İnsani Gelişme Sıralamasında Türkiye'nin Yeri


Ölçümde kullanılan yöntem ve ülkelerin sıralanması
Birleşmiş Milletler her yıl bir İnsani Gelişme Raporu (Human Development Report) yayınlıyor. Geçtiğimiz günlerde 2012 yılına ilişkin rapor yayınlandı.

İnsani gelişme düzeyini belirlemek için 14 istatistik tabloya dayalı olarak belirlemeler yapılıyor. Bu veriler; kadın erkek eşitliği ölçümünden gelir dağılımı eşitsizliğine (Gini katsayısı), eğitimden sosyal bütünleşmeye, mal ve hizmetlerin uluslararası ticarete konu olmasından uluslar arası sermaye ve göçmen akımlarına, inovasyon ve teknolojiden çevreye, sağlıktan kaynak kullanımı üzerindeki etkiye kadar yayılan bir alanı kapsıyor. İnsani gelişme sıralaması bu çeşitli verilerin bir arada ele alınmasıyla ortaya çıkıyor.  

İnsani gelişme endeksleri karşılaştırmasına 187 ülke dahil ediliyor. Bunların 47 adedi en üst derecede, 47 adedi yüksek derecede, 47 adedi orta derece, 46 adedi de düşük derecede insani gelişme derecesine sahip ülke olarak belirlenmiş bulunuyor.

İnsani gelişme karşılaştırmasının en üstünde Norveç yer alıyor. Onu sırasıyla Avustralya, ABD, Hollanda, Almanya, Yeni Zelanda, İrlanda, İsveç, İsviçre ve Japonya izliyorlar. Fransa 20, İngiltere 26 ve Yunanistan 29’uncu sırada bulunuyor. Sıralamanın en altında sondan yukarı doğru Mozambik, Çat, Burkina Faso, Mali, Eritre ve diğer Afrika ülkeleri yer alıyor.

Gelir dağılımı eşitsizliği karşılaştırması
Raporun uluslararası karşılaştırmalar açısından ilginç bir yanı da ülkelerin Gini katsayılarına yer vermiş olması. Buradan hareketle küresel sistemde gelir dağılımı adaletine hızlıca bir göz atmak mümkün. Ülkeleri sahip oldukları Gini, katsayısı bakımından sıralarsak küresel sistemin en iyi oranları olarak görünen 0.20 ile 0.30 arasında Gini katsayısına sahip olan ülkelerin şunlar olduğunu görüyoruz: Norveç, İsveç, Finlandiya, Almanya, Avusturya, Slovakya, Belarus, Bulgaristan, Romanya, Kazakistan, Ukrayna. Bunlar arasında Almanya ile Avusturya dışındaki ekonomilerin sosyal demokrasi uygulayan ya da geçmişte sosyalist sistemle yönetilen ülkeler olması dikkat çekiyor.

Gini katsayısının en kötü olduğu ya da gelir dağılımı açısından en adaletsiz olan ülkeler ve katsayıları şöyle: Seyşeller (0,66), Komoro (0,64) ve Namibya (0,64.)

Gini katsayısı bazı ülkelerde şöyle: ABD (0,41), Çin (0,43), Almanya (0,28), Yunanistan (0,34), Arjantin (0,45), Brezilya (0,55), Rusya (0,40), İtalya (0,36.)

Türkiye’nin Durumu
Türkiye, insani gelişme endeksi sıralamasında 90. sırada yer alıyor. Yani en üst derecede insani gelişme düzeyine sahip 47 ülkenin altında yer alan yüksek derecede insani gelişme düzeyine sahip 47 ülkenin sondan beşinci sırasında. Türkiye’nin hemen altında Kolombiya, Sri Lanka, Cezayir, Tunus, hemen üstünde de Ekvator, St. Lucia, Ermenistan ve Jamaika yer alıyor.

Türkiye ile ilgili temel veriler şöyle:
Nüfus (milyon kişi): 74,5 (2030 beklentisi 86,7 milyon)
Nüfus artış hızı (2010 – 2015, %): 1,1
Doğumdan itibaren yaşam süresi beklentisi: 74,2
GSYH (GNI, milyar dolar): 991,7
Kişi başına gelir (GNI ölçümüyle, dolar): 13.701
Gelir dağılımı eşitsizliği (Gini katsayısı): 0,39
Ulusal fakirlik çizgisinin altındaki nüfus (%): 18,1
Okur -  yazarlık oranı (%): 90,8
Eğitimde geçirilmesi beklenen süre: 12,9 yıl
Orta öğretimde kadın oranı (%): 26,7
Sağlık harcamaları / GSYH (SAGP, %): 5,1
Eğitim harcamaları / GSYH (SAGP, %): 2,9
Savunma harcamaları / GSYH (SAGP, %): 2,4
Toplam borç servisi / GSYH (SAGP, %): 8,0
Çalışma yaşamında kadınların oranı (%): 28,1
Genç işsizlerin oranı (%): 20,7
Ormanlık alan / Toplam ülke alanı (%): 14,7
Tarım alanı / Toplam ülke alanı (%): 50,6
Her 100 kişiden kaçı kişisel bilgisayara sahip? 6,4’ü
Her 100 kişiden kaçı internet kullanıcısı? 39,8’i
Her 100 kişiden kaçı telefon abonesi? 107,2’si

Bu tabloda en çarpıcı konu her 100 kişiden 107,2’sinin telefon abonesi ve her 100 kişiden 39,8’inin internet kullanıcısı olması. Yani bazılarında kişi başına birden fazla telefon aboneliği var.  

Notlar:
GNI, Dünya Bankası’nın ulusal geliri ölçmekte kullandığı GSYH’ya benzer bir ölçüm yöntemi. Gross National Income’ın kısaltması.

Gini katsayısı gelir dağılımı eşitsizliğini ölçmekte kullanılan 0 ile 1 arasında değer alan bir katsayıdır. Katsayı sıfıra ne kadar yakınsa gelir dağılımında eşitliğe o kadar yaklaşılıyor, 1’e ne kadar yaklaşıyorsa gelir dağılımında eşitlikten o kadar uzaklaşılıyor demektir.

Ayrıntıları merak edenler için UNDP İnsani Gelişme Raporunun ve özetinin linki:

Yorumlar

  1. Iphone ve Samsung Galaksi SAHİPLİĞİ ile ilgili bir istetistik olsa kesin onda da Nüfusa oranladığımızda iyi bir yerde olurduk.
    AKP 11 yıldır dişini tırnağına takıp , herkesi susturdu, muhalif hiçkimse bırakmadı ki, gerçekler yazılmasın. İMF ye borç veren bir ülke için Gelişmişlik sıralamasında 90. gerçeğini nasıl yazarsınız :))) (majestik72)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cümledeki düşüklük ve "istetistik" (istatistik) hatalarımı önizleme yapmadığım için düzeltemedim, kusuruma bakmayın :(

      Sil
    2. Bu istatistikleri ben derlemedim, raporu da ben yazmadım. Hepsi Birleşmiş Milletlerin marifeti. :)

      Sil
    3. Biliyorum Hocam, en başta yazmışsınız... Ama çok iyi bilirsiniz ki, KRALI ÇIPLAK gezdiren değil, KRAL ÇIPLAK diyen suçludur :))) Twitter da gördüğümüz gibi örnekler çok çıkar bu ülkede :)

      Sil
    4. Ermenistan gibi bir ülkenin 87. olduğu, Gürcistan' ın 72. olduğu, Yunanistan' ın gini katsayısının 0,34 olduğu mükemmel aydınlatıcı ve enteresan bir liste. AKP mükemmel bir parti mi? Mutlaka değil. Ancak geçmiş dönemlere nazaran durum ne. Bu sorgulanmalı bence.

      Sil
    5. Geçmiş dönemlere göre karşılaştırma yapmak ne kadar doğru bir yöntem bunu sorgulamalısınız bence. Özellikle değişen iç ve dış konjonktürde iktidarın hangi değişmelere nasıl tepkiler verdiğine bakılmalı ve değerlendirilmeli. Bunu sadece ekonomik ya da sadece siyasi olarak değerlendirmek de doğru değil. Maalesef ceteris paribus gerçek hayatta geçerli olan bir durum değil. Bu göz ardı edilmemeli. Uygulanan politikaların ne kadar insani, insancıl, tüm hak ve özgürlüklere ne kadar uyumlu, adil, adaletli, eşit, meşru, kısa mı uzun dönemli mi vs. bakılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Ekonominin ya da siyasetin geçen seneden daha iyi olduğunu söylemek çok yanıltıcı bir davranıştır. Eskiyle kıyaslama yapmak için o dönemde uygulanan rakamlardan çok dönemin iç ve dış siyasetinin bilinmesi gerekir. Maalesef ülkemizde yapılan en büyük sorun da bu. İnsanlar sadece rakamları dikkate almakta.

      Sil
  2. Paul A. Samuelson'un ''İnsanlar yalnızca gayri safi milli hasılayla yaşayamaz.'' Sözünün ne kadar doğru bir saptama olduğunu, bu yazınızla bir kez daha hatırlamış olduk. Teşekkürler hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet gerçekten de çok güzel bir söz. Teşekkürler.

      Sil
    2. Kıymetli Hocam Mahfi Bey, ben şahsen Birleşmiş Milletlerin UNDP Kalkınma İndeksindeki toplam orman örtüsünün ülke yüzölçümüne oranı göstergesinin nesnelliğine ve bir işe yaradığına katılmıyorum (Sanırım sadece ülkelerden bu göstergeye ait verileri almak en kolay olanı olduğu için böyle bir yüzeyselliğe, kolaycılığa bilinçsizce kaçıyorlar), katılabilmek mümkün değil, bilmeden, bilgi sahibi olmadan hazırlanmış ve yayınlanmasına kalabalık bir kesim ortak olmuş, hiç önemli değil, aynı türden "monokültür" ve torpille işe giren bir kalabalık bu. Taassup içindeki o kuruluşlarda hukukçu ve iktisatçının dediğinin dışındaki görüşler değerlendirmeye, oylamaya alınmaz. BM, AB vb organizasyonlarda belirli bir çevrenin adamı olmadan işe almazlar, maaşı, geliri bol, dünyaya uzaktan bakan rahat,hemen her konuda ve meslek alanında fikir yürütmeye ve kabul etmeye/ettirmeye pek yatkın bir insan türüdür, klişeleşmiş bir kesimdir. Türkiye'den kişileri işe ya hiç almazlar, ya da çok az alırlar (Biliyorum sizi Guvernor olarak ve hayranlıkla, takdirle aldılar, en vasıflılarımızdansınız). Neticede o kuruluşların içindeki uzmanlar, yöneticiler dünyayı ikinci, üçüncü dolaylı elden ülkelerden bekledikleri verilerle "yaşamadan" değerlendirmeye çabalarlar. Bilimadamı kafalıları değil de, bürokrat kafalıları istihdam ettikleri için de genellikle yanlış değerlendirmelerde, raporlamalarda bulunurlar. Kendi aralarında alaturka ilişkiler mevcuttur, bizde ve Doğu toplumlarında olduğu gibi; mesela bilimsel görüşlerin gündeme getirilesi yasaktır, otosansür uygulanır. Bunun somut örnekleri sayısızdır. Mesela, buradaki UNDP indeksi indikatörü orman örtüsünün, ülkeden ülkeye değişmesi hiç bir değer taşımaz, farklılık değildir. BM vb. uluslararası organizasyonların uzmanları, duayenleri artık ayyuka çıkmış ve rahatsız edecek bir düzeyde vasıfsız, yeteneksiz, ve spekülatif düşünce ile ansiklopedik genel kültür bağımlı olduklarından, izledikleri yayınları doğru kavrayamadıklarından ortaya böyle ilgisiz indeks maddeleri çıkıyor. E çevre de olsun, çevre eksik kalmasın diyerek bir belde belediye fen işleri memurluğu anlık (Ad hoc) kararı gibi. Bunlar bilirsiniz defalarca farklı kuruluşların görüşleri alınarak, circule edilerek "olgunlaştırılır", oylandıktan sonra kesinlik kazanır, ama hepsi aynı zayıf, niteliksiz uzmanlardan olduğu için o tutucu çevrede üslubuyla hemen kabul ediliverir. Analitik değerlendirme yapmazlar, üsluba, havasına, oylamada kabul edilip edilmeme olası "trend"ini sezinleyerek bakarlar. İstihdamda başarılı olup, yaşamlarını, maaşlarını birer birey olarak sürdürmeye bakarlar, bunun rahatlığı içindedirler. Türkiye ise buna ses çıkaramaz, çünkü etkin ve yetkin konumda yabancı dil bilen veya bilse de temel bilimlerle (mühendislik, tıp değil, pozitif bilimler, pure sciences) ilgisi olan hemen hiç yoktur.

      Sil
    3. Örnek, diyelim ki Türkiye'nin orman örtüsü oranı 5 ve Türkiye'deki 1 birim orman örtüsü varsayalım 10 birim biyoçeşitlilik, 18 birim ekosistem servisi sağlıyorsa, Almanya'nın UNDP Index'inde daha yüksek orman örtüsü oranı 15'ten tam 20 kat daha fazla biyoçeşitlilik, ekosistem servisi içerebilir. Kısacası bu tamamen yanlış bir çevresel "değerlendirme"dir. Nitekim sadece varsayım değil, gerçek hayata da bilimsel olarak böyle, Türkiye en tipik örnek çünkü, karşılaştırması doğa konusunda Avrupa ile kontrast fazla olduğu için çok kolay. TEMA kurucusu bilge insanımız Hayrettin Karaca da defalarca ifade etti. Kaldı ki, Avrupa içinde de, hani neredeyse bizdeki Keçiören, Güvenpark, Yıldız Parkı gibi bir şehir parkı niteliği taşıyan Almanya, fransa, Hollanda ormanları ile Portekiz'in bir -çok zengin!- Makaronezya biyocoğrafyası ile karşılaştırılamaz bile. Kısacası yüzölçümü oranları son derece aptalca, kof. Diğer bir deyişler aynı gelir seviyesindeki, kültürdeki ve kıtadaki ülkelerin orman kaplama alanları alanlarının karşılaştırılması bile, ortada koca bir biyocoğrafi faktör olduğu için anlamsızdır, göstermeliktir. Kaldı ki, ekonomistler ve ormancılar her ormanı işletme, verimlilik, yani iktisadi doğal kaynak üretimi bakımından ölçerler de yine bir farklılık bulurlarsa ki bulacaklardır, bu Indeks yine ilkokul çocuğuna anasının, babasının yaptığı bir ödevdir. Sonuçta Türkiye'nin UNDP İndeksinde orman örtüsünden kazandığı puanlarla biraz veya anlamlı ölçüde yukarıya çekilmesi gerekirken, Almanya vb boş (süs) ormanlara (!) sahip ülkeler aşağıya çekilmeli (Önemli olan sıralamadaki yerimizi korumak mı sadece? Bu sıramızı değiştirmez, nasıl olsa, o halde önemsiz mi? Hayır bence önemli, o da başka bir yazının konusu (iklim değişikliği/ekonomi konusu) Bizdeki, Avrupa'daki, AB'deki Çevre sektörüne de, o yabancı kurumlara da birer Mahfi Eğilmez zekası, birikimi gerekiyor.

      Sil
  3. Hocam GNI ile GNP arasındaki farklar nelerdir? Bir de sadece linkleri kopyalanabilir ya da tıklanabilir yapmanız mümkün mü? Mesela ekteki linke girmek istedim ama linkleri tekrar yazmak zor oluyor. (Ben burada sayfalarca yazıyorum sen bir linki yazamıyor musun derseniz boynum kıldan ince aman sinirlenip yazı yazma şevkinizin kırılmasına neden olmasın:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. GNI ile GDP ya da GNP arasındaki hesaplama farkını görmek için Dünya Bankası sitesine girip GNI yazmak gerekiyor.
      Linkleri tıklanarak girilebilir hale getirdim. Tşkler.

      Sil
    2. Çok teşekkürler hocam kolaylık oldu bize.

      Sil
  4. Hocam Maşallah çok hızlısınız . bende bu raporu bekliyordum Türkiye 92 sıradan 90 sıraya yükselmesi güzel.

    Türkiye SAGP göre dünyada 16. büyük ekonomiye sahip olmasına rağmen Bu raporda 90 sırada olması biraz tuhafıma gitti.Hocam bu rapor daha önce hesaplanırken 3 endeksten (Gelir,sağlık ve eğitim) yararlanıyorlardı şimdi endeksler değişmiş galiba (ben mi öyle anladım yoksa)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tşkler. Raporun Türkçe linkini verdim oradan ayrıntılara bakabilirsiniz.

      Sil
  5. Hocam, bu kadar net ve anlaşılır bir şekilde önümüze koyduğunuz güzel yazılarınız için samimi teşekkürlerimi sunarım... Telefon ve internet kullanımı ile ilgili sonuç çok çarpıcı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Telefon konusu aslında çevremizde gözlemlenebiliyor.

      Sil
  6. Hocam selamlar,

    gerçektende GSMH nin değil dağılımın ve kültürel seviyenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyorsunuz.ayrıca en zengin ile en yoksul arası farkın 8 katı geçtiği bir yerde GINI değerinin daha yüksek olduğunu düşünüyorum. tabi artık ölçüm yapan referanslarında güvenirliliği ve doğruluğu tartışılır oldu.

    teşekkürler.

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. Hocam, bende veritas rumuzlu yazarın görüşlerine katılıyorum. Yaşadığımız ortamın gini değerinin daha yüksek olduğunu bize gösteriyor. Genç işsizlerin oranı da çarpıcı bir sonuç. Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  9. Hocam inavasyonu yaratıcılık ve yeni fikirler olarak türkçeye çevirsekte tam olarak hangi manaya gelmektedir ? İnavasyonda diğer ülkeler arasında neredeyiz? Ve inavasyon demoda oldu diyen kişilere katılırmısınız ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnovasyon demode olursa ilerleme sağlanamaz. O nedenle inovasyon demode olmaz.
      İnovasyon Türkçeye çevrilmesi zor terimlerden birisi. Yaratıcılık, yeni buluş, yeni fikir hemen hepsini içeriyor.

      Sil
  10. Burak Korkusuz18 Mart 2013 14:52

    2000 li yıllara kadar Türkiye de savunma(silah) harcamaları eğitim harcamalarının üstündeydi. Bu harcamalar ilk kez 2002 yılında esitlenmistir. Dha sonraki yıllarda ise artışlar olmuştur. Bir ülkenin uzun vadede gelişmişliğini görmek için eğitim harcamalarıyla diğer harcama kalemleri karşılaştırılarak yorumlar yapılabilir. Bu oranin dha da artması gerekmektedir. Ayrıca gini katsayısıdha çok önemli bir göstergedir. GSYİH karın doyurmayabilir ama belki gini katsayısı bunu başarabilir. Ayrıca işsizlik de üzerine düşülmesi gereken çok önemli bir konu. Potansiyel bir genç nüfusu olan bir ülkenin bu konuya yoğunlaşması gerek. Genç nüfustakı işsizlik orani ürkütücü. Bu problemin üzerine devletin teröre karşı mücadelesi gbi düşülmesi elzemdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2000'ler sonrasında eğitim harcamaları artmış olmakla birlikte üniversitede ders veren bir kişi olarak eğitimin kalitesinde inanılmaz bir düşüş yaşandığını söyleyebilirim. Genç nüfustaki işsizlik oranı artışında eğitim kalitesindeki gerilemenin katkısı olduğunu düşünüyorum.

      Sil
  11. gelir dağılımı bakımdan ben de gini katsayısının malesef daha yüksek olduğu fikrindeyim. kişibaşı milli gelirimiz de malesef değerli tl den kaynaklanan sanal bir artışı da içerisinde barındırmaktadır.her ne kadar çok büyük bi ekonomik krizin içerisinde olsa da bir yunanistan ın gini katsayısı olsun kişi başı milli gelir olsun, ekonomik ve sosyal bakımdan seviyesine erişebilmek için çook ama çook uzun yollar katetmemiz lazım.

    linkten korenin durumuna baktım 12inci. neden biz bi kore olamadık hocam.

    bir de keşke lüks araca binenlerin sayılarına yönelik bir araştırma yapılsa, o zaman Türkiye'nin çok daha önlerde yer alacağını düşünüyorum)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim niçin Kore gibi bir gelişme sağlayamadığımız neredeyse bir kitap dolduracak kadar bir çalışmayı gerektiriyor.

      Sil
    2. hocam koreyi bu kadar ilerileri taşıyan etkenin popülizme kaçmadan katma değeri yüksek alanlarda ithal ikameci politikalarla uzmanlaşması ve büyük marka değerler yaratması diyebilir miyiz.

      Sil
    3. Sadece onu diyemeyiz ama bu dedikleriniz önemli etkiler. Unutmamak gerekir ki Kore hiçbir zaman koalisyon gibi bir durumla yaşamadı. Ama liderleri de uzak görüşlü vizyon sahibi kişilermiş ki bu uzun iktidar dönemlerini ülke yararına kullanmışlar.

      Sil
    4. bi de hocam dünyanın en zenginleri listesine bakıldığında yanılmıyorsam 45 e yakın Türk var. ama ortada dünya çapında üretim yapan marka değeri olan bir Türk firma malesef yok.ortada bir samsung gibi hyundai gibi marka değeri yok ama çok büyük serveti olan insanlar var.demekki dünyada çok büyük servet sahibi olmak için çok büyük bi marka değerine sahip olmaya gerek yok diyebilir miyiz yoksa bu bize özgümü:) ben gerçekten önceki dönemlerde bir faiz lobisinin olduğuna inanıyorum

      Sil
  12. Hocam konu ile alakasız ama...

    ABD'de tahvil faizlerinin artış eğilimine girmesi kalıcı mı sizce? Bu bizi mevduat faizleri açısından nasıl etkiler?

    Bir de twitter'da TCMB'nin para politikasının uzatmalarını oynadığını yazmıştınız. TCMB faizlerin yükseltilmesi gerekliliğine sebebi her ne olursa olsun ne kadar direnebilir? Bunun sonucunda çanak çömlek patlayabilir mi? Patlaması ne şekilde olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ABD'de AB'de faizler ister istemez artacak. Paranın bir geri çekilme dönemi olacak. Şimdiden bazı kıpırtılar var.
      BU eğilim başladığında eğer biz cari açık sorununu hala sıcak para ile çözmeye devam ediyorsak (ki olacağı odur) TCMB faizleri artırmak zorunda kalacak. Bu aynı zamanda TCMB'nin araç bağımsızlığının da bir anlamda test edilmesi olacak.

      Sil
  13. Hocam yazı için çok teşekkürler. Ekonomik gelişmenin herzaman yaşanabilir ortamlar anlamına gelmediğini de göstermesi açısından çok önemli bir çalışma. Hocam Güney Kore,Vietnam,Malezya gibi ülkelerin genel durumu nasıl.Detaylı inceleme fırsatı bulabildiniz mi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Ülkelerle ilgili ayrıntılar linkini verdiğim raporda var.

      Sil
  14. hocam daha önce size bahsettiğim; 10 İnovasyon Emri/ tom kelley kitabını okudunuz mu?
    okuduysanız yorumlarınızı merak ediyorum :)

    YanıtlaSil
  15. bir de eskisi gibi anket yapmıyorsunuz sanırım. anketlerden verim alabiliyorsanız bence devam edin anketlerinize :)
    iktisat gözlemdir siz de nabız ölçmüş olursunuz hem anketlerle/ okurlarınızla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet biraz ihmal ettim aklımda bir iki tane anket var, yapacağım.

      Sil
  16. Hocam Allah razı olsun...çalışmalarınızı takip ediyoruz

    YanıtlaSil
  17. hocam teşekkürler, türkçe link hangisi acaba bulamadım desem:)

    YanıtlaSil
  18. İran 76. sırada. daha mı iyi türkiye'den yani !!! (türkiye 90, by the way)

    YanıtlaSil
  19. Yeşil kartlı sayısı 11 milyona çıkmış. Bloomberg'de Yavuz Semerci bile şaşırdı. İnanılmaz bir rakam. Benim çevremde(İstanbul'da) bile bu tür kişiler çok. Hele köylerde kalanlar. İnek,tavuk,bahçe diye bir şey kalmadı.Köy yaşamı bitmiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sosyal devlet işini biraz fazla abartmış durumdayız. Bu konu sağlık işinde de böyle. Bana hep İngiltere'de Thatcher öncesinde yaşanan olayları hatırlatıyor.

      Sil
  20. Türkiye'De Gini katsayısı,gini katsayısı hesaplama,en adil gelir dagılımına sahip ülkeler,gelir dagılımı,zengin-fakir arası gelir farkı konusunda BİR MAKALE hazırlarsanız çok iyi olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmişte böyle makalelerim var. Bunları yenilemek için TÜİK'in 2011 - 2012 gelir dağılımı araştırmasının sonucunu bekliyorum.

      Sil
  21. son zamanlarda çoğu insanımıza var olan ekonomik krizleri ile beraber Avrupa ülkelerinin özelllikle İspanya İtalya Yunanistan gibi ülkelerin sanki sefalet içindeymiş gibi gösterilerek avrupa birliğine karşı insanları soğutma politikası uygulandığı kanısındayım.

    her ne kadar kriz içerisinde de olsalar da bizim onların seviyesine ulaşmamız için çok mesafeler var. bir yunanistana bakıyoruz hemen hemen tek önemli ekonomi bazında kalemi turizm. onlardaki turizm bazında güzellik aslında fazlasıyla bizde de var. her türlü potansiyel olarak işgücü olsun sanayi olsun onlarda olmayan her şey biz de var ama biz bütün mühim göstergeler bakımından onların çok gerisinde kalmış durumdayız. yani şu kriz durumlarında dahi bizden çok daha fazlaları var hala. hocam bu durumu analiz ettiğimizde sizce bunun temel sebepleri neler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aradaki en temel fark demokrasi, hukuk, eşitlik gibi konularda ortaya çıkıyor. Bir de kadınların toplum yaşamına girmeleri meselesi var. Bizde kadın nüfusun yarısından çoğu ilkokuldan öteye gidemiyor, beşte birinden fazlası çalışma yaşamında yok.
      Demokrasinin eksik, hukukun geri, eğitimin kötü olduğu ve kadınların geride kaldığı bir toplumda milli gelirin ileri gitmesi ancak bu kadar etki yaratabiliyor.

      Sil
  22. işte çalışırken para biriktirdim Marmaris'e tatile gittim. Gurbetçi gençler var. Ne iş yapıyorsunuz dedim. Çalışmıyoruz dedi. 20 yaşında. Nasıl Marmaris'e geldin dedim. Devlet parasıyla dedi.
    Almanya'dan emekli amcam emekli maaşını söylemiyor. Ara sıra Türkiye'ye geliyor.Emekli maaşı da iyi.

    YanıtlaSil
  23. hocam konu ile alakasız ama aklıma takıldı. reel kesimin kısa vadeli dış borcu verilere göre 33 milyar dolar. peki hocam reel kesim hangi kaynaklar aracılığıyla dışarıdan borçlanıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Reel kesimin asıl borçlanması yurtdışından satın aldığı mal ve hizmetleri kredili olarak satın almasından doğuyor. Örneğin bir tekstil makinesi satın alan şirket bunu kredili olarak alıyor. Ayrıca bankaları aracılığıyla kredi de alıyorlar.

      Sil
  24. Hocam yine yeni yeniden teşekkürler yazınız için. Geçen hafta bir arkadaşımla bu konudan bahsediyorduk. Siz derleyip toplamışsınız. Yazıya bir eleştiri getiremeyeceğim ancak Ukraynanın gini katsayısı beni çok şaşırttı. Bir müddet yaşadım farklı şehirlerinde. Yurda döndüğümde anlattığım en önemli konuydu belki de çok fakirler ile zenginlerin birlikte yaşadığı. Gelir dağılımı uçurumunun çok olduğu. Bu konuda Dünya'nın en iyilerinden bir tanesi olmaları pek inandırıcı gelmiyor hala. Birşeylerle oynamışlar gibi geliyor halka karşı bilimsel bir veri ile savunma yapmak için.
    Siz perdenin arkasıyla ilgilenmiyorsunuz bu yazıda tabi ki ama belirtmek istedim. Saygılar. İyi çalışmalar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıda sadece verilere dayanarak yorum yapmış olsam da perdenin arkası beni çok ilgilendiriyor. BM, ülkelerden derlediği verileri kullanıyor doğal olarak. Veriler üretilirken bir takım oynamalar olabilir. Özellikle gelir dağılımı çok oynamaya müsait bir veri seti.

      Sil
  25. Hocam müsadenizle HDR konusunda kısa bir ekleme yapmak istiyorum:

    UNDP esasında insani gelişmişlik düzeyini 4 indeks üzerinden ölçüyor. Bunların en bilineni ve bizim 90. sırada olduğumuz HDI (human development index).Bu indeks oluşturulurken sadece doğumda hayatta kalma beklentisi, nüfusun eğitim durumu (sanırım 25-64 yas ama emin değilim), eğitimde kalma beklentisi ve SGP düzeltmesi yapılmış kişi başına GNI kullanılıyor. Bu indekste bu kadar geride olmamızın temelinde, ortalama eğitim süremizin 6,5 gibi çok düşük bir düzeyde olması ve indeks hesaplanırken geometrik ortalama kullanılması yatıyor..Ortalama eğitim süresi kısa vadede değişebilecek bir değişken olmadığından, TR'nin bu indekste kısa vadede bir sıçrama yapması söz konusu değil. Hesaplanan Diğer indeksler ise IHDI (inequality adjusted HDI), GII (gender inequality index) ve MPS (Multidimensional poverty index. Bu indeksler gini vs gibi diğer değişkenleri içeriyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katkınız için teşekkürler.

      Sil
    2. hocam saygilar sadece bilgiler icin tesekkur etmek istedim

      Sil
  26. KOF ekonomik küreselleşme endeksi nasıl hesaplanıyor hocam bu konuda da bilgi verebilirmisiniz

    YanıtlaSil
  27. Hocam iyi akşamlar,İnsanı gelişmişlik endeksinin kimler geliştirdi? İktisatçılar kimler? bilgi verebilir misiniz

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!