bir yandan kurun düşme etkisi gösterdiğini varsayarsak (tabi her zaman faizin yükselmesi kuru düşürmez) düşen kur ithalatı artırarak ilk aşamada cari açığın düşmesi için alınan önlemi etkisiz hale getirmiş olmaz mı? Burada bir çelişki yok mudur ?
Yada bu noktada ithalat yapacak kesim paraya ulaşma maliyetine yani kredi faizlerine bakarak mı ithalatını gerçekleştirip gerçekleştirmemeye karar verir yoksa kredi faizi artsa bile düşen kurun cazibesine kapılarak ithalat yapmaya mı karar verir hangisi ağır basar ?
(1) Çok doğru.
Sil(2) İlk üç paragraftaki analiz tümüyle doğru. Aynen böyle olur ve zaten bizde de böyle oldu.
Evet kesinlikle burada bir çelişki var.
Her iki etki de görülebilir. Bu biraz da ithalatı ve üretimi yapan firmaların mali durumuna bağlıdır.
Sevgili Doğkan Aygün çok iyi bildiğin gibi ekonomi çelişkilerle dolu bir bilimdir. Ekonomik göstergelerle ilgili her karar bir başka göstergeyi de etkiler. Birini düzeltirken birisinin bozulması kaçınılmazdır. O nedenle bu düzeltmeyi yaparken süreyi ve ölçüyü iyi ayarlamak gerekiyor.
moodys kararı türkiyede kendine "analist" ve "ekonomist" diyen bir kısım zevatın ülkedeki yandaş politik iklimden etkilenerek yatırımcıyı nasıl yanlış yönlendirdiğini de gösterdi. çarşamba günkü moodys açıklamasındaki bir cümleyi cımbızla çekerek 3 gün boyunca sanki not indirimi hikayesi bitmiş gibi insanları kandırdılar. hala tweetlerinde moodyse ahlaksız falan diyorlar. sayın "analist" ahlaksız vs belki sensindir. ne dersin?
YanıtlaSilyazınızın her harfine katılıyorum hocam,haklısınız...adam italya demiş..italya ferrari yapacak teknolojiye sahip..sen anca traktör yap,onun da motorunu ordan,vites topuzunu burdan alıp birletirerek anca..ve bence ilk not arttırılışı zaten siyasiydi.o zaman neden kimse sesini çıkarmadı da,şimdi yaygara koparıyo anlamıyorum...bütün sınırlarında savaş var,hiç bir komşunla aran iyi değil,hukuk yok,demokrasi yok,insan hakları desen hak getire,millettin malına mafya vari el koymalar.burda sizin yazınızı siyasi bulanlar ellerinde olsa ülkeyi ilk terkedicek insanlar,kendilerine soruyorum ne yatırımı yapmışlar acaba bu ülkeye de yabancıdan yatırım yapmasını istiyorlar...baksan hepsinin cebinden bir dolar çıkar,kendileri türklirası taşımaz sonrada elin oğluna atarlanır...birinci not arttırımını hiç anlayamamıştım zaten ve şuanki durumdan daha çok şaşırmıştım...siyasi olarak yapılan not arttırımı siyasi olarak geri alınmıştır...ben burdan moody's'e teşekkür ediyorum yinede,fazla idare etti bizi başkası olsa yapmazdı...
YanıtlaSilTürkiye otomotivde ve araç üretiminde çok iyi yerde, Ferraride bileşenlerini en uygun yerlerden alır, Boeing uçak yaparken müşterinin taleplerine göre mesela motoru Pratt Whitney'se Kanada, Rolls Royce'sa İngiltere gibi yerlerden alır opsiyonel. Diğer yorumlarda dediğim gibi problem İtalya biz yapıyoruz imajını oturmuş marka olmuş. 2017 ye girerken biz ise Turkey dediğinde aklına keba"b",fes,göbek dansı,cami,lokum,rakı,deve,burka,esmer insanlardan başka bişey getiremiyoruz. Lanet olası önyargılar ve oryantalist bakış açısı bunu trollemeden çözemezsin.
Silgüzel cevap emre bey, Ferrari örneği ise tam yerinde. italya sanayisi 1970 atılımından sonra bitmiştir, 90'lı yıllardan beri üzerine koyduğu bir şey yok. global üretim bantları Asya'ya kaymış durumda çoktan. Patent hakları artı değer marjındaki en önemli faktör, bu konuda ülkemiz yeterli seviyede değil henüz, ama bu konu başka. not düşüşünü izah edebilecek tek bir nesnel ölçek söylenemez, karar yüzde yüz siyasidir. (siyaset mutlak bir kötülük değildir, ama matematiksel bir denklem de değildir, farkında olmak gerekir)
Sil500 birimlik otomotiv ihracı var ise 400 birimlik ithalatı var bilginize!!
SilÜlke insanı olarak artık karşıt fikir ve düşüncelere saygı gösteremiyoruz. Hep tek kanaldan haberleri takip edip, tek yönlü düşünce modunda ilerleyişimizi sürdürüyoruz.
YanıtlaSilBen bir aile babası olarak, eşim ve çocuklarımın para ile ilgili bir ihtiyaçları olduğunda, param yok diyemiyorum, elimden geldiğince borç harç karşılamaya çalışıyorum, aileme maddi durumun kötü olduğunu söyleyemiyorum, hissettirmemeye çalışıyorum. Kim biliyor peki, bankalar biliyor, bana borç verenler biliyor, ödeme yapacağım alacaklılar biliyor, biliyorda biliyor.
Gerçekler nasıl ortaya çıkar, her görüşe saygı göstermekle ortaya çıkar. Kendi fikirleriniz dışındakilere kapalı olmamakla ortaya çıkar,
Doların 2014 yılında 2,2 Tl den 2,65 Tl ye nasıl yükseldiğini biliyoruz. Örtülü bir devalüasyon yapıldığı kanaatindeyim bende..
Biz ekonomi okumayan normal vatandaş olarak, ekonomiyi Asaf Savaş AKAT, Deniz GÖKÇE, Ege CANSEN, Mahfi EĞİLMEZ' le öğrendik,
İsterimki Para politikalarının başında, Aynı FED' de olduğu gibi böyle değerli ekonomistlerimiz ve diğer ekonomi profesörlerimiz olsun, Türk ekonomisinde alınacak önlemleri kendi aralarında tartışıp oylama ile karar versinler.
Buda vatandaş yorumu olsun.
deniz gökçeden öğrenmekle çok da iyi bir iş yapmamışsınız. kendisi geçenlerde the economistte çıkan bir yazıyı, kendi yazısıymış gibi gazetesinde yayınladı. yani hırsızlık yaptı, çaldı. ama hala "hoca" ve "prof". hırsızların baştacı olduğu rezil bir ülke batmaya mahkumdur. er ya da geç.
Silİşin daha vahimi kendisi Prof değil doçenttir ama katıldığı televizyon programlarında Prof yazılmasına itira etmez. İntihal yapmasına hiç şaşırmadım.
Silhttp://bahcesehir.edu.tr/kadro/iktisadi_idari/
Ortada isim verdim ama bir şeyi ifade etmek istedim. EKODİYALOG programı, biz vatandaşlara ekonomiyi sevdiren program. Şahıslara takılmayalım..
SilNacizane tavsiyem, parasal konularda seffaf olun. Yoksa yok, varsa var. Bunda iki amac var. Ilki ailenizden gelen istekler uzerinizde stres yaratir. Ikincisi olurda size birsey olursa aileniz paranin ne zorluklarla kazanildigini bilmedigi icin, hayata uyumda zorlanacaklardir.
SilHocam merhaba. Moody's'in Türkiye'nin notunu düşürürken gerekçe gösterdiği ölçütler İtalya, İspanya ve Yunanistan'da ne durumda. Bu konuyu da ele alabilir misiniz. Ekonomik krizi hala atlatamamış bu ülkelerin notlarının Türkiye'den daha iyi olmasını nasıl açıklıyorsunuz?
YanıtlaSilYunanistan ve İspanya zaten yatırım yapılabilir seviyede değil bildiğim kadarıyla.
SilMoody's in notu Yunanistan için Caa3 yani bizden 2 kademe aşağıda, İtalya ve İspanya için Baa2 yani bizden bir kademe yukarıda. Yani bizim geçen haftaki durumumuzda. Bu ülkeler bir kaç yıl öncesine kadar bizim durumumuza göre çok iyi durumdaydılar, düşerek buraya gerilediler. Bence bu derecelendirmede pek fazla bir hata görünmüyor. Sonuç olarak bu ülkeler AB üyesi ve Euro bölgesindeler.
SilÖnce Deniz Gökçe'nin kaleminden Italya'nın durumuna kısaca bakalım:
Sil"İtalya’nın toplam reel ekonomi kesiminin borçları (kamu, hanehalkı ve şirketler demek) GSYİH oranı olarak yüzde 259 civarında ve 2007 yılından bu yana da yüzde 55 artmış durumda.. İtalya’nın bütçe açığı/GSYİH oranı yüzde 2.9 ama kamu borcu 2.1 trilyon euro, ve GSYİH oranı olarak yüzde 132 boyutunda..İtalya’nın ekonomisi 2007 yılından bu yana yüzde 10 kadar küçülmüş. Bu arada da üç defa da resesyon yaşamış. İtalya’nın işsizlik oranı yüzde 12 kadar , genç nüfus işsizlik oranı ise yüzde 44 civarında...World Economic Forum tarafından hesaplanan rekabet durumu endeksine göre İtalya 49’uncu"
Pek fazla bir hata görünmüyor gerçekten !!!!
Olaylara bazen tersten bakmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
YanıtlaSilRekabet yapısı bozuk bir ekonomide, mevcut kar marjlarını koruyabilmek için kimse yeni yatırım yapmaz iken (hatta atıl kapasiteler var iken) dışarıdan alınacak para nerede kullanılacak!
-Daha fazla inşaat, yol, köprü için mi? Yoksa daha fazla araba, telefon vs. almak için mi? (Bu paralar bir gün ödenmek zorunda kalındığında, bu tip gelir getirmeyen harcamaları yapmaktansa, yapmamanın daha doğru olduğunu bilmeyen varsa tarihe veya Yunanistan, Arjantin, İspanya ya bakabilir.)
-Yoksa mevcut borçları kapatmak için mi kullanılacak.(Mutlaka bir kısmı bu amaçla kullanılacaktır fakat net borçlanmanın daha fazla olageldiğini hep beraber biliyoruz.)
Bunda da bir hayır olduğuna inanıyorum. Daha fazla borçlanıp, ödeme zamanı geldiğinde yine aptala yatıp, ah biz ne yaptık, yine bize komplo kurdular dediğimiz gün! Belki karşılaşacağımız problemin birazcık daha küçük, baş edilebilir olmasına sebep olur.
Bence not yükselmesi de siyasiydi, not indirimi de. Türkiye zaten yatırım yapılabilir notunu hak etmiyordu ana göstergeler açısından.
YanıtlaSilÖte yandan, pazartesi günü Devlet Bankalarında yoğun bir mesai olacaktır doları düşürmek için. Bolca döviz satarlar diye düşünüyorum.
Ben bu yoruma katılmıyorum. Bana sorarsanız Türkiye'nin notunun 2006'da BBB'ye 2008'de A'ya çıkması gerekiyordu. Çünkü o dönemde ekonomide birçok alanda iyileşme söz konusuydu. Sonra da 2012'de BBB'ye 2015'de de BB ye inmesi gerekiyordu. Çünkü hiçbir yapısal reformu yapamadık. Ekonomi de sürekli kötüye gitti. Hep günü kurtarmaya yöneldik. Sonuçta dış finansmana bağımlılığımız arttı. Bugün bulunduğumuz yer BB ya da Ba notunun karşılığıdır. Yani arada yanlış veya eksik kararlar olsa da bulunduğumuz pozisyonun hakkı BB (Ba) dır. Özetle bazı zamanlar Türkiye hak ettiğinden azını aldı ama bugün hak ettiği yerde duruyor.
SilPazartesi günü biraz hareketlenme olabilir.
Hocam, bu karar siyasi $iyenlere bir Nasre$$in Hoca sozu:
YanıtlaSilKazanin $ogur$uguna inaniyorsunuz $a ol$ugune mi inanmiyorsunuz.
sevgili hocam türkiye'deki ve dünyadaki son gelişmeler neticesinde kiradaki evimi satıp fiziki altın almamı tavsiye edermisiniz?
YanıtlaSilGayrimenkul fiyatları YTL-dolar bazında ne olur?Teşekkür ederim.
Alman Markı al,ilerisini düşünme geçmişinle mutlu bir hayat yaşarsın :)
Sil
SilAlman markını ne yapayım,döviz alacak olsam CHF alırım.
Mahfi hoca yatirim tavsiyesi vermiyor. Arti anlattiginiz senaryo o kadar basit degil. Bence defteri kalemi bu yatirim suan pozitif getiri sagliyor mu onu kontrol edin. Sonrada altin ayni pozitif getiriyi getirir mi sorusuna cevap arayin.
Sil"Analistler, atılan adımlarla uzun vadeli tahvil faizlerinin yükseleceği ve kısa vadeli tahvil faizleri ile arasındaki getiri eğrisinin açılacağını, bu sayede bankaların vade tedirginliğinin azalarak kredi verme iştahının artabileceğini belirtiyor."
YanıtlaSilHocam Japonyayla ilgili bu haberi anlamadım. Uzun vadeli tahvil faizlerindeki artış bankaların niye işine geliyor? Uzun vadede daha fazla faiz ödüyorlar.
TÜSİAD Paşalarının moody's in son not açıklamasına bir yorum getirdiğini duyan var mı?
YanıtlaSilKendilerini ilgilendirmeyen konularda çıkar fetva verirler (Atatürk,demokrasi, insan hakları vb.), birinci dereceden iş dünyasını ve piyasayı etkileyen konularda ses çıkartmazlar/çıkartamazlar...
Ben TÜSİAD üyesi değilim ama bu saydığınız konular yani Atatürk, Demokrasi, İnsan Hakları sizi ilgilendirmiyor mu? İlgilendiriyorsa onları da ilgilendiriyor demektir. Ve bu konularda herkesin konuşma hakkı vardır. Hatta bu bir hak değil ödevdir. Çünkü bu konuları yerli yerine oturtamazsak ekonomiyi zaten yerine oturtamayız. Demokrasinin işlemediği, insan haklarının yerleştirilemediği bir ülkede ekonominin uzun süre doğru dürüst gitmesi pek görülmüş bir şey değildir.
SilMahfi bey, Fitch'inde not indirmesi durumunda Türkiye'ye kısa ve uzun vadede etkileri neler olabilir. Fitch'den de bir not indirimi bekliyor musunuz?
SilKartal, Turkiye afganistana doner, belki de myanmar'a doner. Belki antartika'ya bile donebilir.
Silmutlaka indirecektir, sermaye piyasaları bunu şimdiden fiyatlamaya başladı şüpheniz olmasın. ancak unutmayın, 2013 yılına kadar rating şirketlerinin notları bu seviyelerdeydi, ülke büyüme rekorları kırıyordu. bence fazla takılmayın. ekonomide sorunlar var fakat genel gidişat kötü değil. hatta global ölçeklerde pek çok ülkenin ilerisinde sayılır.
Sil"Demokrasinin işlemediği, insan haklarının yerleştirilemediği bir ülkede ekonominin uzun süre doğru dürüst gitmesi pek görülmüş bir şey değildir." yanlış bir önermedir. Çin Halk Cumhuriyeti hiç bir şekilde demokratik olmayan ve bazı ciddi insan hakları ihlali yapan bir ülkedir. Bu rağmen son 30 yılda tarihin en büyük kalkınma başarısına imza atmıştır. Çok fakir ve geri kalmış bir ülkeyken Dünyanın en büyük ekonomisi haline gelmiştir. Almanya, Fransa, Japonya, Rusya hatta bir seviyeye kadar Birleşik Krallık 19yy. ve 20.yy da ekonomik kalkınmalarını yaparken ne demokratik ne de insan haklarına saygılı ülkelerdi. Keza ABD'de ekonomik kalkınmasını yaparken demokratik olmasına rağmen temel bir insan hakları ihlali olan köleliğe ve ırkçılığa devam etmiş ve Amerikan yerlilerine soykırım yapmıştır. Ekonomik kalkınma ve siyasi görüşler arasında ilişki hatta nedensellik sadece laiklik, milliyetçilik, akılcılık ve milli kalkınma politikalarında vardır. Sanayileşmiş ülkelerin hiç biri din temelli yönetilmemektedir. Hatta bu ülkelerin çoğunluğu ekonomik kalkınmalarını geleneksel dinsel ve sosyal yapıları yıkılıp yerine laik, milliyetçi ve akılcılık temelli siyasi sistemler kurduktan ve planlı milli kalkınma politikaları sonucunda ulaşmıştır.
SilKişi başı gelirden ziyade, büyümenin siyasi bir argüman olarak en aktif kullanıldığı dönemdeyiz, iktidarın ne olursa olsun büyümeyi yüksek göstermek için bazı şeyleri kurban ettiğini görüyoruz. Ayrıca şimdi kitle halinde Güneydoğu komşusundan yeni vatandaşlarımız olacak bununda ekonomiye etkisinin öldürücü olacağı/olduğu kanısındayım. Devlet bilincinden uzak yardım vakfı gibi, kaynaklarımız sınırsız oraya buraya hibe ediliyor. Eğitim kuşağını kaçırmış, travma yaşamış bir toplumu Cbaşkanının deyimiyle "TÜM RİSKLERİ ALARAK" kural gözetmeksizin içimize dahil ediyoruz. Doğu illeri zaten çok büyük stres içerisinde. Ben zannederdim ki hükumet gerçekten erkleri elinde tutuyor, bir bildiği elbet vardır. Gerek çözüm sürecinde gördük ki hükumet gizliden hiç bir çalışma yürütmemiş, 17 Aralık'tan sonra 15 Temmuz'a kadar zaten elle tutulur hiç bir gelişme yok. Bazılarının hiçbirşey bilmediklerini gördükçe geriliyorum. Bu toplum içerisindeki düşünen insanları eritti ki ben bile yurtdışında okuyorum. Yanı başımızda ticaret yaptığımız Irak,Suriye,İran gibi ülkelerle bir kişi üzerinden kavga edip ticareti bitirme noktasına getirdiler. İslamafobinin zirve olduğu dönemde İslamcılık devlet politikası oldu yine gizliden iş yürütmediler. Ne zaman ABD'nin planlarına uygun gitsek yanımızda harap paramparça ülkeler buluyoruz. NATO tarafından da satıldık. Bu yol ne kadar devam eder bilmiyorum. Biraz gizlilik yüze gülüp arkadan iş çevirmeyi öğrenmeleri lazım. Her şey marka değerinden ibaret, birisi Türkiye dediğinde aklına ne geliyorsa önemli olan odur.
YanıtlaSilHocam başbakana yazar kasa atılan dönem deki kredi notu indirimleri ile su anki indirimler çok benzer, ama bu tip tepkiler pek yok ortalikta. Ne değişti acaba, yapısal reform sosyolojik açıdan gerçekleşmiş olabilir mi?
YanıtlaSilHocam Moody'sin notunun cuma piyasalar kapandıktan sonra açıklanması ilginç değil mi? Eğer gerçekten kriz çıkarmak istedilerse bunu pazartesi piyasalar açıkken yapmaları ve bu şekilde panik yaratmaları gerekmez miydi? Bu şekilde yetkililer haftasonu toplanıp önümüzdeki hafta için önlem alabilirler. Mesela borsa için büyük şirketler kendi hisselerinden alım yaparak düşüşü hafifletebilirler. Vaktiyle akp hakkındaki mahkeme kararı da panik olmasın diye cuma piyasalar kapandıktan sonra açıklanmıştı hatırlarsınız. İki gün önce herşey yolunda diyip sonra kötü demeleri kararın siyasi olduğunu gösteriyor ama bu siyasi kararın piyasalar kapandıktan sonra yapılması enteresan. Sanki başka birşeylerin yolunu yapmak istermiş gibi..
YanıtlaSilOkuzun altinda buzagi aramanin bence bir anlami yok. Bizim ulkede adalet yok, teror var, dis acik var, savas var. Butun bu ulke risklerinin ustune dusuk faiz, kur riski var. Bir yatirimci neden gelip Turk tahvili alsin ki?
Silbaşka ülkelere giderse negatif faizle anaparasının da azalacağından dolayı olabilir mi? en yüksek getiriyi türk tahvillerinden kazanacağını bildiğinden? Türkiye'nin tüm tarihi boyunca borç temerrüdünde sorun çıkarmamasından? güvenilir bir borçlu sicili olmasından? uzun vadede gelişen, ilerleyen, genç bir nüfusu olmasından? neden acaba? Yunanistan'a, İspanya'ya filan yatırsa daha iyi değil mi, müthiş bir sanayi adamlarda, inanılmaz bir uzay teknolojisi filan !
SilMahfi hocam merhaba. Reel ücret düzeyini yansıtan w/p'de p arttığında emek talebi artar. Pefi firmalar emek talebini bu durumda niye artırır işçilerin reel geliri azaldığı için mi? Bu bana mantıklı gelmiyor çünkü firma sadece w'ye bakar işçi alırken ama emek arzında işçi w/p ye bakar.
YanıtlaSilşöyle ki: w/p artışı işçilerin reel ücretlerini yükseltmekde ve işçiler normal malları eski duruma göre daha çok tüketmeye başlayacaktır bu durumda ise işçilerin miktar olarak daha fazla tüketim yapması toplam talebi artıracak bu ise zamanla arzın talebe uymasını uyaracaktır daha fazla üretimse teknoloji yi sabit olarak kabul etmişsek (ceteris paribus) firmalarn emek talebi artacaktır.
SilUnutmamak gerekir bir firmanın salt amacı Kar güdüsüdür
Hocam selamlar.
YanıtlaSilHocam ekmek talep esnekliği katı bir mal yani satıcılar kolaylıkla maliyetleri fiyata yansıtabilirler. Ama ekmeğin fiyatı çok nadir değişiyor yıllardır 1 liraydı yeni yeni 1.5 olmaya başladı.
Sorunuz nedir tam olarak bilmiyorum, ama ekmekte tavan fiyat uygulamasi var. Yani devlet standart ekmegin fiyatini belirliyor.
SilBu kredi derecelendirme kuruluslari Milli iradeye niye saygili degiller Nicin milli iradeyi gormezden geliyorlar sadiga nicin saygili degiller
YanıtlaSilBir referandum yapilamaz mi bu kredi dereceendirme kuruluslarinin turkiyeye verdigi nota evet mi hayir diye
Türkiyə böyük dövlət.
YanıtlaSilbir süredir dikkatimi çekiyor bu azeri taklitçiliği nedir?
SilSn hocam kamu disiplini bizi nereye kadar ağacın dalında tutacak acaba merak ediyorum
YanıtlaSilAçıkçası konunun siyasi olup olmadığı konusundaki kısır tartışma bizi bir yere götürmeyecektir. Çünkü konu kesinlikle siyasidir ! Bakın "olay yeri analizi" ile kısa bir değerlendirme yapalım: hocam diyor ki bu ve bu kriterlerdeki (kurumsal yönetişim ve küresel rekabet bilmem nesi!)düşüşten dolayı, diğer bir ifadeyle bu liglerdeki puan kayıplarından dolayı notumuz düşürüldü! Olay yeri analizi bir: bu kriterler önceden açıklanmış ve ne kadarlık düşüş olursa ne kadar not indirimi olacağı ilan edilmiş midir? kurallar önceden belli midir? olay yeri analizi iki: bu liglerdeki değerlendirmeler objektif kriterlerle mi yapılmaktadır? test edilmiş midir? onay analizi üç: Yunanistan bizden bir kademe düşük, italya bir kademe yüksek, neye göre? hangi kriteri tutturursak (İtalya'da olan bizde olmayan) onların seviyesine düşeriz ve Yunanistan hangi sebeple bir kademe düşüktür, belli mi? (ipucu: bu işte kural yok, ama atış serbest; "D-Day"!)Olay yeri analizi üç: hocam diyor ki, bu ülkeler neticede AB üyesi! Eee? AB üyesi olması otomatik muafiyetler mi sağlıyor, AB'nin durumunun daha iyi olduğunu nereden çıkarıyorsunuz? Büyümesi durmuş (Italya 10 yıldır büyümüyor), nüfusu yaşlanmış ve yaşlanmaya devam eden, para birliği müthiş sorunlu, Brexit ile dağılma sürecine girmiş, savunma sanayi çoktan bitmiş ve ABD koruması olması direkt Rus tehdidi altında olan, bilim ve teknolojide de sadece ABD'nin değil Uzak Asya'daki pek çok ülkenin de gerisinde kalan yaşlı kıtanın hayali bir birlik hevesi hangi ekonomik kritere göre üstünlük sağlayabilir ki? Ben size işin doğrusunu söyleyeyim: ekonomik değerlendirmeleri matematiksel formülasyonlarla pozitif bilimlere yakınlaştırma çabası beyhude bir çabadır, büyük ölçüde de yanıltıcıdır, hatta siyasal kisvelere de zemin hazırlar. Sosyal bilimlerdeki değerlendirmeler büyük ölçüde izafidir. Hocam kitabınızda da bu tarz hataların büyük yer kapladığını söylersem saygısızlık saymayacağınızı umuyor ve tahmin ediyorum. İyi çalışmalar dilerim.
YanıtlaSilPazartesi sendromunu yazınızla atlatırken, sizin defalarca kez söylediğiniz yapısal reformların yapılması gerektiği hususu ile ilgili merak ettiğim hususu sormak istiyorum; bu kadar önemli olduğunu belirttiğiniz bu yapısal reformların, sizin tespitinize göre, gerektiği kadar yapılmamasını neye bağlıyorsunuz? Teşekkürler.
YanıtlaSilSeçimden bu yana yapısal reform üzerinde ısrarla durdunuz görüyoruz ki haklı çıktınız.Bu zamana kadar hükümetten sizin fikirlerinizi dinleyen oldumu merak ediyorum.
YanıtlaSilkararın siyasi olduğunu anlatan harika bir analiz:
YanıtlaSilhttps://www.bilgeyatirimci.com/2016/09/24/moodys-karari-analizim-ve-moodysin-isledigi-suc/
analiz çok iyiymiş. net bir şekilde gözüküyor işin dalaveresi.
Silsizce diğer ülkelere de bu not veren kuruluşlar tarafsız bir şekilde not veriyorlar mı.
YanıtlaSilSayın Eğilmez, gündemi yakalayan yazınız içi teşekkür ederiz. Aslında uzun zamandan beri sizin de işaret ettiğiniz üzere, ekonomik göstergelerde menfi bir eğilim yer alıyor idi. Her ne kadar bu işin doğası gereği, Moody's'in değerlendirmesi subjektif değerlendirmelere de dayanıyor olsa, her şey yine de bu ülkenin politikacılarından, işçisine kadar bizim sorumluluğumuz. Ekonominin her kademesinde, ki bunu kamudan özel sektöre kadar yaygınlaştırabiliriz, değeri yüksek mal, hizmet, fikir, yöntem, süreç üretmediğimiz zaman bu sonuç kaçınılmaz bir sonuçtur. Mevcut Hükümetin görevi de bu ortamı sağlayacak bir ortam sağlamaktır. Türkiye'nin pek çok konuda göstergeleri iyi eğilimde gitmezken, bu kararı eleştirmek yerine daha iyi ne yapabiliriz sorusunun yanıtını aramak doğru olur. Söylevler vermek, icraatın yerini tutamaz. Saygılar ile.
YanıtlaSilHocam sürekli bir faiz indirimidir gidiyor. Ama olumlu hiçbir etkisi olmadı bence. Türkiye hala tonlarca buğday satıp Iphone 6 alan bir ülke... Sizin yorumunuz nedir?
YanıtlaSilHocam tekelci rekabet piyasasında uzun dönemde yeni firmalar piyasaya girdikçe fiyat düşer mi?
YanıtlaSilBiz birbirimize güvenmez iken elin oğlu neden bize güvensin de parasını ekonomimize yatırsın? Selçuk Şirin'in yazısı. http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/selcuk-sirin_530/neden-birbirimize-guvenmek-zorundayiz_40231481
YanıtlaSilEn alttaki Güven/Hukukun üstünlüğü grafiği nasıl bir çukurda olduğumuzu gayet net gösteriyor. Linke tıklamış iken yazarın eski tarihli yazılarına da bir göz atınız.
Bugün tasarruf paradoksunun geçerli olduğu bir ülke var mdır?
YanıtlaSilBirde hocam tasarruflar bugun türkiyede istenilen seviyeye gelirse tüketim azalacağından üretim de azalır mı yani tasarruf paradoksuyla karşılaşabilirmiyiz? Teşekkürler.
YanıtlaSilHocam analiz ettiğiniz üç veride geçmişe göre göre bir bozulma olması gerekmiyor mu not düşüşü için. Mesela büyüme aslında halihazırda son senelerden çok da farklı değil. Yani incelediğiniz kriterlerde mevcut durumun kötü olmasından ziyade durumun kötüye gitmiş olması gerekmiyor mu?
YanıtlaSil