Ben Bernanke Sen Kimsin?
Amerikan Merkez Bankası Başkanı
Ben Bernanke Harvard Üniversitesinde ekonomi okudu. Doktora derecesini
Massachussetts Institute of Technology’den (MIT) “Long term commitments, dynamic
optimization and the business cycle” başlıklı teziyle aldı. Tez danışmanı ünlü
iktisatçı, şimdiki İsrail Merkez Bankası Başkanı Stanley Fischer’di.
Bernanke 1979 – 85 arasında
Stanford Graduate School of Business’de ders verdi. New York Üniversitesinde misafir
öğretim üyesi olarak görev yaptı ve ardından Princeton Üniversitesi’ne geçerek
orada ekonomi dersleri verdi. 1996 ile 2002 yılları arasında Princeton
Üniversitesi ekonomi bölümü başkanlığı yaptı. 2002 yılında ABD Merkez Bankası (Fed) Guvernörler
Kurulu üyeliğine seçildi. 2005 yılında üniversitedeki görevinden ayrıldı. 2006
yılında George Bush tarafından Fed başkanlığına atandı. 2010 yılında 4 yıllık
süresi doldu ve bu kez Barack Obama tarafından ikinci kez aynı göreve atandı.
Ben Bernanke, siyaseten Cumhuriyetçi
bir kişi. Kendisini göreve Cumhuriyetçi Başkan George Bush atadı. Görev süresi
dolduğunda Demokrat Başkan Barack Obama baştaydı ve hiçbir tereddüt göstermeden
Cumhuriyetçi partiye mensup olduğu halde Bernanke’yi yeniden göreve atadı. Önceki
Fed Başkanı Greenspan de benzer biçimde her iki partiye mensup başkanlarca art
arda atanmıştı.
Bernanke göreve geldikten bir
süre sonra subprime mortgage kriziyle karşı karşıya kaldı. Bu konu çözüme doğru
ilerlerken bu kez Lehman Brothers krizi yaşandı. Bu kriz yumuşamaya yüz
tutmuşken Euro bölgesi krizi patladı. Bu krizler bir araya geldiğinde tam
anlamıyla bir küresel krizi temsil ediyordu. Ve bütün ülkelerin Merkez Bankası
Başkanları ve hatta siyasetçileri Ben Bernanke’nin ağzının içine bakıyordu.
Bernanke bir yandan ABD ekonomisini toparlamaya çalışırken bir yandan da dünyadaki
öteki ekonomilerin durumunu kollamakla meşguldü.
Bernanke kriz döneminde başarılı
oldu mu? Bu tür değerlendirmeler bugün farklı, kriz bittikten sonra farklı
olacak kuşkusuz. Benzer bir durum Alan Greenspan için de geçerli oldu.
Görevdeyken göklere çıkarılan, adına kitaplar yazılan, maestro ünvanı
yakıştırılan Greenspan, sonraları krizi çıkaran adam ilan edildi. Onun için
Bernanke’yi başarılı ya da başarısız ilan etmek için biraz daha beklemek gerekse
de şu ana kadar başarılı bir Fed başkanlığı yaptığını düşünüyorum. Sakin ve
kararlı tavrıyla piyasaların son derecede ciddiye aldığı bir Fed başkanı olmayı
başardı ve mesajlarıyla beklentileri yönetebildi.
Son günlerde ABD Başkan
adaylarından Mitt Romney, göreve geldiğinde Ben Bernanke’yi Fed Başkanlığından
alacağını ima eden açıklamalar yaptı. Bu açıklama birkaç nedenle çok yanlış görünüyor
bana: (1) Romney Cumhuriyetçi, Parti’nin başkan adayı. Bernanke de
Cumhuriyetçi. Ama tarafsız tutumu nedeniyle Demokrat Başkan Obama onu tekrar
atadı. Romney’in onu görevden alacağını açıklaması Romney’e puan kaybettirir.
(2) Amerikalılar Fed Başkanı’nın tarafsız olmasına alışıktırlar. Romney’in
Bernanke’yi görevden alacağını açıklaması ileride Fed’in tarafsızlığına
müdahale edileceği anlamına yol açıyor ki bu da Romney’e puan kaybettirir. (3)
Romney kazanır ve dediklerini yaparsa Fed, dünya çapında prestij kaybeder ve
Fed Başkanı’nın etkinliği azalır.
Her ne kadar Romney’in bu
açıklaması Bernanke’nin Obama’ya yarayacak bir genişleme paketi uygulamasını
önlemeye yönelik olsa da ABD açısından alışılmamış bir tartışmanın önünü
açıyor.
Üstad, bence FED açısından kritik konu "devlet içinde devlet olma" özelliğini koruması, denetlenmemesi ve kimseye hesap vermemesi ki buna genelde "bağımsızlık" diyorlar. Özellikle ABD hazinesine ait altın rezervlerine ilişkin işlemlerin denetlenmemesi FED açısından hayat memat meselesi. Çünkü altın, zamanında JP Morgan'ın da dediği gibi "bankerin aşil topuğu" Diğer ifadeyle Romney ve Cumhuriyetçiler, eğer FED yasasını değiştirmezler ve FED'in son 50-60 yıllık işlemlerine dair bir audit yasası çıkarmazlarsa, Bernanke gitmiş yerine bir başkası gelmiş çok da önemli olmaz ve fark etmez.
YanıtlaSilAslında Amerikalılar buna bağımsızlık demiyorlar. İngilizce olarak "independent within government" diyorlar. Yani hükümet içinde bağımsız, yani karar almada bağımsız yoksa hesap vermede bağımsız değil. Denetim çok ince bir konu. Siyasetten bağımsız yapılırsa ülkeye yarar sağlar ama siyasetin emrinde yapılırsa kötüye kullanılması çok kolaydır. Ve Merkez Bankası'nın siyasetin emrine girdiği kanısı bir kez yayılırsa bir daha kimse MB'nin para politikasına itibar etmez.
SilSayın Eğilmez üzerinde düşündüğüm bir konu idi son zamanlarda. Teşekküre ederim bilgilendirdiğiniz için.
YanıtlaSilDevlet olmanın en önemli olmazsa olmazı kırmızı çizgilerinin olması, yani yürütmenin devlet işleyişine devamlı müdahil olmamasıdır. Mevcut ikilemli sistem ABD için sadece bir tiyatronun sahnesi olduğuna inanıyorum.Arkada ışık, ses, suflör, dekor derken büyük bir topluluk mevcut. ABD bunu en iyi uygulayan ve demokratik görünen devlet...
Tüm FED başkanları çok iyi eğitimli, zeki insanlar. Ama sanırım arkalarında iyi bir ekip olmalı.Halen ABD ekonomisi bence güçlü dolara geçebilecek durumda değil. FED de buna uygun politika izliyor.
Yıllar önce Greenspan atandığında önde kürsüde teşekkür konuşması yaparken arkasında ABD Başkanı Ronald Reagan ellerini kavuşturmuş olarak duruyordu. Konuşma bittikten sonra Reagan alkışlayarak geldi ve Greenspan'i kutladı. Bu her FED Başkanı yada USTR Başkanı atandığında yaşanan bir rutindir. Orada ABD Başkanı ben senin arkandayım rahat ol ve seni destekliyorum mesajı verir. Semboliktir ama önemlidir. Aynı manzara Clinton zamanında da tekrarlandı. Şimdi Romney'in bu söylemin içine girmesi doğu kültürüne uygun ama batı kültürüne uzak bir yaklaşımı sergiliyor. Doğu, batıdan birçok şeyi kopya etti ama belli ki batı da doğudan bazı şeyleri kopya etmeye başlıyor.
Silhocam enfes bir yazı. özellikle de amerikan tarihini ve yaklaşan başkanlık seçimlerini ilgi ile takip ediyorum.
YanıtlaSilşimdi eğer bir mahsuru yok ise the newsroom dizisinin (yakın zamanda cnbc e de yayınlanmaya başladı ya da yayaınlanacak) bölüm bölüm çıkarımlarını yaptım. onun linkini koyma niyetindeyim:
http://www.uludagsozluk.com/k/the-newsroom/@cahil+profesor
amerikan siyasi olaylarını da senaryosuna dahil eden dizi.
ayrıca geçen seneki boston çay partisinin vukuatı da olaya dahil edilmiş.
izleyen arkadaşlar var ise bölüm bölüm çıkarımlarımı ve ilaveten kaynak koymaya çalıştım.
ayrıca alan greenspan demişken, daha önce de yazmıştım ama hatırlatma olur:
inside job'da da yukarıda söyledikleriniz var aynen. hatta reagan arkasında duruyor:
http://galeri7.uludagsozluk.com/219/inside-job_315806.jpg
bu sefer bush un arkasında:
http://galeri2.uludagsozluk.com/202/inside-job_315807.jpg
bu da bonus olsun :)
enron skandalını anlatan belgesel niteliğinde film:
"the smartest guys in the room"
"kaliforniya'nın bütçe açığı vermesi ve akabinde oyuncu arnold schwarzenegger in nasıl da oraya rahatlıkla vali olarak atandığını da görmek mümkün."
Çok hoş katkılar, teşekkürler.
SilÜstad, sayın Dr. Vural'a verdiğiniz cevapta Reagan'ın Greenspan'e desteğinden söz etmişsiniz. Ama unutulmaması gereken bir husus var ki "enflasyonun belini kıran adam" olarak tanınan Volcker'in yerine Greenspan'in getirilmesi de Reagan'ın bir siyasi tercihiydi. Reagan yönetimi "reel faizler çok yüksek, ekonomiyi boğuyorsun" diye Volcker'e sürekli çıkışıyordu. Tabi bir de Savings&Loan meselesi dolayısıyla Volcker aleyhine yapılan lobi vardı. Greenspan'in FED başkanlığına getirilmesi Reagan açısından meyvesini hızlıca verdi. Volcker'in görevde olduğu son yıl reel faizler ortalama %3.7 seviyesindeyken, Greenspan'in ilk yılında ortalama %1.7'ye geriledi. O nedenle "FED başkanına destek veren Reagan" örneği biraz yanlış bir örnek olmuş gibi geldi bana. Ayrıca Greenspan'in görev süresine 3 tane finansal balonu sığdırabilmiş "müstesna" bir başkan olması akıldan çıkarılmamalı: 1-S&L krizi 2-dotcom balonu 3-housing balonu
YanıtlaSilBenim demek istediğim ABD Başkanının FED Başkanı'na yani kendi atadığı adama gösterdiği saygıydı. Aynı saygıyı Clinton da gösterdi. Kendi seçmediği halde yeniden atadığı adama aynı saygıyı gösterdi.
SilGreenspan'in dönemine üç balon sığmasının nedeni biraz da onun çok uzun süre görev yapmış olmasındandır.
Başkan Reagan, başkan Carter tarafından atanan Volcker'le çalışmak istemedi. Siyasi bir tercih kullandı. Ki Volcker halkın gözünde oldukça iyi bir izlenime sahipti. Temmuz 2012 itibarıyla Bernanke'nin seçmen nezdinde "approval" oranı %26. Volcker'in "approval" oranlarıyla kıyaslanmayacak derecede düşük bir rakam. Romney, Bernanke'yi görevden alırsa tıpkı Reagan gibi siyasi bir tercih kullanmış olacak.
SilBenim bildiğim Reagan, Volcker'ı yeniden atadı ve bir dönem birlikte çalıştı. http://en.wikipedia.org/wiki/Paul_Volcker
SilBurada konu siyasi tercih kullanmak değil. Elbette siyasi tercih kullanabilir. Sorun daha seçilmeden FED Başkanını görev süresi dolmadan görevden alacağını ilan etmek.
Reagan'ın 1980 yılındaki seçim kampanyası "enflasyonu ezeceğiz. doların itibarını yeniden tesis edeceğiz" söylemine dayanıyordu ve Volcker bunun için uygun bir isimdi. O nedenle Volcker'le 1 dönem daha devam etti. Ama 1987'ye gelindiğinde Reagan'ın siyasi tercihi değişti ve Volcker bu tercihe ters düştü. Şimdi Romney'in seçim kampanyası "sosyal güvenlik, Medicare, bütçe kesintileri, vergiler, kamu borcu" gibi konulara odaklı. Bernanke gibi doları sulandırıp, varlık fiyatlarını yüksek tutma haricinde amacı olmayan bir başkan Romney için elzem değil. Bi başkası da olur, onun açısından önemli değil.
SilMahfi Bey: Yazınızda, merkez bankası başkanlarının başarılarının ya da başarısızlıklarının zaman içinde ortaya çıktığını belirttiğiniz bölüme özellikle dikkat etim. Aklıma Greenspan'in görevi bıraktığı günlerde New York Times'ta okuduğum bir makale geldi. Makale, Greenspan'in pekçok iktisatçı gibi belli bir ekole bağlı olmamasının kendisini iktisat metodolojisi ve felsefesi anlamında serbest bıraktığını ve hiçbir düşünsel akıma körü körüne bağlanmadan para politikası araçlarını kullanabildiğini anlatıyordu. Oysa, Greenspan'in görevi bıraktığı günlerde Minsky Moment ilk işaretlerini veriyordu. O kadar iyi istatistik değerlendirebilmesine rağmen 2008 krizine giden balon yaratan verileri göremedi. Bunu da daha sonra itiraf etti. Bence, faiz oranlarını görevi bırakmadan önce yükseltmeye başlamalıydı. Bernanke ise bence de bugüne kadar başarılı bir dönem geçirdi ama bir süre önce Krugman'ın kendisine yönelttiği eleştirileri de değerlendirmekte fayda olduğu kanısındayım. Bu eleştiriyi bir süre önce kaleme almıştım: http://ardatunca.blogspot.com/2012/05/krugmann-bernanke-elestirisi.html
YanıtlaSilRomney'nin Bernanke ile ilgili fikirleri ise Amerikan ekonomisine ve dolaylı olarak da dünya ekonomisine zarar verecek türden. Başkanlık yarışı çerçevesinde de konuyu değerlendirecek olursak, ortada ekonominin ve uluslararası terörün Amerikan Halkı üzerindeki etkilerinin şekillendireceği bir seçim var. İbre şimdilik Obama'yı gösteriyor gibi. Ayrıca, Bernanke gibi kriz ekonomisini iyi bilen bir merkez bankası başkanının görevden alınacağının belirtilmesi de hiç akıl karı değil şu anda. Bu konuda da geçen haftaki değerlendirmeler çerçevesinde konuyu değerlendirmek lazım ki görev şimdi maliye politikası tarafında. Bu konu hakkında da görüşlerimi geçtiğimiz günlerde yazdığım bir yazıda dile getirdim: http://ardatunca.blogspot.com/2012/08/para-maliye-politikalar-uyumu-dersi-fed.html
Saygılarımla.
Arda Bey, Greenspan sadece 2008 krizinden önceki emlak balonunu değil, 1994-2000 dotcom balonunu ve 1989 S&L krizini de atladı. Canım Greenspan'im ya, kariyerine Ayn Rand'ın kanatları altında "altın standardı" savunucusu olarak başladı, sonra "Maestro" oldu, eğer ömrü yeterse kriminal vakadan kodesi boylayacak.
Silİşin enteresan tarafı Wall Street tayfası koro halinde "Bernanke görevden alınırsa ekonomi için iyi olmaz" diyor. Ya kardeşim bi susun, ses çıkarmayın. Siz "Bernanke iyi adam" dedikçe halk kıllanıyor, "bunlar Bernanke'yi bu kadar savunduklarına göre Bernanke de bunlar gibi hırsız olmalı" diye düşünüyor.
Ben konuya kimin ne dediği açısından bakmıyorum. Sadece ekonomi kuralları çerçevesiyle irdeliyorum herşeyi. Bu çerçevede de diğer balonları da atladığını düşünmüyorum ama dediğiniz gibi Ayna Rand hayranlığı ile "deregülasyon" kavramına fazla yaslandığını ve felsefi hatalar yaptığını düşünüyorum. Yani, kapitalizmin yanlış uygulanışına katkıda bulundu.
SilBu arada, Mahfi Bey'den bloğunu yazışmalarla işgal ettiğimiz için özür diliyorum.
Arda bey, yazınızı okumuştum zaten. Çok doğru analizler içeriyor. Burası bir tartışma ortamı ben konunun tartışılmasından mutluluk duyuyorum.
SilBiz Bernanke'ye iyi adam ya da kötü adam demiyoruz sadece bir FED Başkanına bugün yapılan yanlışların yarın Amerikan ve dolayısıyla dünya ekonomisine zarar vereceğini söylüyoruz.
Romney'in Stratejik hata yaptığını düşünüyorum, her halukarda bu yaklaşımın ona puan/itibar kaybettireceği açık...
YanıtlaSilİstatistiklere göre Bernanke'nin icraatlarını onaylayanlar ağırlıklı olarak "ideolojik seçmen" kitlesi. Yani, evli, orta yaşlı veya orta yaşın üstü beyazlar. Bunlar olağanüstü olaylar olmadığı müddetçe oy tercihlerini değiştirmeyen kitle. Bernanke'nin azledilmesi de olağanüstü bir olay değil. Romney bunu bildiği için bu kadar rahat.
SilHocam bırakın dedi bernankeyi, yazın söyle Bir hitit hikayesi coşalım
SilYazınızın başlığı uzun yıllar önce Nadir Nadi'den okuduğum bir anekdotu hatırlattı:Nadir Nadi bir kokteylde Asil Nadir ile karşılaşır.Asil Nadir "bendeniz Asil Nadir" deyince, "bendenizde sefil Nadir" cevabını verir.Saygılar...
SilSuha Özçetin
Güzel bir anekdot ben okumamıştım.
SilMerkez bankası her şekilde bağımsız ama denetlenebilir olması gerekmekte . açık söylemek gerekirse Bernanke benim beklentilerimi karşılamıyor. Şuanda hali hazırda geçmişten kalan sıkıntılar mevcut ve bunun kahrını çekiyor. diğer taraftan ABD bugünkü krizleri ithal etmiştir. Aslına bakarsanız lehman brothers da bir gecede bankanın içerisi boşaltığı yönündeki haberleri duymuşunuzdur. birileri oynar birileri düşünür birileri yapar.
YanıtlaSilMuhterem Hocam, yazdıklarınızın içeriği ile ilgili fikir yürütecek kadar bilgim veya birikimim yok. Her yazdığınızdan birşeyler öğreniyorum, çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilAncak yaygın bir yazım yanlışına dikkat çekmek isterim. Malum, ABD'de merkez bankası işlevini yürüten kuruluşun adı Federal Reserve Board. Amerikalılar buna kısaca "Fed" diyorlar. Ancak her ne hikmetse bu kısaltma Türkiye'de tüm harfleri büyük olarak, "FED" şeklinde yazılıyor.
Türkçe kurallarına göre her harfini büyük yazabilmemiz için bir kısaltmanın, açık şeklinin kelimelerindeki baş harflerden oluşması gerekir, NATO gibi, İKÖ gibi. Oysa "FED" yazımı buna aykırı.
Sizin gibi devletin en üst kademelerinde sorumlu görevleri başarıyla yürütmüş, daha önemlisi gelecek kuşaklara ders veren bir hocamızın bu yanlışı düzeltmeye önayak olması bence mükemmel bir örnek olurdu.
Selam ve saygılarımla,
Aslında çok haklısınız biz de kapılmışız Türkçe'deki yanlış yazılışa gidiyoruz. Doğrussu Fed olmalı, en azından ben öyle kullanacağım. Hatta bu yazıyı düzelterek başlayayım.
Silikinci bir sorum olacak Bernanke doları çok iyi yönetiyorsa neden emtiaya yöneliş var? Ons bazında altın yükseliyor petrol yükseliyor bence çok yakında hanı bu başkanımızın dediği teget geçmeden ziyade büyük bir ekonomik buhran geliyor gibi hatta gibisi fazla siz ne derseniz bu gidişe dur diyecek kadar faydalı olabilecek mi Bernanke?
YanıtlaSilBernanke'nin devraldığı koşulları gözden uzak tutmamak gerekir. Adam şu ana kadar hep krizle uğraştı.
SilÜstadım, Bernanke 2006 başında görevi devraldığında ABD M3 para arzı 10.2 trilyon dolarmış. (Fed sonradan M3 para arzı istatistiklerini yayınlamayı bıraktı ama bazı ekonomistler bu veriyi çeşitli data vasıtasıyla hesaplamaya devam ediyorlar) M3 para arzı 2008 ortalarında 14.6 trilyon dolar olmuş yani 2.5 yılda %43 artmış! Küresel rezerv para birimi için anormal bir artış. Zaten Amerikan tarihinde en yüksek para arzı artış hızı Bernanke'nin başkanlığı döneminde gerçekleşmiş. Krizin en önemli nedeni ortada dönen fazla para dolayısıyla şişen varlık balonları olduğuna göre 2002'de Fed'de görev almaya başlayan Bernanke'nin bu balonların oluşumundaki sorumluluğu bir hayli fazla. Müsebbibi olduğu krizle de uğraşsın bir zahmet.
YanıtlaSilBernanke parasal genişlemeyi, krizi önlemek için yaptı. Yapmasaydı ve sistem batsaydı şimdi herkes niçin parasal genişleme yapmadın diye suçluyor olacaktı.
SilAma Üstad, 2006 başıyla 2008 ortaları arasındaki artışın QE gibi şeylerle ilgisi yok ki. Fed'in bankaları başıboş bırakması kaynaklı anormal kredi artışı söz konusuydu. Diğer taraftan 2008 ortalarında 14.6 trilyon dolar olan M3 para arzı 2012 ortaları itibarıyla 14.5 trilyon dolar. 4 yıldır yerinde sayıyor ki bu da bir anormallik. Problem belki de orta yolun bulunamaması. "Fed'in o tarihlerde yetkileri sınırlıydı. Dodd-Frank'la yetkileri sonradan artırıldı" denilebilir ama Fed'in 2009-2010 öncesi de bankaları dizginleme yetkisi vardı ve bu iş için gerekli olanaklara, araçlara sahipti.
Sil